Önce zamlar yağdı arkasından başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye'de etkili olan kar yağışı yaşamı felç etti. AKOM İstanbul'da 85 cm kar ölçtü. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda sabah 05:00 itibariyle yollarda mahsur kalan 5057 kişinin tahliye edildiğini, 3180 kişinin otel, misafirhane ve yurtlara götürüldüğünü açıkladı. Daha sonra da saat 13: 00 'e kadar; toplu taşıma ve görevli araçlar dışındaki özel araçların trafiğe çıkışına müsaade edilmeyeceğini duyurdu. Mahmutbey gişeleri yakınlarında yolda kalan çok sayıda aracın halen kurtarılamadığı açıklandı. Bazı vatandaşlar araçlarını bırakıp kapalı yerlere sığınırken, bazıları karda yürüyerek evlerine ulaştı.
Havalimanında ise uçuşların bugün öğle 13:00 'e kadar durdurulduğu açıklandı. Kar nedeniyle havalimanındaki kargo terminallerinden birinin çatısı çöktü; metro bağlantısı olmayan havalimanında mahsur kalan yolculara gece üzerinde uyumaları! İçin kartonlar dağıtıldığı söylendi.
Kar aynı zamanda ayrılık hüznüdür ve ne çok ayrılıklar yaşandı şu son birkaç yılda yurdundan ve dünyadan ayrılanları düşünüyorum ve birisi özledim diyor, ülkemin kar kokusunu da özledim…
Evet kış iyice bastırdı. Anadolu son 49 yılın en fazla kar yağışını aldı. Kar yılı var yılı demektir. Hasat açısından bereketli bir yıl geçirebiliriz. Ama küresel ısınma etkisi ile havalar bir uçtan bir uca gidip geliyor. Ya çok sıcak oluyor ya çok soğuk…
Ya hafta sonu olduğu gibi aşırı yağış geliyor ya da aylarca damla düşmüyor. Göller bile kuruyor. Bu soğuk havalarda dünya kömüre, doğalgaza yüklendikçe küresel ısınmanın neden olduğu felaketler daha da fazla büyüyor. Tam bir kısır döngü…
%130'luk zam sonrası faturaların korkulu rüya haline geldiği Türkiye'de elektriğin %30'u doğalgaz, %20'si ithal kömürle çalışan santraller de üretiliyor.
Aslında kısır döngüden çıkışın yolu belli. Küresel ısınmanın en büyük sorumluları kömürden ve petrolden vazgeçecek önlemleri hızlandırmak.
Onların yerine, mesela Ege'de yılın 300 günü parlayan güneşten elektrik üretmek olmalı.
Ama her nedense güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir bedava enerji kaynakları Türkiye'de bir türlü hak ettiği yeri bulamıyor.
Yılbaşında uygulamaya konulan bir karar ise şaşkınlık yarattı. Devlet güneş enerjisini destekleyeceğine köstekliyor aldıkları kararlarla.
Evinin çatısına güneş paneli koyarak kendi elektriğini üreten lisanssız üreticilerin dağıtım bedellerini 5 kat arttırarak adeta vatandaşı cezalandırdı.
Bütün dünya çatılarını güneş panelleri ile kaplayıp bedava enerji peşinde koşarken, galiba bizde kömür ve doğalgaz gibi enerji lobilerinin pazar kavgasının faturası vatandaşa ödetiliyor. Yazıma bir kar şiiri ile son vermek istiyorum; Ahmet Muhip Dıranas’ın kar şiiri;
Kar
Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram buram…
Buğulandıkça yüzü her aynanın
Beyaz dokusunda bu saf rüyanın
Göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış
Sırf unutmak için, unutmak ey kış!
Büyük yalnızlığını dünyanın.
İyi Hafta Sonları Değerli Denge Okurları
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.