Beşiktaş'ın "önceki yönetimin sebep olduğu ve belki de neredeyse Beşiktaş tarihinin en kötü kadrosunun kurulduğu" bu dönemde mevcut durum sebebiyle Hasan Arat'ın 2 seçeneği var; "Ya tarih olacak ya tarih yazacak ..." Bunun şuan için orta yolu yok gibi görünüyor.
Tarih olması kesinlikle benim istediğim birşey değil ve bana kalırsa yeni yönetim, kendi kadrosunu kurmadan kesinlikle eleştirilmemeli ama şuan için aldığım izlenim ya en iyisi olacak ya da kötülerinden biri olacak gibi görünüyor. Bunun sebebi; şuan takım bataklığa sürüklenmiş gibi, eldeki hangi oyuncuyu oynatırsan oynat berbat bir oyunla yeniliyor, hangi hocayı getirirsen getir yutuyor. Yenildiğinde taraftar eleştirecek, hırsını alacak birini arıyor ama bu kadro kurulurken takımın başında olan hoca gitti, bu takımı kuran yönetim gitti, göze batan oyuncular kadro dışı bırakıldı, geri kalan oyuncularında yeteneği belli, onların içinden de bir anda Messi çıkmayacağına göre, oklar belki de şuan için en masum olan yeni yönetime çevriliyor. Yeni yönetimin eleştirilmesinin en büyük nedeni de
özellikle teknik direktör konusunda hedefi çok yüksekte tutması ama işler planlandığı gibi olmadı. Ülke futbolu 3 hafta da 3 olay ile gündeme geldi; hakem yumruklama, takımı sahadan çekme ve süper kupa maçına çıkmama. Bunun üstüne önceki yönetimin yaptığı acemice hamleler ciddi bir imaj kaybına sebep oldu. Bunlardan en önemlisi; gitmeden önce ligin kısa bölümünde tam "3" teknik direktör ile çalışması ve 3.teknik direktörü, gitmelerine günler kala getirmeleri sonucunda 3.teknik direktör değişikliğinin de önünü açması. Sık teknik direktör değişiklikleri ile oyuncuların ciddi bir disiplin kaybı yaşaması, farklı antrenman teknikleri ile farklı kondisyon yüklemeleri sonucu yaşanan sakatlıklar, Afrika Kupası'na giden oyuncuların yokluğu (gitmeden önce de kupa sebebiyle belki de yaşadıkları konsantrasyon kaybı) gibi sebepler dolayısıyla da saha da sanki Beşiktaş değil de San Marino varmış gibi bir izlenim oluştu ki basında yer alan bazı haberlere göre 2 teknik direktörün sırf sahadaki oyun yüzünden teklifi reddettikleri söylendi (Van Nistelrooy(Alanya maçı) ve Van Bronckhorst(Kasımpaşa maçı)).
Gelecek teknik direktörler için bu saydığımız sıkıntılar mevcutken, takımdaki şuan için 2 transfer yapabiliyor görünmesi (yabancı kontenjanı doluydu, Eric Baily gitti, Chamberlain'in sözleşmesi dondurulacak) gelecek ile ilgili yeni teknik direktöre teminat verilmesinin de önündeki en büyük engellerden biri gibi görünüyor. Sonuç olarak; transfer yapabileceğiniz 2 boşluk var, "Ben Onana'yı, Rosier'i, Aboubakar'ı vs. saticam, boşluk açıcam, öyle transfer yapıcam." gibi olasılıklar üzerine kurulmuş bir vaat ile teknik direktörleri ikna etmek pek mümkün değil.
Hal böyle iken birçok taraftar mevcut durumun vahametini kavrayabilse de, Hasan Arat'ın gelmeden önce "enkaz edebiyatı yapmayacağız" tarzında söylemleri ve yüksek kalibredeki vaatleri sebebiyle herhangi bir başarısızlıkta eleştri oklarını öncelikli olarak yönetime çevrileceği aşikar. Bu nedenle baştaki "Ya tarih olacak, ya tarih yazacak" söylemiyle anlatılmak istenen; Hasan Arat'ın, bir sonraki seçime kadar olan 1.5 yıl gibi kısa bir süre de; ya vaatlerini yerine getiremeyip, sonuçlarına göre sadece 1.5 yıl sonra Hasan Arat yönetimini yeniden
değerlendirebileceğimiz bir seçim var. Burada aslolan Beşiktaş'tır, a kişisi veya b kişisi, o veya bu değildir, bunu unutmamak ve buna göre hareket etmek gerekir.
Hepinize iyi hafta sonları sevgili DENGE okurları.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.