Takip Et
  • 6 Temmuz 2018, Cuma

DENİZ GÖZLÜ LEYLA!

Ankara’da öldürülen Eylül’ün acısı dinmeden Türk halkı Leyla’nın acı haberiyle yıkıldı. Ağrı’dan bayram ziyaretine gittiği dedesinin köyünde kaybolan ve 18 gündür aranan Leyla’dan gelen acı haber, sosyal medyayı ayağa kaldırdı.

Tabutu küçük kucaklasan götürürsün, acısı koca bir dev omuzlarsan yıkılırsın. Çocuklarımıza ne oluyor? Neden kayboluyorlar, neden öldürülüyorlar?

Eskiden çocuklara büyüyünce ne olmak istediklerini sorardık onlar gülerek anlatırlardı. Şimdi soruyoruz aynı soruyu aldığımız cevap; ‘ Ben büyümek istemiyorum. Büyüklerden korkuyorum ’ oluyor. Korkunun çocukları bir ülkenin geleceğine vurulmuş en büyük darbedir.

Leyla’nın masmavi gözlerine, masum yüzüne, gülüşüne içim yanarak bakarken şair Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiirini anımsadım: Şair şiirinde ‘‘saçları bahtından daha siyahtır’’ diyor. Hem kötü kaderine hem güzelliğine müthiş gönderme yapıyor. Ağrılı Leyla gibi.

‘‘Leyla, kendi var hazzı yok

Leyla, dili var ağzı yok

Leyla, eli var nabzı yok

Leyla, çekilen bir su

Ben kahır kuyusu…

Bu akşam rüyamda Leyla’yı gördüm

Derdini ağlarken yanan bir mum

İpek saçlarını elimle ördüm

Ve bir kement gibi taktım boynuma

Bu akşam rüyamda Leylayı gördüm

Leyla, ela gözlü bir çöl ahusu

Saçları bahtından daha siyahtır

Kurmuş diye sevda yolunda pusu

Döktüğü gözyaşı, çektiği ahtır

Leyla, ela gözlü bir çöl ahusu

Bir damla inciydi kirpiklerinde,

Aşkın ıstırapla dolu rüyası

Bir başka güzellik var kederinde

Bir başka âlem ki ruhunun yası’’

Annesinin ağzından lokma yedirdiği bir kız çocuğunu kim açlığa terk eder? Kim dört yaşındaki bir çocuğa bu denli işkence eder? Ancak bir sapık! İnsan olan bu kadar kötülüğü ruhunda besleyemez çünkü! Çocukluğumuzda anneler mahallenin orta yerinde bir leğenin içinde yıkardı küçük kızlarını. Kimse o melek kızların organlarına bakmaz, kimse soysuzluğun tahrikine kapılmazdı.

Bütün çocuklar melektir ya da bütün melekler çocuktur.

Ama ahlakın küçümsendiği ülkelerde çocuklar kolay harcanıyor. Eskiden sokaklarda oynayarak büyüyen çocuklar şimdi korkak ve güvensiz duygularla yaşlanıyorlar. Ne yani anneler evlatlarını uzaktan kumandalı kelepçemi taktırsın? Nasılsa mevsim yaz diye derin dondurucu damı saklasınlar çocuklarını?

Dört yaşındaki Leyla’nın bedenine otopsi yapılmış. Asıl o canavarlara o katillere uygulansın otopsi. Nasıl üredi bunlar, nasıl amip gibi çoğaldılar? Ve biz nasıl geldik buralara? Kibarlığın, zarafetin yok sayıldığı bu dünyada; bu katillere, bu sapıklara bir de kravat indirimi yapılıyor.

Çiçekler kuruduktan sonra su vermenin nasıl ki faydası yoksa çocuklar katledildikten sonra çığlık atmanın da bir yararı yok!

Üzgünüz, çok üzgünüz… Eylül hüznü, yerini bu kez Leyla’nın karasına bıraktı. Acımız, utancımız, kahrımız büyüdü arttı. Ağzı süt kokan bir ana kuzusu, deniz gözlü minik Leyla’yı da kaybettik.

Bu sapkın tayfa nerede nasıl ve hangi ruh haliyle bu duruma geldi: Bütün bu sorulara cevap aramak mecburiyetindeyiz. İnternet: Eylül cinayetinde sapık adamın telefonunda çocuk pornosu bulunmuş.

İzliyorlar, sonra dönüp en yakınındaki çocuklara saldırıyorlar bu sapık ahlaksızlar!

Eğitim: Yığınla bilgi veriyoruz. Bomboş maneviyat yoksunu gençler yetişiyor büyük oranda! Eğitim her şeyi çözmüyor anlıyoruz git gide… Biz bir yerler de yanlış yapıyoruz, bir yerleri es geçiyoruz. Ve ne yazık ki sorunlarımız daha da büyüyor.

Aile terbiyesi: Kimse kusura bakmasın ama analar iyi çocuk yetiştirmiyor artık. Helal süt emmiş, gözünün ucuyla bile harama bakmayan, aklı ve kalbi tertemiz gençler nerede?

Alperenlerin, erenlerin, evliyaların kaynadığı Türkiye’de bu sapıkların mutlaka önüne geçilmelidir.

Deniz gözlü Leyla’yı kim dalından kopardıysa mutlaka bulunmalı ve gereken ceza verilmelidir.

Ne olursa, nasıl olacaksa bu sapıklığın önünü mutlaka kesmeliyiz.

Hadım yasalarıyla veya idamlarla değil. Dünyanın en şerefsiz ve en rezil erkeklerinin organlarını keserek değil.

Ahlaksızlığın ve cehaletin önünü keserek!

Adaletsizliğin kökünü kurutarak!

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.