Takip Et
  • 18 Aralık 2015, Cuma

ALİYYÜLÂLÂ ASLAN SÜTÜNE DAİR

Hürriyet Gazetesi Aydın temsilcisi ve Denge Gazetesi Köşe Yazarı genç, yakışıklı, sempatik, çiçeği burnunda damat Cem Ulucan, her yıl Aralık ayının ikinci haftası kutlanan Rakı Haftası nedeniyle bir yazı kaleme almış. Sağolsun benden de duayen diye söz etmiş.

O nedenle bu haftaki yazımda ben de biraz rakı üzerine birkaç satır yazayım istedim.

Popüler Kültür okyanusundaki vaziyetimiz, o meşhur şarkıdaki gibi. Arada hicaz arada caz nefesler, bir yanımız her duruma müsait, ne kadar uyarsa o kadar ister…

Örnek mi?

Adana'daki kebap festivalini içki içildiği gerekçesiyle "Milli içkimiz ayran" diyerek, pompalı tüfekle basanların "rakı sofrasında çekilmiş fotoğrafları" ortaya çıkmış. Şaşırdık mı? Hayır.

Dışarıya çıkınca pompalı ayrancı, evindeyken şalgamlı rakıcı.

Her neyse konumuza dönelim. Yarım asırdan fazla bir süredir rakı içerim ama gündüz içmişliğim yoktur. Parolam, "Hava kararır, bardak ağarır." Bu ilke değişmez kuralım oldu. Rakının kendine has kuralları vardır: Öncelikle şunu belirtmeliyim ki rakıya buz konmaz. Öncelikle bu yanlışı düzeltelim. Rakı, soğuk suyla içilir. Buz, rakının tadının tadını bozar. Rakı bardağına önce su üçte bir oranında, sonra üçte iki oranında rakı konur öyle içilir. Yaz aylarında rakı ısınmasın diye keyif denilen bir tas ortasına konan bardakta içilir. Keyif, berberlerin sabun tasına benzer. Ortasında rakı bardağı konan yerin kenarlarında buz konacak yerleri vardır. Böylece rakı bardağına buz konmamış olur. Hem de rakının buz gibi kalması sağlanır.

Rakı içmenin bir adabı vardır. Rakı içerken tamamen bu toprakların kültüründen kaynaklanan, yazılı olmayan ilkeler, tıpkı "İngiliz Anayasası" gibi bir kurallar bütünü söz konusudur. Bu kurallar, çok uzun yıllardır gönülden gönüle dolaşır, dilden dile zenginleşir, gelişir, çağın gereklerini her daim hesaba katarak, göz önünde bulundurulur.

Rakı masasında sarhoş olunmaz. Örneğin bu çok eski bir kuraldır. Rakı felsefesinin başlangıç ilkesidir. İşin temelidir ama diyelim ki rakı masasında akıllı telefon ya da bilgisayarla vakit geçirilmemesi gerektiği, son yıllarda mecburen hükme bağlanmıştır. Telefon, ısrarla çalarsa, kibarca "arkadaşlarla rakı içiyorum…" diyerek telefon uzatmadan kapatılmalıdır.

Rakıya başlanırken, bir kez bardak tokuşturulur. Bir de masadan kalkılacağı zaman son bir yudumlar alınırken, bardak tokuşturarak, "şerefe" denir. "Şerefe"nin nidası rakı masasında konuşulanların orada kalacağına dair verilen söz anlamındadır.

Rakı masasından dışarıya laf, söz taşınmaz.

Rakı masasında "hızlı gidiyorsun" denilebilir ama "yavaş gidiyorsun" denilmez. Ağır ağır demlenerek içene değil, hızlı içene,

acele edene karışılır. Rakı içerken "fondip" yapılmaz. "Bu kadarcık rakıyla sabah dişlerimi fırçalıyorum" gibi yalanlar söylenmez.

Rakı masasında zaman zaman argoya başvurabilir ama kesinlikle küfür olmaz. Rakı, meyhanede içilir. Bar, kafe, kokteyl içkisi değildir. Yalnız içilmez, üç kişiden fazlasıyla da içilmez.

Rakı masasında siyasi ve ideolojik mücadele verilmez ama ikinci kadehten sonra herkes, kendi bildiğince memleketini kurtarmakta özgürdür. Ortak payda ve uzlaşma zemini ise, "Sen de haklısın bir yere kadar!"dan ibarettir.

Tüm bunlar Neyzen Tevfik, Can Yücel, Halit Çapın, Vefa Zat, Aydın Boysan, Melih Aşık ve binlerce "meçhul rakıcı"dan damıtılarak, aktarılmış, keyif artırıcı, rakı masasını ve yaşamı güzelleştiren basit kurallardır.

Rakı masasında hüzünlenmenin de neşelenmenin de tadı bir başkadır. Ancak, ağlamak yasaktır. Yasağı çiğneyip, ağlayan olursa avutulmaz, acınmaz, şefkat gösterilmez. Bir daha birlikte oturulmaz. Rakı masasında çok yüksek sesle ve çok konuşulmaz. Bunun gibi fısıltıyla da konuşulmaz. Tamamen sesiz kalıp, yalnızca başkalarının anlattıkları dinlenmez. İdeal olanı haykırış, nara atmak ya da fiskos değil, muhabbet tonu önemlidir.

Şiirlerden, şairlerden konuşulabilir ama bir dörtlükten fazla şiir okunmaz.

Rakının susuz içilip, içilemeyeceği, kalp kırmadan tartışılması gereken bir konudur.

Konuşurken rakı masasına vurulmayacağı, rakı bardağının boş bekletilmeyeceği, sigara dumanının masaya üflenmeyeceği ve tabakta sigara söndürülmeyeceği, masanın dört yanının meze tabaklarıyla doldurulmayacağı, yan masalara uzun uzun bakılmayacağı, sallanan masada ve sallanan insanla rakı içilmeyeceği bilinmelidir.

Rakı, masa içkisidir. Ayakta, diz çökerek, yatarak, uzanarak rakı içilmez.

Her akşam kerahat vakti geldiğinde yani hava karardığında rakı kültürüne, rakı adabına uymaya elimden geldiğince dikkat ederim.

Çakalın, çukalın hangi ahval ve şeraitte olursa olsun rakı içen insanlara "Bizim milli içkimiz ayrandır ulan! İçirtmeyeceğiz… Allah'u Ekber…" diyerek pompalı tüfekle saldırılmasını kendime yapılmış bir hakaret kabul ederim. Rakı, aslan sütüdür. Atamızın yadigarıdır. Rakıya karşı racon kesilmez.

Hepinize iyi hafta sonları diliyorum sevgili Denge okurları…

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.