Takip Et
  • 1 Şubat 2019, Cuma

KÖPEKLER NİYE İNSANLARDAN ÖNCE ÖLÜYOR?

Aşağıda anlatacağım olayı nerede okudum? Şimdi tam hatırlamıyorum. Yazarını da bilmiyorum. Aklımda kaldığı kadarını anlatmaya çalışacağım:

“Bir veteriner olarak Belker isimli, 10 yaşındaki İrlanda cinsi bir kurt köpeğini muayene için çağrılmıştım. Köpeğin sahipleri Ron, eşi Lisa ve küçük oğulları Shane olmak üzere köpeklerine çok bağlılardı. Ve benden bir mucize bekliyorlardı. Belker’i muayene ettim ve kanser sebebiyle ölmek üzere olduğu teşhisini koydum. Aileye Belker için yapacak bir şey kalmadığını ve izinlerine istinaden evde uyutarak ötenazi uygulamayı teklif ettim. Gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra aile altı yaşındaki oğulları Shane’in de uygulamayı görmesinin iyi olacağını söyledi. Shane’in bu tecrübeden bir şeyler öğrenebileceğini düşünüyorlardı. Ertesi gün yine boğazımdaki o tanıdık düğümlenme ve aile ile köpeğin etrafında toplandık. Küçük çocuk köpeğini son bir defa severek “Hoşçakal” derken o kadar sakindi ki, ne olup bittiğini anlayamadığını düşündüm. Birkaç dakika içinde Belker sessiz bir şekilde hayata veda etmişti. Küçük çocuk ilginç bir şekilde Belker‘in gidişini herhangi bir zorluk yaşamadan kabul etmişti. Belker’e veda ettikten sonra aile ile oturmuş, “Köpeklerin neden insanların daha az yaşadığını” sorgularken küçük çocuk aniden “Ben sebebini biliyorum.” dedi. “İnsanlar iyi olmayı, doğru bir hayat yaşamayı ve herkesi sevmeyi öğrenmek için doğar ve yaşarlar değil mi? Küçük çocuk konuşmasına şaşkın bakışlarımız arasında devam etti: “Köpekler zaten bunların tümünü bildikleri ve uyguladıkları için bizim kadar uzun dünyada kalmalarına gerek yok ki!” Küçük çocuğun konuşması üzerine düşünmeye başladım. Basit yaşa, koşulsuz sev, derinden hisset, iyilikle ve içten konuş. Eğer köpekler birer öğretmen olsalardı bize neler öğretirlerdi? Sevdiklerin eve geldiklerinde mutlaka koş ve karşıla. Hiçbir eğlence ve mutlu olma fırsatını kaçırma, yüzüne vuran rüzgâr ve temiz havanın keyfini çıkar. Kalkmadan önce germe hareketleri yap. Her fırsatta koş, zıpla ve oyna. İlgiden sıkılma ve insanların sana dokunmasına izin ver. Sıcak günlerde bolca su iç ve gölgeye sığınmayı unutma. Mutlu olduğunda tüm vücudunla dans et. Küçük yürüyüşlerin bile keyfini çıkar, sadakatli ol. Asla olmadığın birisi gibi hareket etme. Eğer istediğin şey derinde ise ve gömülü durumdaysa onu bulana kadar pes etme, kaz. Eğer birisi üzgünse sessizce yanına otur ve nazikçe destek ol. Kısacası iyi ol, herkese iyiliklerle yaklaş. Hikayemiz burada bitiyor. Şunu unutmayalım ki kimse kaderini kendi seçmiyor. Bir yerde mutluluklar saçan hayat, diğer bir yerde hüngür hüngür ağlatır. Kendimizi taşımaktan yorgun düşsek de birilerine el vermek zor değil.

İyilikler kuşlar gibidir göklere uçar. İnsan olan yüreğini iyiliklere açtığı zaman kötülükler kendilerinden de kaçar, çocuklarından da!

En son ne zaman birine iyilik yaptınız? Bir insanın hayatında melek oldunuz mu hiç? Kanayan bir yaraya parmak bastınız mı? Aç insanı gözünden anladığınızda, ne zaman bölüştünüz bir sofrayı. Bütün çıkış noktaları kapanmış bir insanın kapısını çaldınız mı? Karşılıksız iyilik bazen bir gülüştür. Düşeni yerden kaldırmaktır ve hiçbir şekilde aç insanı geri çevirmemektir. İyilik; sokaklarda dilendirilen çocuklar için yetkilileri göreve çağırmaktır. İyilik; bir kadını veya çocuğu taciz eden çakalın karşısına dikilmektir. İyilik; bazen cesaret ister ama en çok merhamet ister.

Yaşlı bir balıkçıdan ağ tutmasını, balık tutmasını öğrenebiliriz. Bir çiftçiden toprağın bereketini. Bir öğretmenden sabırlı olmayı…

İyilik öğretilmez, vicdanlar bunu zaten emreder. Ama taşınmaz mallarını vicdanlarından değerli kılanlar, sükseli mekanlarda kanlı biftekleri domuz gibi yiyenler için tek bir gerçek vardır: Para!

Kriz anonslarını duyunca o paralarını yurtdışına kaçıran bu domuzların insanlık kitabında isimlerine rastlayamazsınız! Onları gazeteler yazar ancak! Yoksul insanlardaki cinnetin sesini duymayanların cenneti de yoktur.

Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamanın da bir gün sonu gelir elbet... Kimseye “hayrı dokunmadan” geçip gitmek iş değil. Bir iyiliğiniz olsun geride kalan… Gerisi zaten yalan. Tedavülden kalkmış isyanlar ve böyle cümleler her ne kadar demode sayılsa da bu topraklarda iyi insanların ne kadar çok olduğunu biliyorum. Bazen vicdanlara yazılır yazılar. Vicdanımdan biliyorum.

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları.

YAZARIN NOTU: Rahatsızlığım nedeniyle katılamadığım, 19.01.2019 tarihinde yapılan Aydın Gazeteciler Cemiyeti olağan kongresinde beni onur kuruluna seçen kardeşlerime teşekkürü bir borç biliyor ve hepsini gözlerinden öpüyorum. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.