Yerel seçimlere giderken, 27 Mart 1994 yerel seçimlerini hatırladım. ANAP adayı İlhan Kesici, CHP adayı Ertuğrul Günay, DSP adayı Zekeriya Temizel, DYP adayı Bedrettin Dalan, RP adayı Recep Tayyip Erdoğan, SHP adayı Zülfü Livaneli idi. Merkez solun %34, merkez sağın oyu ise %26 idi. Milli görüşün oyu ise %25 idi.
Merkez solun ve sağın bölünmesi milli görüş adayına yaradı, herkes seçimin Zülfü Livaneli ile İlhan Kesici arasında geçeceğini düşünürken aradan hiç düşünülmeyen Recep Tayyip Erdoğan seçimi göğüslemişti.
CHP 31 Mart seçimlerine giderken açıkladığı adayları incelerken sanki tarih tekerrür edecek 94 yılında yaşanan tablo gibi netice çıkacak hissine kapılıyorum.
Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu’nu Kırklareli halkı istediği halde yeniden aday yapmadılar. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ı Silivri halkının çoğunluğu istediği halde yeniden aday yapmaya yanaşmıyorlar. Kartal’da sevilen Belediye Başkanı Altınok Öz’ü doğru dürüst tek bir gerekçe bile göstermeden yeniden aday yapmadılar. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’nu yeniden aday yapmadılar. Niye? Çünkü Aykurt Nuhoğlu olağanüstü kurultay talebinde bulunarak Muharrem İnce’ye yarayacak bir adım attı da ondan!
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ı yeniden aday yapmadılar. Seçmen Ankara’ya Genel Merkez’in kapısına dayandı davul ve zurna ile protesto için.
Buca, Karşıyaka, Menemen’de başarılı belediye başkanları varken hiçbiri yeniden aday yapılmadı. İzmir’de 22 ilçenin 15’inde başarılı belediye başkanları yeniden aday gösterilmedi.
İzmir’de yanlışları görünce yeniden adaylığını açıklayan Aziz Kocaoğlu’nu bozuk para gibi harcadılar. Seferihisar’da yanlış uygulamalarda olan bir defa daha seçilmesi şüpheli olan HDP’ye yakınlığıyla bilinen Tunç Soyer’i getirip İzmir’e aday yaptılar.
Şişli’de yüz bine yakın oyu bulunan seçim çalışmalarına iki yıl önceden başlayan Mustafa Sarıgül’ü başka partiden aday olması için adeta zorladılar.
Şişli’de CHP’nin oyları ile DSP’nin adayı Mustafa Sarıgül’ün oyları ikiye bölünürse AKP adayı tıpkı 94 seçimlerinde olduğu gibi aradan sıyrılıp Şişli’yi kazanırsa...
Bunun sorumlusu kim olacak?
İstanbul’u alacağız diyorsunuz yüz bin oyu olduğu bilinen adayı elinizin tersiyle itiyorsunuz. Üstelik eski Belediye Başkanı Hayri İnönü’yü hiçbir neden göstermeden harcıyorsunuz. Geçen seçimlerde İstanbul’un tamamını temsil etmesi için aday gösterdiğiniz kişiyi bu defa İstanbul’un bir ilçesine layık görmüyorsunuz.
Yerel seçimler genel seçimlere benzemez seçmen öncelikle partilerin adaylarına bakar.
Siz aday gösterirken seçilecek adayları değil, kafanıza uymayanları başarılı olsalar bile tasfiye yoluna gidiyorsunuz.
AKP aylar öncesinde çalışmalara başladı adayları belirledi sessiz sedasız... CHP’de dövüş kavga… Neymiş parti içinde demokrasi varmış, kavga nedeni bu imiş. İsmet Paşanın sözü gibi sizlere sesleniyorum: “ Hadi canım sende”
Üç dönemdir Marmaris Belediye Başkanlığı yapan Ali Acar: “MYK toplantısından sonra Akif Hamzaçebi arıyor. Evet başkan seninle devam ediyoruz. Hayırlı olsun diyor. Sonra tebrikler geliyor ben aileme dostlarıma haber iletiyorum. Ama ne oluyorsa oluyor benim adaylığım asansörde değişiyor” diyor.
“Beni asıl çileden çıkaran kimsenin beni arayıp da üç dönem çalıştınız teşekkür ederiz dememeleri. Eğer bir yolsuzluğumuz, usulsüzlüğümüz varsa çıkıp söylerler. Ama böyle bir şekilde sonlandırmak yakışır mı? Ben ömür boyu burada başkan olmak isteyen biri değilim ki...”
Bodrum’da aşağı yukarı aynı olaylar bakalım Mehmet Kocadon’un durumu ne olacak?
Aydın’da durum bazılarının zannettiği gibi çantada keklik değil...
Efeler, Nazilli, Söke kaybedilirse Kuşadası’nda umulmadık bir netice alınırsa Aydın’da da kaybedilir.
Yazımızın sonunda Kemal bey ve parti yetkilileri ne yapmaya çalışıyor olabilir diye düşünceye dalıyorum:
A) “ Yerel seçimi nasıl kaybederiz” konulu bir deneme yapılıyor olabilir?
B) Partiyi bölme provası olabilir.
C) Beka meselesini gördüğü için cumhur ittifakına destek olmaya çalışıyor olabilir.
D) Hepsi olabilir.
SONUÇ: Hangi şıkkı seçersen seç. Doğruyu bulmuş oluyorsunuz.
Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.