Yolun yarısı

Dün anacağımın beni doğuruşunun 35. yıl dönümüydü. Telefonla arayan, mesaj atan, mail yazan ve facebook duvarımda doğum günümü kutlayan dostlar ve sevenler iyi ki varlar. Sizlerin sevgisinden daha büyük bir kazanım göremiyorum.

Anı biriktirmekten ibaret olarak algıladığım fani hayat, insana sadece kötülükler yaşatmıyor. Güzel hatıralar ve anılar yaşamamıza da olanak sağlıyor. Acılarım gibi güzelliklerime de ortak olan ve üstüne güzel hatıralar biriktirmeme neden olan herkesi çok seviyorum.

Sadece doğurmakla kalmayan, besleyip büyütmenin ötesinde hayatı ve çalışmayı öğreten güzel anam; 35. doğurma yılın kutlu olsun. Beni ve kardeşleri olmaktan gurur duyduğum abilerimi iyi ki doğurmuşsun, seni çok seviyorum. Merhum Babamı da rahmetle anıyorum, mekanı cennet olsun.

Her ne kadar 37 yaşında yaşamını yitirerek ortaya koyduğu tezi çürütmüş olsa da, üstat Cahit Sıtkı Tarancı’yı rahmetle yad ediyor ve sık sık dilimize doladığımız o güzel mısralarını paylaşmak istiyorum;

35 YAŞ ŞİİRİ

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.

Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,

Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

Benim mi Allahım bu çizgili yüz?

Ya gözler altındaki mor halkalar?

Neden böyle düşman görünürsünüz,

Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!

Hangi resmime baksam ben değilim.

Nerde o günler, o şevk, o heyecan?

Bu güler yüzlü adam ben değilim;

Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;

Hatırası bile yabancı gelir.

Hayata beraber başladığımız,

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;

Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!

Geç farkettim taşın sert olduğunu.

Su insanı boğar, ateş yakarmış!

Her doğan günün bir dert olduğunu,

İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!

Her yıl biraz daha benimsediğim.

Ne dönüp duruyor havada kuşlar?

Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?

Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.

Uyudun uyanamadın olacak.

Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında.