Tercihlerinizin getirdiği sonuçlardan ötürü veya yaptığınız bir hatayı fark ettiğiniz anda içinizi kavuran o his…
Hayatınızı ilgilendiren yanlış bir seçimin sonucunda, hiç arzu etmediğiniz bir pozisyonda kaldığınızda, karnınızı rahatsız eden tarifsiz sızı… Aşağılanma duygusu… Hele ki tercih, yanlış anlaşılmanıza sebep olduysa… Utanma duygusundan bahsetmek istiyorum.
Geçmişinizi düşündüğünüzde utandığınız anlar geliyorsa aklınıza, üzülmeyin.
Bu durum esasında iyi bir yere işaret ediyor. Demek ki; “Yeni Türkiye"de hayatta kalabilmek için, gerekli olan birtakım yeni hislere uyum sağlayamamışsınız.
Utanma duygunuz, insanlığınız, tartma beceriniz körelmemiş.
Hala yaptığınız seçimlerin sonucundan ötürü acı çekebiliyor, hata yapsan da "dik dur eğilme" çağında adeta bir uzaylı gibi yabancı kalıyorsunuz. Peki utanma duygusundan yoksun olmak neyi getiriyor? Pek çok şeyi…
BİN YIL GEÇSE UNUTULMAZ
Birincisi, insanlığımızın sarsılmasına sebep oluyor. Geçmişte “Çok çekmiş” insanların rahata vardıklarında, başkalarına çektirenlere dönüştüğünü görmüşsünüzdür.
Halbuki filmi geri sardığımızda çok çektikleri zamanlarda buna sebep olan insanların yaptıklarını izlerken onlar adına utanmışlardır. Fakat kendileri rahata erdiklerinde, yokluğun kazandırdığı o empati buhar olur.
Onlar da utanmazlar, kendi gruplarına dahil olurlar…
Utanma duygusundan yoksun olmanın bir sonucu daha vardır;
Kendi çıkarların söz konusuysa, 'Bu yolda her şey mübah' diyorsan, etrafına verdiğin zararı fark etmezsin.
Sen zayiat almadığın, kayıp vermediğin, aksine yükseldiğin için etrafı darmadağın ettiğin, insanlara zarar verdiğin o dönem iyi kalmıştır aklında. Duygusal iz bırakmamıştır. Belki zor bir dönemdi dersin, bugünden geçmişe baktığında ama o zamanları aklına kötü hislerle kodlamamışsındır. Yaptıklarını söylediklerini hatırlamamanın tek açıklaması budur.
Fakat zarar verdiklerinin hayatında öyle bir büyük yıkıntı yaratmışsındır ki yaptıkların ve sözlerin onların akıllarına kazınmıştır. Bin yıl geçse onlar unutmayacaklardır.
Dün kuyu kazan insan bugün insanlığı övüyorsa mesela, bilin ki unuttuğundandır.
UTANÇ KIRINTILARI VARSA
Sorumluluk almak, kişinin dolaylı veya dolaysız tercihlerinin sebep olduğu sonuçların olumsuzluğunu da kabullenmesi demek.
Sorumluluk alınca güneş de doğuyor, nasıl mı?
Hayatta ölümden başka her şeyin bir çözümü, tamiri olduğunu görmek mümkün oluyor.
Büyük hataları, yanlış seçimleri tespit edip yeniden hayat kurmak, kendi tercihlerimizden ötürü eksik kalmış yerleri tamir etmek, merhem sürmek, bunların hepsi mümkün oluyor.
Fakat tüm bunların gerçekleşebilmesi için bizi insan yapan duyguları tekrar geri çağırmak gerekli oluyor. İçinizde yaptığınız seçimlerden dolayı utanç kırıntıları taşıyorsanız, sorun yok. Henüz ölmediniz demektir.
Fakat bazılarının hakikaten utanmayı yeniden öğrenmesi, hatırlaması gerekli diye düşünüyorum.
Hepinize iyi hafta sonları, sevgili Denge okurları.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.