Takip Et
  • 20 Eylül 2024, Cuma

BİR YAŞ DAHA…

Bir yaş daha gençleştim… Dostlar bir milyoncu yaş gününü kutluyorum… Evet… Şimdi soruyorsun “Doğum gününde ne verdiler sana?” Bir yaş daha…

Evet bir yaş daha. 20 Eylül 1946, 78 + başladı. Her yılbaşında, doğum gününde seviniriz, mutlu oluruz. Ne gariptir ki, hayatın sonuna giden yola revan olmuşuz, bilemeyiz. Çok değil, azıcık düşünerek, her yeni yılda, her yeni yaşta kronometre geriye doğru sayıyor, kaçımız kadranın kalan süreyi gösterdiğini düşünürüz? Hiçbirimiz.

Teoman, paramparça isimli şarkısında ne diyor? Nasıl oluyor, vakit bir türlü geçmezken yıllar, hayatlar geçiyor? Yıllar hayatlar geçiyor geçmesine de neleri silip süpürerek, hangi acılar yaşatarak geçiyor?

Balıkesir’de dünyaya gelmişim nüfusunda Milas yazıyor. Nerede doğduğum mu önemli, nerede doyduğun mu? Bence ikisi de… İnsan genlerini aldığı kişilerin yaşadığı yeri de bilmeli, yaşamalı…

Çalışmaya başladığım 1968’de hayal dahi edemeyeceğim emekliliği 30 yıl önce hak ettim. Zaman kişileri olgunlaştırıyor ama bir o kadar da yalnızlaştırıyor. Albümümdeki fotoğraflara bakarken, ebedi dünyaya uğurladığımız akraba ve dostların arttığını görüyoruz.

Albümlerde olsalar da dünyamızdan çıkanları aslında mezarlara değil Yüreğimize gömüyoruz. Mezar ziyaretlerine, başucuna gidip dua ettiğimiz, anılarımızı film şehidi gibi yeniden yeniden yaşadıklarımızın sayısının arttığına tanık oluyoruz.

Dünya hali demek ki böyle… Bunu yaşar, bunu görür, bunu biliriz ama her yeni yılda her yeni yaşta çok seviniriz, mutlu oluruz. Kaçınılmaz sona yol aldığımız aklımıza dahi gelmezdi.

Belki de gerçeği bilmek hayatı çekilmez kılardı. Şu da gerçek ki, zaman ders almasını bileni eğitiyor, geliştiriyor. 40-50 yıl öncesine göre konulara daha yukarıdan bakıp değerlendirir oldum, bir gözümü görmez, bir kulağımı duymaz, dilimin bir yanını konuşamaz ettim. Görüp görmezden, duyup duymazdan gelen daha hoşgörülü olmaya başladım. Bundan çok iyi biliyorum ki benim kadar çevremdekiler de mutlu oluyor. Babamı annemi kaybettim. Çok ağır bir duygu. Bir gün akşam televizyonda yayınlanan dizilerin birindeki Konuşmalar arasındaki bir ifade dikkatimi çekti. “Allah ölümü babadan, anadan evlada miras bıraksın…“ ilk anda derinliği anlaşılmayan bu söz, aslında en güzel dua değil mi? Atalara evlat acısı yaşatmamayı da ifade etmiyor mu? Bu derinliği anladığım andan itibaren aynı duayı edenlerden oldum.

Bugün 78 yaşını tamamladım 79’a adım attım. Yaş çok mu önemli, eğer hayatı çekilmez eden sağlık sorunu yaşamıyorsanız çok güzel… Yaşlanmak mı, yaş almak mı? İşin püf noktası bu ayrımında 38 yılı çalışarak geride kalan 78 yılda yaşama ve çalışma azmini koruyorsam, yaş aldığıma inanıyorum. Yeni yaşımda olup yaşama ve çalışma arzusunu tamamen kaybetmiş yaşlıları gördükçe, bu düşüncem pekişiyor. Ne mutlu çevresiyle ile birlikte yaşayıp yaş alanlara…

Şunu herkes dikkate almalı, ne kadar yaşanıldığımı, yaşanılan süreçte bırakılan izler önemli?

Kim ne derse desin, yaş almak çok güzel bir duygu. Farklı düşünceler olacaktır, sonuçta yorumlar insanların yaşadıklarının imliğinden süzülür. Onlar da kendilerince haklıdır. Çocukları büyütmek, torunları görmek, yapıcı ve gerçekçi yaşam çizgisine erişilmesi dolayısıyla küçüklerin sevgisini, büyüklerin varlığını kabullenmesine tanık olmak çok güzel bir duygu…

Beni hatırlayan tüm dostlarıma TEŞEKKÜR ediyorum. Tek temennim ülkemizin içinde bulunduğu kaos ortamından kurtulup huzurlu günlere dönmemizi temenni ediyorum.

Hepinize iyi hafta sonları değerli DENGE okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.