Benden çok ağır bir konuya girmemi ve okkalı bir yazı kaleme almamı istiyorsun. Konu çok geniş içinde çok fazla dosya var. Belki biri üzerinden örnekle aktarabilirim.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyumlu çalışmaları ile Türkiye’de insanları dolandıran, devleti kandıran yapılar ortaya çıkarılıyor.
Seçil Erzan ve Dilan Polat bu süreçlerin sembolü haline gelmiş isimler. Öndeki güzelliklerin arkasında dönen çirkinlikler halkımızı hayrete düşürüyor.
Türkiye’de gündem olan bu konulardan çok daha büyük mali boyutu olan bir başka çete var. Ben adını “Belediyeler Çetesi” diyeyim, belki onun da önüne sembol olabilecek bir güzellik ortaya çıkar.
Yargı ve idari boyutunda çetenin ortağı olduğu ileri sürülen devlet yetkilileri tarafından sulandırılan, bulandırılan, cürüm işleyenleri koruyan bir yapı bulunduğu da aşikar.
Aksi halde bunca bilgi, belge ve beyana göre bu çetenin üyelerinin hala koltuklarında oturması, benzer cürümleri işlemeye ve milletin paralarını çalmaya devam etmesi imkansız gibi bir şey.
Sadece Aydın şehrinde Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde çalındığı düşünülen miktar bugünün rakamlarıyla 10 milyar TL’nin üzerinde.
Bunu Türkiye geneline yaydığınızda olayın mali boyutunun ne denli büyük olduğunu, Seçil Erzan ve Dilan Polat hadiselerinin çerez kalacağını asgari zeka seviyesindeki bir yurttaşımız tahmin edebilir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteği ile milleti ve devleti dolandıranlara savaş açan operasyonun başını çeken İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in belediye çetelerini de gündeme almasında kamunun büyük yararı olacak.
Aydın Büyükşehir Belediyesi çalışanlarından yaşanan hadiseleri vicdanı kaldırmadığı için bana aktaran kaynağımın söylediklerini geçenlerde, “Faturalar naylon, rüşvet gerçek” başlıklı yazımda aktarmıştım.
CHP’li Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, partisinden istifa ederken Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun asfalt ihalesi üzerinden yolsuzluk yaptığını iddia etmişti.
Atay, “Benim yaptırdığım aynı işi aynı firmaya dört kat yüksek fiyata yaptırıyorlar, kamu zararı oluşturuyorlar” demişti. Bunu nasıl yaptıklarını da içeriden bir kaynağım bana şu şekilde izah etmişti;
“Asfalt ihalesini alan firma, bazı işlerini alt firmalarına yaptırıyor. O alt firmalar ve direk ihaleyi alan firmanın Aydın’dan hizmet ve ürün satın aldığı firmalar var. Onlar, ya ürünün fiyatını piyasa değerinden çok yüksek fatura ediyorlar ya da ürün ve hizmet vermeden sadece fatura düzenliyorlar. Asfalt ihalesini alan firma ya da alt taşeronlarına fatura düzenleyen bu yerel firmalar (Efeler, Söke, Germencik, Nazilli, Kuyucak....), kendi maliyetlerinden sonra kalan tutarı ihaleyi kuran kişilere ulaştırıyorlar”
Merak etme, “Peki bu nasıl anlaşılacak?” diye ben de sordum, yanıtı şöyle oldu;
“Devletin ilgili kurumları Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve benzeri bakanlıkların denetçileri bunu isterlerse iki üç günde tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarırlar. Asfalt ihalesini alan firma ve onun alt taşeronlarına fatura düzenleyen Aydın firmalarının listeleri çıkarılır. Bu firmaların faturalarında belirtilen tutarlar ile verilen hizmet ya da ürün kıyaslanır. O firmanın üretim kapasitesi, stokları ve girdileri kestikleri faturayla orantılı mı; bakılır. Yine ürün ve hizmetlerin piyasaya göre değeri afaki mi, değil mi o da bakılır. Samimi ve dürüst yollarla operasyon, inceleme ve denetleme yapılırsa Engin, Dilan Polat olayını gölgede bırakacak sonuçlar çıkar”
Bu sadece biri, Aydın Büyükşehir Belediyesinde soruşturması ve kavuşturması devam eden onlarca ihaleye fesat karıştırma, görevi kötüye kullanma, edimin ifasını nitelikli kötüye kullanma, irtikap, rüşvet vb. dosyalar var.
Savcılık soruşturmaları sürecinde yargı hülleleri ile üstü örtülen, zamana yayılan, yeni mahkemelerde dosya üstüne dosya eklenerek yıllardır bir türlü karara bağlanamayan davalar var.
Bugüne kadar bir şey olmaması ile ilgili de halkımızda şu yaygın kanaat var; “Devletin milletten ve kanunlardan büyük sahibi var. Onlar koruduğu için bir şey olmuyor”
Ben öyle düşünmüyorum; Çünkü artık koruyanı kalmadığı için Dilan Polat olayı patladı. Belediye çeteleri hala patlamıyorsa; onları koruyanlarla Dilan Polat’ı koruyanlar aynı güç odağı olmayabilir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.