Henüz hak ettiği kadar meşhur olmasa da benim çok yakından takip ettiğim, her kitabının çıkmasını dört gözle beklediğim bir roman yazarı var. Adı: İsmail Güzelsoy.
Öldükten sonra çok meşhur olacağını, dünyada romanlarının milyonlar satacağını düşündüğüm bir kurgu ustası bu yazar. Bana göre Türk Edebiyatının önemli bir yüz akıdır kendisi…
İsmail Güzelsoy’un bir romanında geçen hikayeyi, hatırladığım kadarıyla sizlere aktarmak isterim.
Yaşı kemale ermiş bir bilge, “Ölmeden bildiklerimi yazayım, benden sonrakiler istifade etsin” düşüncesiyle bir eser kaleme alır.
Ortaya her biri 600 sayfalık 4 ciltlik bir metin çıkar. Metne bayılır bilge ama bir sorun vardır. “Ya aralarından bir cilt kaybolur, aktaracakları anlamsızlaşırsa…” endişesine kapılır.
O zamanlar matbuat da yok. Ömrünün sonuna kadar eserini el yazısıyla kaç kopya çoğaltabileceği düşüncesi de ortaya çıkar, metni özetlemeye karar verir.
Tek bir cilde sığacak kadar kısalan metin sanki çok daha güzel ve anlamlı olmuştur. Daha da özetlemesi gerektiğini düşünür ve 100 sayfaya düşürür. Muhteşem bir eser haline dönüşen bu özetin 10 sayfaya düşen özetine bilge aşık olur.
Hızını alamaz tek bir sayfaya, tek bir cümleye ve hatta tek bir kelimeye kadar vardırır özetleme işini…
O kelime: Değmez.
Romanın adı da: Değmez, kitap 500 sayfa kadar var diye anımsıyorum.
Akabinde çıkan Gölge ve Hatırla adlı eserlerden oluşan üçlemenin ilk kitabı, okumanızı tavsiye ederim.
“tvDEN’in 5 yaşında olması ile bunların ne alakası var?” sorusunu işitir gibiyim.
Ben de tvDEN’i anlatan, 5 yıllık süreci değerlendiren ve gelecek vizyonu ortaya koyan uzunca bir yazı kaleme aldım. Çok uzun olduğu için özetlemeye karar verdim.
Çok uğraştım ama bir kelimeye düşüremedim, iki kelimede kaldım: Teşekkür ederim.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.