Dini bayramlar inananlar için kutsal hediyelerdir; sevinç ve ferahlık günleridir.
Ama bu bayramların en güzel yanı, inanmayanlara veya inanç iklimine uzak duranlara bile o sevinci tattırabilmesidir.
Bu açıdan baktığımızda Ramazan Bayramı elbette “Şeker bayramı falan değildir, ama şeker gibi bir bayramdır!”
Bir de bayram denince, hemen çocuklar ve çocukluğumuz gelir aklımıza. Bayram çocuklaştırır içimizi. Bayramlık elbiselerini başucuna koyup uyuyan çocuklar var mı hala bilemiyorum ama çocukların dün olduğu gibi, bugün de bayramları başka bir coşkuyla yaşadıklarını biliyorum.
Yine de bayramlarla çocukları ve çocukluğu özdeşleştirmeyi hem bayramın anlamına hem de yetişkinlerin ihtiyaçlarına karşı haksızlık olarak görüyorum.
TATİL FIRSATI DEĞİL
Ramazan boyunca kendini tutanların, sakınanların şimdi bayram etmesi en tabii haklarıdır. Ama ibadetini yerine getirsin, getirmesin, biz koca bebeklerin de azıcık gönül almaya, hatır sorulmasına ve barışa, barışmaya ne çok ihtiyacımız var!..
Peki yapıyor muyuz bunu? Doğrusu pek yapmıyoruz! Biz ne dersek diyelim, dünya değişiyor, gelenekler bile yeni kılık kıyafetlere bürünüyor. Ortaya konuşarak kaçak oynamanın alemi yok! Çünkü giderek yaygınlaşan “Bayram geldi, fırsat bu fırsat, şehirden gidelim” tavrına gıcık olmaya başladım.
Ben bayramlarda tatile kaçmayı hiç düşünmedim fakat yerimde kalıyorum da ne oluyor? Fark ettim ki her zaman görüştüğüm eş ve dostlar ortalıkta yoklar...
'Nerede o eski bayramlar' sözü ortak dillerde bir gülümsemeye dönüştü. Evet, gerçekten yok artık o eski bayramlar. İnsan çocukluğunda yaşadığı bayram hazzını düşününce bugününden zevk almaz oldu. Hep bir hasret ve iç çekmelerde anar oldu yaşadığı günleri. Neden böyle oldu ki?
Yaşanan ekonomik şartlardan mı yoksa çocukluğa duyulan özlem mi veya bir türlü alamadığı ruhsal doyum mu, doyumsuzluk mu? Belki de insanlığın süratle bir egoizme doğru gitmesidir.
Eskiden geniş ailelerde yaşarken artık daha bireysel bir yaşam sürmemizden de olabilir. Bunlar gibi binlerce soru çıkarılabilir aslında. Belki de hepsi. Herkes aynı şeyi söyleyip duruyor. 'Nerde o eski bayramlar' diye ama kendisine dönüp bir baksa, kendi ne yapıyor o eski günleri yaşatmak için o ayrı bir konu. Tabii ki yaşadığımız zaman, iş hayatı, stresler derken insan birazcık nefes alabilmek için bayram tatilinde fırsat bilip tatil yapmak, dinlenmek, gezmek istiyor. Beki de çekirdek ailesiyle, belki de arkadaşlarıyla, büyüklerini de telefonla aramakla yetiniyor keza yakınlarını da.
DEĞİŞİMİ KENDİMİZDE ARAYALIM
Tanıdığım herkesin mutlaka eski bayramlarla ilgili anıları vardır. Çocukluğundaki el öpme merasimlerinden, verilen kolalı mendillerden, harçlıklardan dem vurur, yediği o lokumlardan, bayram tatlılarından, annesinin ev baklavalarından bahseder veya bayram öncesi kendisine alınan bayram kıyafetlerinin, ayakkabılarının günlerce başucunda durduğundan bahseder. Artık bayramlarda değil her gün alınıyor ve dolaplara sığmıyor kıyafetler, yeni kıyafetlerin önemi mi kaldı?
Ve eskiden nesnel varlıklarımız bugünkü gibi çok değildi. Ama yine de insanlar mutlu olmayı biliyorlardı. Keza ben de öyle… Ortak noktalarımız çocukluğumuzda geçirdiğimiz bayramlar. Şimdi hangileri var? Herkes bir yerlerde birbirlerine bayram kutlamaları için sms’ler atıyor ve olay bitiyor. Eskiden bayramlar yoğun bir heyecan dalgası ve büyük bir beklentiydi biliyorum. Günler öncesinden evler temizlenir. Tatlılar yapılır ve bayram ilk günü sabahtan itibaren çocukların, yakınların ya da komşuların ziyareti beklenirdi.
Eski bayramlarda çocuklara demir para harçlık verilirdi. Eski bayramlarda gazeteler de çıkmazdı. Bütün yazarların ortak yazdığı bayram gazetesi çıkardı.
Değişimi bayramlarda değil, kendimizde aramalıyız. Manevi değerlerimizi daima hatırlayıp çocuklarımıza öğretmeliyiz.
Yok artık o eski bayramlar!..
Ama büyükler, anneler, babalar, dedeler, nineler, yaşlı akrabalar hala o eski bayramları yaşıyor ve bekliyorlar, bunu da göz ardı etmemek lazım. Bir gün onların yerine bizim geçeceğimizi de unutmadan.
Hepinize iyi bayramlar iyi hafta sonları diliyorum sevgili Denge okurları.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.