1970’lerin tüm dünyayı sallayan Love Story filmi Ryan O’neal’in şu sözleriyle başlar:
“Ne söylesem, nasıl anlatsam, nereden başlasam” evet Ryan O’neal Ali Mc Grav ile olan ilişkisi anlatmaya aynen yukarıdaki sözlerle başlar. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra bende aynı sözleri içimden mırıldanıyorum. Ne söylesem, nasıl anlatsam, nereden başlasam! Önce kazanandan başlayalım.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan başarılı çalışmaları organizasyon yapma yeteneği ve etkileyen hitabetiyle dokuzuncu seçimini de oyunu arttırarak kazandı. Kendisini tebrik ederiz. Cumhurbaşkanlığı ülkeye, milletimize, devletimize ve ailesine hayırlı olsun.
Hafızam şayet beni yanıltmıyorsa ilk oyumu 1969 yılının Ekim ayında kullandım. O günden bu yana hiçbir seçimi kaçırmadım. Saatler boyunca sandıkta sıra bekleme pahasına her seçimde ıyumu kullandım ta ki son seçime kadar. Son seçimlerde sandığa gitmedim ve oy kullanmadım. Zira her üç aday da içime sinmedi ve oy vermeye elimin gitmeyeceğini düşündüm.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hiç oy vermedim. Bundan sonra da vereceğimi düşünmüyorum. Zira ben çocukluğumdan ve gençliğimden bu yana sol bir gelenekten gelmekteyim. Dünyada ilk talebe hareketlerinin başladığı 1968 yılında ben İstanbul Üniversitesindeydim. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın bulunduğu ortamlarda öğrencilik yaptık. Ruhi Su’nun türküleriyle, Yılmaz Güney’in filmleriyle büyüdük, geliştik. Selahattin Demirtaş’ın söylemleriyle benim düşüncelerim birebir uyuşuyordu. Fakat onun kürt milliyetçisi olması, İmralı ve Kandilli’den talimat alması benim onaylayacağım hususlar değildi.
Geriye kala kala çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu kalıyordu ki ona oy vermem ilkelerime düşüncelerime bugüne kadarki yaşantıma ihanet etmem demekti ki ben bunu yapamazdım. Kemal Kılıçdaroğlu CHP başına geçtiğinde sevinmiştik. Fakat sevincimiz yarıda kaldı. Kendisi referandumda da tüm Türkiye’yi hayır verin diye gezdi ama kendisi oy kullanmadı. Partiye Sinan Aygün, Aydın Ayaydın, Turan Tayanç, Metin Lütfi Baydar gibi Demirel tandanslı adayları doldurdu hiçbir netice alamadı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayları Ekmeleddin İhsanoğlu MHP ve CHP nin köşk adayı olarak ortaya çıkarıldı. Ancak adıyla tüm dil kurallarını zorladı. Kemal Kılıçdaroğlu kendisini Ekmeloğlu olarak tanıttı. Mhp Lideri Devlet Bahçeli Emsaleddin ifadesiyle çatı adayının ismine renk kattı. Fethullah Gülen Hocaefendi ise İhsan-ı ekmel, İslam-ı Ekmel gibi ifadelerle adayını tanıttı.
Adına bu kadar gaflar yapılan İhsanoğlu da destekçilerini aratmadı. İstiklal Marşı’nı Çanakkale Şehitleri şiiri sanan, Nazım Hikmet’i Nazım Kemal olarak tanıtan İhsanoğlu Ordu’da halka hitaben yaptığı konuşmada otobüsün üstünde bulunan eski bakan Ertuğrul Günay’ı halka Ertuğrul Özkök Bey de burada diye anons etti. Terör örgütü Işid’ten İdiş olarak söz etmesi ayrı bir gafıydı. Babası Yüce Atatürk’ün devrimlerinden kaçarak Mısır’a sığınmış, kendisi Mısır’da doğmuş, büyümüş ve tüm dünyada şeriat üniversitesi olarak bilinen El Ezher Üniversitesi’ni bitirmiş ve orada hocalık yapmış. Türkiye’yi hiç tanımayan, Türk insanının hasletlerini bilmeyen birini aday yapmak kimin fikriydi.
Her parti kendi adayına yoğunlaşır ilk turda 30 Mart yerel seçimlerdeki oyları ölçü olarak alacak olursak CHP %27, MHP %17, HDP %9 toplam %53 veya 54 ediyor. AKP en fazla ilk turda %46 oyda kalırdı. İkinci turda en çok oy alan aday desteklenirdi. Bu olay bu kadar zor muydu? Amaca ulaşmak için her aracı kullanmak mübah mıdır? Bu sosyal demokrat CHP yakışır mı? O zaman AKP den farkımız kalır mı? Birşeyin sahtesi veya çakması daima aslına rücu eder. Yerel seçimlerde 14 partinin oy toplamı 21 milyon bu seçimlerde ise 15 milyon peki 6 milyon oy nereye gitti?
Bir de tatilini kesmeyenler, oy kullanmaya gitmeyenlere fatura kesmek istiyorlar. 10. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer ve eşi, Tansu Çiller ve eşi gibi simge isimler sandığa niye gitmediler? Enver Aysever’i mecburiyetten oy vermekten yorulduk derken, neyi anlatmak istiyordu?
Kemal Kılıçdaroğlu ve çevresi cin gibilr ya! İmamın karşısına hafız çıkardılar seçimi kazanmak için. Maalesef Mısır’dan abim gelmiş türküsü tutmamıştır. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarına düşen görev arkalarına bakmadan tıpış tıpış gitmektir. Hepinize iyi haftasonları sevgili Denge okurları
NOT: Adamlığa hasret topraklarda adam gibi adam olan, bize futbolu sevdiren, Beşiktaşlı duruşunu, Beşiktaş ilkelerini öğreten Büyük Başkan güzel insan, herkesi seven, sayan, herkes tarafından sevilen sayılan Süleyman Seba’yı kaybettik. Camiamızın başı sağolsun, mekanı cennet olsun, nurlar içinde yatsın.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.