Takip Et
  • 10 Ağustos 2018, Cuma

GAZİ BEĞENİR MİYDİ?

Aydın ilinin şirin bir turizm ilçesi olan Kuşadası parıltılı bir körfezin sahilleri etrafında kurulmuş sevimli bir liman kentidir. Kademe kademe inerek Ege’nin en güzel koyuna hakim olan ilçe, özellikle tatilcilere hizmet vermektedir.

Marinası ziyaretçi yatlara ihtiyaç duydukları bütün imkan ve olanakları sağlamaktadır. İyi düzenlenmiş 5 yıldızlı otel ve tatil köyleri geniş ve güzel tatil olanakları sunar yurtiçi ve yurt dışından gelen tatilcilere. Özellikle İngiliz ve Alman turistler arasında çok tutulmakta ve revaçtadır. Barları ve balık lokantaları ile ünlüdür. Efes harabeleri, kutsal bir yer olan Meryem Ana Evi ve bir çok tarihi eseri burada görebilirsiniz. Kuşadası kimin tarafından kurulduğu bilinmemekle birlikte Efes’te iyonlar tarafından kurulduğu sanılmaktadır.

Bir süre Aydınoğlulları’nın hakimiyetinde bulunan Kuşadası 1413 yılında Osmanlı egemenliğine katılmıştır. Kuşadası adını Güvercin Ada’dan almıştır. O tarihlerde Kuşadası’nda ve bilhassa Güvercin Ada’da sayısız kuş yuvası bulunduğu tarihçiler tarafından belirtilmektedir. Kuşadası, Erdek’ten sonra Türkiye’nin ilk turizm merkezlerindendir. Yalnız plansız, projesiz, gelişigüzel ranta teslim edilmiş. Çarpık yapılaşma ilçeye hakim olmuştur. Güvercin Ada ve Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı ve daha birçok tarihi eserin kıymeti o yıllarda bilinememiş ve kavranamamıştır. Güvercin Ada barların ve meyhanelerin bulunduğu, kafelere ve benzeri yerleşimlere yıllarca ev sahipliği yapmıştır.

Ben Kuşadası’na ilk kez 1955 yılında geldim. 8-9 yaşlarındaydım. Kuşadası bomboş deniz kıyısında uzanıyordu. Zaten o yıllarda İtalyanların ve Yunanlıların işgalinden kurtarılmış, Türkiye Cumhuriyeti’nde sürgün yeri olarak anılmaktaydı. Kuşadası’na ilk gelişimden bu yana tam 63 yıl geçmiş… Bu 63 yıl Kuşadası’nı bilfiil izledim. Her değişime ve gelişimine bizzat şahit oldum. Kuşadası’nın çarpık yapılaşmaya nasıl boyun eğdiğini ve ranta nasıl kurban edildiğinin canlı şahidiyim. Yalnız üç tepe var ki her nasılsa ranta kurban edilmemiş veya edilememiş. Yurtkur binasının olduğu tepe, Devlet Hastanesi’nin bulunduğu tepe ve Gazi Beğendi tepesi… Bugün sizlere Gazi Beğendi tepesinden bahsetmek istiyorum. Kuşadası Devlet Hastanesi bitişiğindeki denize tepeden bakan manzarası şahane tepeye Kuşadası Belediyesi bir tesis yapmış.

Yazlığı ve kışlığı bulunan bu geniş ve güzel tesis belediye tarafından işletilmekte. Tesisin girişinde oturan bir Atatürk heykeli onun önünde bulunan cam perdede şunlar yazmakta: “Çok güzel bir Şubat günüydü. Çevredeki bütün ağaçlar beyaz çiçek açmıştı. Her yer yemyeşil çimenler üzerinde papatyalar, laleler donanmıştı. Güneş pırıl pırıl ısıtıyordu ortalığı içimizdeki coşkun sevince tabiat da katılıyordu. Genç Cumhuriyetimizin babasını o da böyle karşılıyordu. Tüm Kuşadası halkı, şarkılar söyleyerek, sevinç veya coşkuyla Atatürk’ün arabasını karşıladı. Kuşadası’nı ilk gördüğü ve beğendiği yere –GAZİ BEĞENDİ-tepesi adını verdik.” Bu yazı levhasının sol tarafından ise Gazi Paşa’nın Kuşadası’nda öğle yemeği yedikten sonra İzmir’e gittiği yazıyor.

Şimdi Gazi Beğendi’den içeri girebiliriz. İçeride masaların üzerlerinde yiyecek artıkları, bardaklar, tepsiler ve artık yiyecekler durmakta. Tuvaletlere girmenizle çıkmanız bir oluyor. Yerlerde her türlü malzeme var. Duvarlar ve tavan örümcek ağlarıyla örülü Arka bahçeye geçiyoruz, bir masaya oturuyoruz Manzara şahane ama ortam çok kirli Bir sigara içmek istiyorum küllük yok. O sırada yanımdan geçen görevliye bir küllük alabilir miyim diyorum. Sanki taşa söylüyorum. Yanıt yok…

Kalkıp kasadaki bayanın yanına gidiyorum. Afedersiniz burada hizmette mi self servis? Diye sorduğumda bana bakıyor şaşkın bir şekilde “ne istemiştiniz?” diye soruyor. Sigara içeceğimiz bir küllük aradığımı söylüyorum verdiği yanıt: “Masaları dolaşın bir tane mutlaka bulursunuz.” Peki bu kadar kişi yani sizler niye burada bulunuyorsunuz? Diye sorduğumda: “Beyefendi burası belediye işletmesi burada hizmet olmaz” diyor. Kendi kendime söylenirken yan tarafımızda oturan yaşlı bir bey? Beyefendi bakın şuradaki cam kırıldı, yerine yenisi takıldı, önceki camın kırıkları halen aylardır orada duruyor kendilerine hizmet etmeyenler size mi hizmet edecekler.” diyor. Gösterdiği yere bakıyorum kırık camlar duvara dayanmış öylece duruyor. Çok güzel denize nazır bir tepede güzel bir tesis yapmışsınız adını da Ulu önderimizin adını koymuşsunuz: GAZİ BEĞENDİ.

Gazi burayı bu haliyle görse sizi elindeki asasıyla kovalardı. Burayı ya ona yakışır şekilde çalıştırın yada Gazi Beğendi adını değiştirin zira Gazi Paşamız sizin gibi sorumsuz, tembel ve miskin insanları hiç sevmez, nefret ederdi.

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.