Aydın polisi çok iyi çalışıyor

Söke Adliyesi’ne atanmayı düşünen bir arkadaşı, bizim Mehmet Tekeli’den yardım istemiş. “Oralar nasıl bir yer, çevresinde neler var vs.” gibi sorular yöneltmiş. Mehmet de benden rica etti, “Bir gittiğimizde gidip birkaç fotoğraf çekip atsak olur mu?” dedi.

Pazar günü gittik. Adliye’nin etrafında dolandık, yanındaki belediye parkını, altındaki muhtarlık binasını ve adliyenin birkaç cepheden fotoğraflarını çektik. Bu sırada, ‘Bizi biri ihbar etse yeridir’ gibilerinden kendi aramızda şakalaşıyorduk. “İnsanlar, haklı olarak her şeyden şüphe eder duruma geldi” sözünde hemfikir olduk.

Adliye’nin oradan ayrıldık, Koyuncuoğlu Pasajı’nın orada meslektaşım Murat Tan ile buluştuk. Onu aldık, Cumhuriyet Mahallesi (Arap Mahallesi) meydanında bir kahveye oturduk. Bir süre sonra iki sivil polis geldi, bir araba plakası sordu ‘Bizim değil’ dedik, gittiler. Mehmet, “Senin plakayı sordular abi?” deyince, seslendik, önce anlayamadığımızı, aradıkları plakanın bize ait olduğunu söyledik.

VATANDAŞA POSTA

Onlar söylemeden biz kabahatimizi ve gerekçemizi anlattık. İhbar etmiş vatandaş, “Adliye çevresinde birileri fotoğraf çekiyor” demiş. Hemen harekete geçen polis 5-10 dakika içinde bizi buldu. Bu, çok sevindirici bir durum, Aydın polisinin ne kadar iyi çalıştığının göstergesi.

Polislerden birinin sert bir edayla, “Kamu kurumlarının fotoğraflarının izinsiz çekilmeyeceğini bilmiyor musunuz?” sözüne de üzüldüm. Elin Amerikalısı 24 saat uydudan canlı canlı bizi izlesin, istihbarat örgütlerinin ajanları ülkemde cirit atsın, fotoğrafın, görüntünün kralını çeksin. Sen bunları görme, alelade fotoğraf çeken vatandaşına posta koy. Bu mudur polislik?

Kim olduğumuz belli, niyetimizi açıkça söylemişiz. Hassasiyetlerinden dolayı teşekkür etmişiz, üstüne böyle bir azar işitmek hoşumuza giden bir davranış olmadı. OHAL bahanesinin arkasında sığınılması da doğru değil. Devlet yöneticilerinin açıklamalarına göre; ''OHAL'i, vatandaşı değil, FETÖ Terör Örgütü üyelerini olumsuz etkileyecek uygulama'' diye biliyoruz.