Takip Et
  • 31 Ağustos 2018, Cuma

YAZILI BASININ SONU GELİYOR MU?

Joseph Alois Schumpeter (1883-1950) de ismi unutulmuş sayılı ekonomistlerden. Bir çok öngörüsü gerçekleşti. Gelecekte uber taksiciliğinin olacağını ve kağıt gazetelerin ortadan kalkacağını söyleyen iktisatçıydı. Yakın gelecekte yaşanılan küresel ekonomik kriz ile kuruluşundan bu güne 28’nci dünya medeniyetinin topyekün çökeceğini iddia etmişti.

Turgut Özal’da ta 1980’lerde bu günlere işaret edip “İki buçuk gazete kalacak diye söylemişti: Önce Radikal gazetesi basılı yayınına son verdi. Ardından Habertürk okurlarına veda etti. Aydınlık gazetesi: “Kağıt sıkıntısı ve dövizden kaynaklanan parasal sıkıntılar nedeniyle bu bayram üç gün boyunca yayınlanmayacağız…” diyerek yayına ara verdi. “Gazete dijitale yenildi” diyorlar. Bence dijitalleşme sebeplerinden sadece biri.

Okur yazarlık oranı. Ülkede basılan, satılan ve okunan gazete, kitap ve dergi miktarları. Biz ne yazık ki her ikisinde de en gerilerdeyiz. Türkiye’de kağıt üretilmiyor. Kağıdımızın tamamını ithal ediyoruz.

Dövizin arttığı TL’nin tepetaklak olduğu bir dönemde kağıt fiyatları da sürekli artıyor. Bu durumda tüm yayımcılar çok müşkül durumda. Ufukta batışlar görünüyor.

Anadolu’da yayımlanmakta olan yüzlerce, binlerce irili, ufaklı yerel gazeteler var. Kitap ve dergi basan matbaalar ve yayın evleri var. Etleri ne butları ne? Her gün bir sürü güçlükle boğuşurken başlarına birde bu kağıt zamları eklendi. Bu fiyatlara dayanmaları mümkün değil. Ne yapacaklar?

Geçenlerde tvDEN Yönetim Kurulu Başkanı Emin Aydın ile konuşurken maliyetlerden yakındı ve bazı ilçelere gazete gönderimini kısacaklarını belirtti. Hükümet biran önce bu soruna çözüm bulmalıdır. Basına destek verilmelidir. Döviz kurları sabitlenebilir. Kitap, dergi ve gazetelerde KDV oranları düşürülür veya tamamen kaldırabilir.

Türkiye ta 1936’larda SEKA kağıt fabrikalarını İzmit’te Balıkesir’de ve yurdun çeşitli yerlerinde kurmuştu. SEKA sürekli kağıt üretimi yapar, ülkenin bütün kağıt ihtiyacını rahatça karşılardı. Bu hükümet zamanında bu fabrikalar yok fiyatına özelleştirildi.

Fabrikaları alanlar üretim yapmak için satın alma yapmamışlardı. Önce işçilerin işlerine son verdiler. Yüz milyonlarca dolarlık makinalar hurda fiyatına satıldı. Fabrikaların çok değerli arsaları rantta açıldı.

Bu süreçte en büyük insan kıyımlarından biri ne yazık ki medya sektöründe yaşanıyor. Bu dönemde binlerce gazeteci, binlerce basın çalışanı işlerinden kovuldu. Onlar şimdi aç ve işsiz… Bir daha bu alanda iş bulmaları da hayli zor… Zaten gazeteler ve gazeteciler de bir tuhaf oldular. Geçenlerde merkez medya dediğimiz ulusal basında yedi gazete aynı başlıkla yayınlandı. Bu olay gazetecilik kurallarına ve etiğine aykırıdır. Kendini gazeteci zanneden bazı aklı evveller buna “milli ruh” dediler!

Geçtiğimiz aylarda kapanan Habertürk’te her şey mükemmeldi. Bir tek baskın ideoloji yoktu. Gazete çağın ilerisindeydi ama döneme ayak uyduramadı. Ne yandaş olabildi, ne muhalif kalabildi. Sistem bunun dışındakileri maalesef kabul etmiyor. Dijitalleşmenin dünyaya mutluluk getireceğine inanılıyordu.

Bilgi paylaşacak, herkes her şeyden haberdar olacaktı. Ama yanıldık. Mesela adına “sosyal medya” denilen mecra, bırakın sosyalleşmeyi ayrıştırmayı getirdi. İnsanların düşüncelerini ifşa edip, hatları kesinleştirdi. Radyonun bulunuşu, gazeteyi, televizyonun bulunuşu radyoyu bitirmedi. Her bir kitle iletişim aracı ayrı bir dil oluşturarak yoluna devam etti. Fakat sosyal medya bütün geleneksel değerleri ve alışkanlıkları altüst etti. Sosyal medyada oluşan tavır, gazeteciliğin ayarını bozdu. Gazeteleri mutlak taraf olmaya itti. Yeni dünya düzeni bu. Ve böyle devam edecek. Bunun dışında kalanlar “Hadi bana eyvallah” diyecek.

Peki basılı kağıt gazeteciliği bitiyor mu? Bazı gazeteler dijitale dümen kıracak. Basılı gazetecilik küçülecek ve sektör az sayıda gazete ile yoluna devam edecek. Gazetelerin “haber verme” görevi bence bitiyor. Yeni dönemde ayakta kalanlar birer fikir ve analiz yayını yapacaklar. Bence bu format gazeteciliği kurtarabilir.

Basın tamamıyla abonelik sistemi üzerinde kurulacak. Habercilik önemini yitirmeyecek. Devlet önceden ithal kağıt masrafına dayanamayan gazeteleri sübvanse ediyordu. Bu uygulama farklı bir formatta, Basın İlan Kurumu ilanları yoluyla devam edecek. Basılı gazetelerin serüveni bu destek devam edene dek sürecek kanısındayım.

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.