Takip Et
  • 20 Ekim 2017, Cuma

Biz bu günleri, o günden görmüştük…

Amerika Birleşik Devleti’nin Türkiye’ye vizeleri askıya alması beni çok eskilere götürdü, gençlik ve çocukluk anılarımın canlanmasına neden oldu. 1950 yıllarında Amerika Türkiye’yi NATO’ya almak için Kore’ye asker göndermesini istemiş ve Kuzey Güney Kore harbinde yüzlerce vatan evladını şehit vermemize neden olmuştur. Binlerce kınalı kuzularımız günlerce vapurlarda yolculuk yapmış, hiç bilmedikleri bir coğrafyada savaşmış ya şehit düşmüş ya gazi olmuşlardır. 1950 yıllarında Türkiye Amerikan Marşal yardımıyla tamamen ABD egemenliği altına girmiş büyük şehirlerimiz Amerikan bahriyelileri dolmuştu. Okullarımızda çocuklarımıza Amerikan peyniri ve süt tozu veriliyordu.

İzmir fuarında Amerikan askerleri geziyor, fuara ailesiyle gelen evli kadınları taciz ediyordu.

 

Benim gençliğimden bu yana inandığım bir tez vardır “Dünyayı İngilizle Yahudiler idare etmektedirler.”

 

Bugün Amerikan vatandaşı dediğimiz kişiler Amerika kıtası keşfedildiğinde İngiltere’den oraya göçenler veya kaçan katiller, hırsızlar ve soysuzların torunlarıdır.

 

Aslında Amerika Türkiye’ye hiçbir zaman dost olmamış bilakis her fırsatta Türkiye hükümetini hakimiyeti altına almaya çalışmış, hakimiyete alamadığı durumlarda ihtilallerle hükümetleri devirmiştir. 1950’lerde İsrail Devleti İstanbul’da Mısırlı iş hanında kurulmuş ve ilk tanıyan da Türk Devleti olmuş ve bu kararımızla tüm Arap aleminin ve Afrika ülkelerinin bize hınç duymasına neden olmuştur.

 

1960 yılında devrin başbakanı Amerika’nın niyetlerini anlayınca Rusya ile temas kurmuş Haziran ayında Rusya’da görüşmeler yapacakken 27 Mayıs’ta ihtilalle devrilmiştir. 1968 gençlik hareketiyle memlekette soran, sorgulayan bir gençlik akımı gelişmiş, çoğalmışken Amerika 12 Mart 1971’de yine orduya muhtıra verdirmiş, binlerce gencimiz işkence odalarında can vermiştir. 12 Eylül 1980 ordu ihtilal yapmış yüzbinlerce kişi işinden aşından ve hayatından olmuş, Amerika ise “bizim çocuklar başardı.” Diye sevinmiştir.

 

AKP iktidarı FETÖ meselesinde Batı dünyasına özellikle de ABD’ye tepkili. Seçilmiş bir yönetime karşı silahlı bir darbe girişimine nasıl olurda duyarsız kalınır, anlamaz roldeler. Oysa bu durumun basit bir izahı olduğunu biliyorlar.

 

ABD, “Ilımlı İslam ve BOP” projesi kapsamında desteklediği AKP ile FETÖ arasında sadece “TON” farkı görmüştür. İşin gerçeği zaten bizim demokrasimizi de hiçbir zaman ciddiye almamıştır. Hele iktidar kontrol dışına çıkma eğilimi gösterirse, bu durumu gizleme gereği de duymazlar. FETÖ Amerikan çıkarları ile uyumlu bir duruş vaat ediyordu. AKP ise Amerikan çıkarlarını yeri geldiğinde tartışan, bağlı olarak tam güven vermeyen hafif bir “başına buyrukluk” hali sergiliyor. Özetle ABD aynı ekip içinde “oyunbozan”ın yanında durmayı tercih etmedi.

 

Aslında biz bu günleri 50 yıl önce görmüştük. 1969 yılında Türk gençliği limanlarına gelen Amerikan 6.filosunu taşlarken askerlerini denize atarken üstümüze gelenler bugünkü iktidarın zihniyetinde olanlardı.

 

Hiç unutmuyorum 16 Şubat 1969 tarihinde Karaköy’e Amerikan 6.filosu demirlemiş, biz İstanbul Üniversitesinden bir grup genç Amerikan 6.filosunu taşlamaya gidiyoruz. Gemileri taşlarken yukarıdan bir grup genç “Komünistler Moskova’ya” diye bağırarak üstümüze geliyor. Gençlerden birinin boğazına sarılıyorum. “Amerika neyiniz oluyor lan sizin” diye bağırıyorum. Boğazıma sarıldığım genç bir an duruyor, şaşırıyor ve ne diyeceğini bilemiyor. Ve beni oradan kaçırıyorlar. O gün orada iki genç polislerin gözleri önünde bıçaklanarak öldürüldü. Çoğu yaralandı. İşte o gençleri bizim üstümüze gönderen o zamanın Milli Türk Talebe Birliği Başkanı (MTTB) bugünkü meclis başkanı İsmail Kahraman’dı. Biz emperyalizmin ve Amerika’nın karşısında dururken onlar bizim değil ABD’nin yanında yer alıyorlardı.

Ne diyor giden Amerikan elçisi John Bass: “Dokuz buçuk aydır Türkiye’de terör olmuyorsa, bu terör örgütünün vazgeçmesinden değil ABD işbirliği sayesindedir” yani tehdit ediyor. Ve arkasından Mersin bombası geliyor.

Bolivya’nın ABD’ye rağmen seçilerek iş başına gelen ilk yerli lideri Evo Morales: “Dünya’da darbe olmayacak tek ülke ABD’dir. Çünkü bir tek orada Amerikan büyükelçiliği yok.”

 

Biz bu günleri o günlerden yani 50 yıl önce görmüştük. AKP’li yazar Nevzat Çiçek geçen gün attığı twitte Amerikan 6.filosunun İstanbul’a gelişini protesto eylemlerine ilişkin şunları yazdı: Altıncı filoyu o gün hep beraber denize dökemedik. Acısını toplum olarak hep beraber çektik. Umarım ders almışızdır dedi ve o gün solcular haklıymış özür dilerim” dedi.

 

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.