Her ömrün bir Eylül'ü vardır başlıklı yazımı okuyan arkadaşlarım çeşitli illerden telefon ederek yeni bir Eylül yazısı ve şiirleri istedi. Eylül geçti Ekim ayı geçti. Kasım ayına geldik ama ben Eylül'de kaldım maalesef…
Eylül ayı denince aklıma rahmetli ve değerli yorumcu Yıldırım Gürses geliyor:
“Düşen bir yaprak görürsen beni hatırla demiştin
Biliyorsun seni ben bir Eylül'de sevmiştim
Her sonbahar gelişinde sarı, sarı yapraklarla
Kuru dallar arasında sen gelirsin aklıma
Rüzgarla düşen yapraklar daima senin hayalinle
Yine bir Eylül'de döneceksin sen bana”
Yalnızlığın bu kadar çok, bu kadar keskin hissedildiği bir ay var mıdır Eylül'den başka? Koca yaz bitti. Hengame, gürültü geçti. Şimdi sessizliğin zamanıdır. Şimdi yalnızlığın, hüznün, hasretin zamanıdır. Hele yağmurlar… Eylül senfonisi. Hangimiz atmadık ki kendimizi yağmurun altına, hangimiz istemedik ki yağmura karışsın gözyaşlarımız? Sırılsıklam olmak, yağmura bırakmak bedeni… Yürekteki yangını dindirsin diye…
Çocukluğum, ilk gençliğim geliyor aklıma. Aydınım okuldan eve kadar yağan yağmur altında yürüyüşlerim… Kız Enstitüsü pencerelerine bakan parkta yağmur altında bekleyişlerim…
Aklımda vefasız sevgili, bir yanımda Güvercinada bir yanımda kabaran deniz… Dalgaların kayaları döverken çıkardığı ürpertici ses… Terk edilmiştim ve yağmur içime işliyordu. Eriyip gitsem diye düşünüyordum. Karışsam asfaltta akan yağmur sularına…
Sonra dökülsem denize, denizin parçası olsam…Ben deniz olsam…
Kaç kez savruldum Eylül’de düşmüş sarı yaprak gibi rüzgarda… Kaç kez yangına düştüm yandım. Aşk deyince akan suları durdurdum. Kayaları oynattım yerinden. İmkansızın peşinden koştum, olmaz denileni olur kıldım. Ne yoruldum, ne şikayet ettim. Aşkı sordum herkese, nereyi gösterdilerse oraya gittim. Hayatımda sevmekten de aramaktan da vazgeçmedim. Nice Eylüllerde bir pencere önünde sevgilinin gelmesini bekledim. Nice Eylüllerde yağmur altında sevgilinin pencereye çıkmasını bekledim. Gelmedi, çıkmadı küsmedim. Neredeydin demedim. Geldin ya, başka hiçbir şeyin önemi yok. Eylül’ü bir başka sevdim hep. Hüzün denizlerine alıp götürse de beni, maviye bu kadar tutkunken sapsarı yapsa da yüreğimi sevdim işte…
Sessizliğini sevdim, yalnızlığı sevdim.
Özlemlerin, ayrılıkların, kavuşmaların ayı Eylül, geçmişe yolculuk yapmanın ayı. Yaz başında giden sevgili, Eylül'de çıka gelir nedense. Sen zaten onun yokluğunun hüznünü dibine kadar yaşarken şaşırırsın. Daha yeni alıştırmışsındır kendini yokluğuna. Şimdi ne yapacaksın? Nasıl baş edeceksin bu garip durumla? Zaten yaralısın, zaten aylardan Eylül. Reva mıdır bu sana şimdi? Bilirsin ki kalmaya gelmemiştir, geçici bir özlemdir onunkisi. Yine de git diyebilir misin? İstemiyorum diyebilir misin? Eylül’ün oyunu bu ve sen bu oyunda ebesin. Kabul edersin çaresiz, üç beş sonbahar günü ve sonra yine yalnızlık…
Şimdi sessizlik zamanı, şimdi Eylül'ü, sarı sarı yaprakları, kuru dalları bulutlu gökyüzünü ve her daim hasreti, hüznü yaşamanın zamanı….
Hoş geldin Eylül, hoş geldin…
Ben aldım başımı gidiyorum güle güle Eylül…
Şimdi yazıma güzel Eylül şiirleriyle arkadaşlarıma söz verdiğim gibi veda etmek istiyorum. Değerli arkadaşlarım 2015 yılının Eylül ayına kadar benden yeni Eylül yazısı beklemeyin. Eylül yazıları beni içmeden sarhoş ediyor zira…
Hani ilk kez baktığın
Gönlü kora attığın
Derin izler bıraktığın
Eylülleri topla gel
Çıkmıyorsun akıldan
Engelleri tek, tek çel
Sensiz geçen yıllardan
Eylülleri topla gel
Düşünmek, değil rahat
Huzur gelsin kat be kat
Onbir ayı çöpe at
Eylülleri topla gel
Ne güle sor sevdayı ne bülbüle
Neler yaşandı neler, ah neler
Ne masallar anlatır ne nağmeler
Yedi Eylül'den Yedi Eylül'e
Dile gelir mi acep günler aylar ve yıllar
Rüyalarda ayıl, hayallerde bayıl
Yetmişi de yaşamadı bu sevdayı yedisi de
Ağustos böceği de görmedi Mart kedisi de
Ateş dağ olsa sonunda döner küle
Gönülden yanan ateş ne küle döner ne kula
Allah’tan gelen döner yine Allah’a
Ne kalem yazar ne kelam söyler bu sevdayı
Yaşananlar sırdır gönülden gönüle
Yedi Eylül'den Yedi Eylül'e
Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.