Bana inanmayacaksın biliyorum ama böyle bir yoğurt var. Aydın’da da üretildiği söyleniyor. Sen şimdi hemen arama motorlarına yazarsın. “Domuz sütünden yoğurt olur mu?” filan diye.
Geçtiğimiz hafta oluşan domuz eti gündemi soğumaya yüz tuttu. Biz seninle sohbetlerimize konu etmediğimiz sürece de unutulur gider. Ta ki birileri yine, yeniden domuz eti yakalatana kadar.
İncirliova’da domuz eti yakalatan kişinin kesimhanesine hangi çöp şiş işletmesinin arabasının girip çıktığını, sen de merak ediyorsun. Belki devlet kurumlarımız bunları tek tek açıklar.
Ben seninle minik bir bilgi paylaşayım; domuz eti yakalatan kişinin, eşinin rütbeli bir polis olduğuna dair söylentiler var. Hem de Aydın emniyetinde görevli olduğu iddia ediliyor.
Gelelim domuz yoğurdu meselesine. Domuzun sütü ticari bir ürün değil. Sağılması imkansız gibi bir şey. Dünyada deneyenler var. Hatta peynir de üretenler olmuş. O yüzden domuzun yoğurdu ülkemizde üretilmiyor.
Bir yoğurt var, tıpkı domuz eti gibi tehlikeli. Domuz etini tehlikeli yapan iki sebep var. Biri İslam dinine göre yenmesinin haram olması, diğeri de ülkemizde domuz eti işlemesi yasal olmadığı için de denetlenmeyen, hijyenik olmayan ortamlarda kesilip işlenmesi.
Yoğurt meselesi de; hem ahlaki hem de yasal olmayan yöntemlerle elde edildiği için domuz eti kadar sıkıntılı bir durum. Sütün kendi yağını alıp, yerine margarinden daha sağlıksız bir yağ basarak elde ediyorlar.
Sen, “Bir yoğurt yedim taş gibi ve hiç de ekşi değildi” diye övünüyorsun. İşte onun adı homojen yoğurt ve insan sağlığına büyük zararları var. Adını ben “domuz yoğurdu” koydum. Sütün elde edildiği hayvandan dolayı değil de buradan para kazanmaya çalışanlardan ötürü.
Süt ve süt ürünlerinin de tıpkı et ve et ürünleri gibi sık ve düzenli denetlenmesi gerekiyor. Yoksa kolay yoldan para kazanmak isteyenler, sağlığımızı bozmaya devam eder.
Sütün beyaz olduğuna sakın kanma; o sektörde de kirli üretimler var.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.