Hani şu; pejmürde dedektif..
Eski püskü kılıklı, pardösülü.. Tek gözü takma..
Saç baş dağınık. Külüstür arabalı..
Elinde yanmayan purosu.. Unutkan..
"Kafası dağınık" görünümlü..
Hatta kendini "aptalmış gibi"gösteren.. Gerçekte çok zeki, dikkatli..
Soruşturma sırasında devamlı, “karım..." der, ama o da ortalarda görünmez..
Komiser Columbo..
1970'lerin, Peter Falk'ın canlandırdığı ünlü televizyon dizisiydi..
Tek kanallı Türkiye'de o da çok konuşulmuştu.. Her bölümü bir film kadar uzundu.. Klasik dedektiflik filmlerinden farklı idi.. İlk önce cinayetin işlenişi gösterilirdi. Suçluyu ve cinayeti nasıl işlediğini bilirdik, Columbo'nun bunu nasıl ortaya çıkaracağını ilgiyle seyrederdik.
Suçlular genellikle zengin ya da güç, mevki sahibi kişilerdi, Columbo'yu küçümser ve biraz da aşağılarlardı.
Diziyi izlenir kılan; Columbo'nun kendisini ciddiye almayanların dahi hayranlıkla takip ettiği “akıl yürütme” süreciyle sonuca gitmesi, ilgisiz gibi duran delillerle cinayeti ustaca çözmesiydi.
Suçluyu tahmin eder ama delilleri toplayıp köşeye sıkıştırmak için avıyla adeta oyun oynardı.
Suçlulara karşı çok da kibardı.
İlginç sorgulama yöntemi dışında; sonunda her şey bitmiş gibi yapardı.
Suçlunun yanından ya da olay yerinden
ayrılırken dönüp, sanki o an aklına gelmiş gibi, son bir soru daha sorması ile meşhurdu. Suçluları adeta çıldırtırdı.
Suçlu tam bir "ohh"diye derin nefes aldığında son sözü şöyleydi;
"Afedersiniz efendim..
Son bir şey daha var"
O söz, şüphelinin işinin bittiği, son darbeyi yediği andı.
O an hepimiz birer 'Columbo' gibi mutlu olur, o "mağrur suçluların” yakalanmasıyla içimiz rahat eder, hatta pek keyiflenirdik..
O da gerilerde kaldı..
O günlerde suçlular mutlaka yakalanır, cezaları verilirdi.
Nedense bu günlerde "Komiser Kolombo"yu anmak istedim.
O'nu izleme, tanıma şansına varamayan bir kuşağın affına sığınarak..
Hepinize iyi hafta sonları sevgili DENGE okurları.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.