CHP Aydın İl Başkanı Hikmet Saatçi'nin filtrelenmiş fotoğrafından bahsediyor, Çerçioğlu cephesindeki son gelişmeleri değerlendirmemi istiyorsun. Fotoğraf mevzusuna girme gereği duymuyorum, gelişmelere baktığımdaki okumamı seninle paylaşayım şekerim.
Özlem Çerçioğlu, siyaset hayatının en zor dönemlerinden birini yaşıyor diyebiliriz.
CHP’liler şöyle bir yorumda bulunuyor:
Başkan Çerçioğlu’nun etrafında bulunan tüm insanlar birer birer planlı bir şekilde gönderildi. Aydın Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen, herkesi tek tek Çerçioğlu’nun yanından uzaklaştırdı. Tüm hakimiyeti eline geçirerek Çerçioğlu’nu yanlışa sürükledi. Çok kısa bir sürede çok ciddi bir ekonomik güce sahip oldu. Yamen sırasıyla Önder Yeğen, Bülent Bozbaş, Nermin Canyurt, İbrahim Gürdal gibi Çerçioğlu’na yakın bürokratların ayaklarını kaydırdı. Evrim Karakoz ve Barış Altıntaş’ın Çerçioğlu’yla sık irtibatını kesti. Böylece Çerçioğlu’nun örgütle bağlantısı tamamen kopmuş oldu.
Özlem Çerçioğlu kontrolü iyice kaybetti. Kontrolü kaybettikçe daha sık hata yapmaya başladı. Daha sık yapılan hatalar da öfke patlamalarına sebebiyet verdi. Yedinci kattaki makam odasından sık sık yükselen küfürlü ve sitemli sözler bunu ortaya koyuyor. CHP Genel Merkezi tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan anketlerde de Özlem Çerçioğlu’nun büyük bir oy kaybına uğradığı görülüyor.
Aydın halkı ve CHP teşkilatları, Çerçioğlu’ndan tek bir şey istiyor: Aydın’a başarıyla hizmet etmesi, hiçbir kumpasa, organizasyona ya da arkadan dolanmaya kalkışmaması. Ancak Çerçioğlu, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ile başlayan ilçe belediye başkanlarına baskı kurma mantığını diğer ilçelere kadar yaydı. Çerçioğlu, bu oyunu 20 yıldır oynuyor. Artık herkes Çerçioğlu’nun ne yapacağını, hangi hamleyi yürüteceğini, planı bozulduğunda hangi iftirayı atacağını, hangi yalanı söyleyeceğini, hangi basın mensubuna ne yazdırabileceğini ve algıyı nasıl yöneteceğini ezbere biliyor.
Makamında oturup tüm belediye başkanlarına büyükşehir belediye başkanlığı yapmak yerine, ilçelerin örgütlerine müdahale etmek, belediye meclislerine karışmak, ilçe belediye başkanlarının birlikte çalıştığı basın mensuplarına etki ederek aleyhte haber yaptırmaya çalışmak, Çerçioğlu’nun bugüne kadar sergilediği yönetim anlayışı.
CHP Genel Merkezi tarafından hazırlanan ve delegeler tarafından kabul edilen tüzüğe göre, Çerçioğlu bundan sonraki yerel seçimlerde aday olamıyor. Aday olmasının tek bir yolu var: ön seçim. CHP Genel Merkezi, 2029 seçimlerinde Aydın’da büyükşehir belediye başkanlığı için ön seçim yapılmasını onaylarsa, Çerçioğlu bu seçime girerek tekrar aday olmayı deneyecek. Ancak aksi takdirde aday olamıyor.
Başkan Çerçioğlu’nun sıkıntısı, Cumhuriyet Halk Partisi Aydın İl Başkanlığı’nın kendisine yakın bir isim tarafından yönetilmemesi. Parti içi muhalefetin zirve yaptığı bu dönemde, Çerçioğlu’nun bütün stresi ve kızgınlığı buradan kaynaklanıyor. Küstürdüğü ilçe başkanlarının, belediye başkanlarının ve partililerin bir araya gelmesini istemiyor. Bu birliktelik milletvekilleriyle birleştiğinde, Çerçioğlu’nun elindeki son koz olan ön seçim ihtimali ortadan kalkıyor. Eğer Çerçioğlu’na yakın olmayan bir il yönetimi göreve gelirse, onun küçük de olsa var olan ön seçim ihtimali tamamen yok oluyor.
Peki, tüm bu mücadeleye, bu kadar paraya, bu kadar enerjiye gerçekten gerek var mı? Kendi belediye başkanlarını, kendi partililerini iftira attırmak, küfür ettirmek, yalan söyletmek için bu kadar çaba harcamaya değer mi? Bunun yerine tüm örgütle, tüm teşkilatlarla ve belediye başkanlarıyla uyum içinde çalışmak daha mantıklı değil mi?
Geçtiğimiz hafta yaptığı hatalar öyle bir ayağına dolandı ki adeta Türkiye’ye rezil oldu. Üstelik karşısındaki muhalefet, içine düştüğü durumun yüzde birini bile kullanmadı. Eğer aynı duruma muhalefet düşmüş olsaydı, Çerçioğlu sosyal medyadaki gücünü kullanarak, ulusal medyadan muhalif isimleri harekete geçirerek büyük bir algı yaratırdı. Ancak parti içindeki muhalefet, küstürdüğü insanlar ve kırdığı partililer, ona karşı aynı yöntemi kullanmadı. İnsanlar partilerini ve geleceklerini düşünerek, Çerçioğlu’nun içine düştüğü durum üzerinden siyaset yapmamayı tercih etti.
Ancak Başkan Çerçioğlu tam tersine, partilileri, ilçe belediye başkanlarını ve milletvekillerini toplum önünde küçük düşürmek için çok büyük bütçeler harcamaya devam ediyor.
Özlem Çerçioğlu, pilotun kontrolünden çıkmış bir uçak gibi burun üstü yere doğru çakılmaya gidiyor.
Hep kendisi haklı, hep kendisi biliyor, hep kendisine karşı bir hareket var.
Yaptığı hatalar yüzünden karşısına aldığı insanları bir de durduk yere tahrik ediyor. Sonra olaylar başlayınca da "yandım anam" diye ağlamaya başlıyor.
Bir dönem yakından şahit oldum, yanında bulundum; kendinden başka kimseyi düşünmez. Nokta kadar bir tutunacak dalı olsun, yaygaranın büyüğünü koparır. Şimdi durum biraz farklı, çünkü sıkıştığında ağlayıp ikna edeceği bir genel başkan yok.
Onun alaverelerine inanacak bir milletvekili grubu da yok.
Her şey ortada. Yaptığı her hamle, kurduğu her kumpas, yarattığı her algı herkes tarafından biliniyor. İnsanlar partilerine zarar vermemek için yüzünü başka tarafa çeviriyor.
Başka konular da var canımın içi, daha sonra devam ederiz.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.