Yunanistan seçimlerinden soltan danslı SYRİZA partisinin zaferle çıkması en çok bizim CHP'lileri sevindirdi. Acaba bizde de aynısı olur mu diye.
Bakmayın siz CHP milletvekili ve yöneticilerinin peş peşe SYRİZA açıklamaları yapmasına, başbakanlık koltuğuna oturan Aleksis Çipras hakkında methiyeler düzmesine. Biri dahi sandıkların açıldığı ana kadar “komşuda neler oluyor?” diyerek yüzünü Yunanistan’a çevirmeyi düşünmedi.
SYRİZA sabırla iktidar sırasının kendisine gelmesini bekliyor ve seçmenine “Başka bir Yunanistan’ın mümkün” olduğunu anlatmayı sürdürüyordu. 2015'e gelindiğinde SYRİZA artık seçimlerin favori partisi oluyordu. Bunca sürede peki CHP, SYRİZA özelinde ne yaptı? Kocaman bir hiçbir şey… CHP, maalesef SYRİZA'yı ıskalamıştır. Nazım Hikmet’in Şeyh Bedrettin Destanı’ndaki “tarihsel, sosyal, ekonomik şartların zaruri neticesi bu…” dizelerini hatırlatarak bu konuyu noktalayalım. Yunanistan’ın şartlarıyla Türkiye’nin şartları bir mi demeyin. Şunu da kimse unutmasın SYRİZA, Yunanistan sağından oy alacağım umuduyla listelerinde sağcı adaylara yer vermedi.
Eski istihbarat dairesi başkanı Sabri Uzun’un yazdığı “İN” adlı kitaptan ve Soner Yalçın’ın yazılarından artık anlaşıldığı üzere AKP’nin 2001 seçimlerinden önce Deniz Baykal kasetle esir alınmış Recep Tayyip Erdoğan’ın yasağının kaldırılması şantajla sağlanmış, Siirt’te uyduruk seçim iptaliyle meclise girmesi sağlanmıştır.
Aynı kasetle daha sonraları Deniz Baykal, CHP'den uzaklaştırılmış yerine Kemal Kılıçdaroğlu getirilmiştir. AKP için bazıları diyorlar ya “AKP bir Amerikan projesidir" diye, bende diyorum ki asıl CHP bir Amerikan projesidir. Ve bu CHP, bizim CHP'miz değildir.
Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul belediye başkanlığına aday oldu. Oturduğu semtin adını doğru dürüst öğrenemedi. 40 yıllık Kağıthane semtine Kağıttepe diye, diye ortalıkta gezindi.
"Referandumda hayır oyu verin" diye tüm Türkiye’yi dolaştı kendi oy kullanamadı. Bana futbolu sevdiren Lefterdir, kendisi çok iyi bir kaleciydi gibi yüzlerce incilere imza attı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türk halkının ismini dahi duymadığı, Türkiye’yi bilmeyen tanımayan şeriatçı bir üniversite hocasını aday göstererek rakiplerinin ilk turda seçimleri kazanmalarını garanti etti. Halbuki partiler 30 Mart'ta aldıkları oyla Ağustos'a kadar Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilmesi mümkün değildi.
Anayasa profesörü Süheyl Batum’u partiden ihraç ettiler. Emine Ülker Tarhan, Emrehan Halıcı, Ercan Cengiz gibi isimlerin istifasına sebep oldular. Bunların yerine partiye çok! değerli isimler kazandırdılar!
Halk arasında liboş diye adlandırılan Aydın Ayaydın’ı Fetullah Gülen hoca efendinin müritleri olan Bülent Kuşoğlu gibi, Muhammed Çakmak gibi, isimlere CHP’nin kapısını açtılar.
Refah Partisi'nden milletvekili seçilen Refah kapatılınca sırasıyla Fazilet, Saadet, Has Parti'ye geçen Erbakan’ın yetiştirmesi Ulu Önder Atatürk’e etmediği hakareti bırakmayan Mehmet Bekaroğlu’nu partiye almakla kalmayıp bir de genel başkan yardımcısı yaptılar. Hayatında CHP'nin kapısından geçmeyen bir adamı “Ekmek için Ekmeleddin” gibi aptal bir sloganla cumhurbaşkanı adayı yaptılar. Bursa’dan Anaplı iki eski başkanı sevinerek partiye milletvekili olarak aldılar.
Şimdilerde Süleyman Demirel’in doktoru Aylin hanımı, Nazlı Ilıcak’ı, Ali Müfit Gürtüna’yı ve eski bakanlardan Abdüllatif Şener’i partiye kazandırmak için uğraşıyorlar. Amerikan ajanı olduğu iddia edilen etnik Kürt milliyetçisi Sezgin Tanrıkulu’nu genel başkan yardımcısı yapmayı ihmal etmediler.
Şimdi de "yerel seçimlerde partim paralel yapıyla işbirliği yaptı" diyen Birgül Ayman Güler’i istifaya zorladılar. Bakın Birgül Ayman Güler, istifasında neler söylüyor (özetle):
"Kurultay delegesinin oyunu alamayan kişiler hile yollarıyla yönetici koltuklarına oturtuldular. AKP seçimlere 4 ay kala il, ilçe kongrelerini tamamlarken biz de il, ilçe kongreleriyle, kurultayın ertelenmesi, tüzüğe aykırı yönetmenlikler çıkarma gayreti, ön seçimlerden kaçma bahaneleri, ve bugünkü yapısıyla ve ideolojisiyle CHP milletvekili olduğum CHP değildir. İstifa ettiğim parti CHP değil, politik bakımdan tutarsız bir yapıdır. Halka güven vermeyen, seçmeni ve parti üyelerini umutsuzluğa sürükleyen CHP yabancısı bu yapı, 2015 seçimlerinde ve sonrasında halkımız ve seçmenimiz için değil, mevcut iktidar için güvencedir. 2015 gibi Ermenilerin Türkiye’ye saldırı yılında 'soykırımla yüzleş' pankartını taşıyan genel merkez yöneticileri içimi acıttı. Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarında AKP-BDP ortaklığının, 'Anayasadan Türk vatandaşlığını kaldırma' hedefine yönetim tarafından verilen destek, 'çözüm kanunu' gibi yabancı üçüncü göze kapı açan yasal düzenlemelere ortak olunarak pekiştirildi. Laiklik ilkesinin sekülerlik haline dönüştürme gayreti, eğitimi geriletip parçalayan saldırılara muhalefette etkisiz kalınması benim için üzüntü kaynağı olmuştur.”
Birgül Ayman Güler’in istifa mektubunun kısaca özeti böyle. Şimdi başa dönersek, Yunanistan seçimlerinden çok büyük başarıyla çıkan SYRİZA partisinin kazanması sizi niye sevindiriyor ki? Aranızda dağlar kadar fark var.
Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.