Nereden mi biliyorum?
Çünkü bize rüşvet teklif etti. “Sadece benimle çalışırsanız sizi ihya ederim. Çalışmazsanız da yok ederim!” türünden bir yaklaşımda bulundu. Bu söylediklerimi Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin, bağlı kuruluşlarının ve Basın İlan Kurumu’nun kayıtları teyit eder.
Son yerel seçimlere kısa bir süre kala yaşandı bu hadise. Ondan önce bizim mecralarımızı reklam aracı olarak Sayın Çerçioğlu’nun yönettiği kurumlar nasıl kullanmış, sonra nasıl kullanmamış bunu o kayıtlar söyler.
Bize uyguladığı, aleni ya da gizli mobbing ve zulümleri uzun uzadıya sayıp yazının amacını saptırmak istemem.
Bunları şimdi neden mi yazıyorum?
Çünkü hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisi, Marmaris Belediyesi ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu ile birlikte “Anadolu Buluşması Yerel Medya Çalıştayı” düzenledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. Mesleğimizin sorunları masaya yatırıldı. Camiamız adına yararlı bir etkinlik oldu. Orada yapılan bir konuşma da, Aydın ve İzmir gündemine damga vurdu.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Tasarruf Tedbirleri Kararnamesi ile belediyelerin yerel gazete aboneliklerinin ve reklamlarının kesildiğini belirtti ve isim vermeden Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nu da eleştirerek, "Maalesef bazı cesur görünen topuklu efeler, ilk iş hemen yerel basına desteğini kesti" dedi.
Hemen sonrasında Aydın’da meslek temsilcilerimiz ve mensuplarından Gappi’ye tepki, Çerçioğlu’na destek mahiyetinde, “Çerçioğlu, İzmir basınına destek vermek zorunda mı?” minvalinde açıklamalar yapıldı.
Gappi, kendi üyelerinin menfaati gereği doğru bir ifade kullandı. İzmir basınının Aydın Büyükşehir Belediyesinin kendilerine olan desteğini kesmesinden rahatsız olduğunu dile getirdi. Gördüğünden eksik kalmak, insanoğlunun mutsuz eden en önemli neden değil midir? Burada Gappi’ye yüklenmek yerine, Çerçioğlu’nu sorgulamakta yarar var.
İzmir basınına destek mi verdi, rüşvet mi?
Tüm kamuoyunun malumu olaylar var. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanını Özlem Çerçioğlu’nun adı, FETÖ ve FETÖ borsası ile yan yana sık sık geçiyor.
FETÖ’ye, FETÖ basınına verdiği destekler ve başka iltisaklarının suç unsuru oluşturmaması için FETÖ borsasından yardım istediği, buna karşılık 5 milyon dolarlık Aydın Atatürk Spor Kompleksini oluşuma hediye ettiği ve daha başka rüşvetler dağıttığı iddialarını duymayan kalmadı.
Bu bağlamda, sorulan sorulara yanıt vermek yerine Çerçioğlu, sosyal medya trolleri, satın aldığı basın orduları üzerinden bunları dile getirenleri itibarsızlaşma yolunu seçti. Yargısal olarak şikayet hakkını kullanmaya sıkı sıkıya sarıldı. Yüzlerce suç duyurularında bulundu.
Oysa ki, “Hayır yok böyle bir şey. Bu iddialar yalan! Doğrusu da şunlardır, bunlardır” dese, tüm Aydın halkı ona inanırdı, inandırdık.
İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Batu, İzmir Emniyet İstihbarat Müdürü Kudret Dikmen, MİT Bölge Sorumlusu Gürbüz Yüksel gibi devlet yetkililerinin de adı karıştığı olaylar var. Eski AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’un evinde öldürülmesi hadisesi var. Bu kadar çok adli ve asayiş olayının bir tarafında Özlem Çerçioğlu’nun adının da iddialar arasında yer alması, bana farklı çağrışımlar yapıyor. Kafamda başka sorular oluşuyor. “İzmir basınına destek mi verdi, rüşvet mi?” sorusu bunlardan sadece birisi…
Aydınlı meslektaşlarımıza da hak vermiyor değilim. Onlar, “…’nın ekmeğini yiyen kılıcını sallar” anlayışıyla hareket ediyor. Hayat şartları zor, yayıncılık masraflı iş, gördüklerinden eksik kalma endişesini onlar da taşıyor. Altını kalınca çiziyorum; Çerçioğlu’nun destek adı altında rüşvet verdiği tek zümre basın mensupları, yayın kuruluşları değildir. Bunca kirli işle anılırken, Aydın halkının milyarlarını nasıl harcadığını izah edemezken, onlarca soruşturma ve kovuşturma olduğu halde, delilleri karartma kabiliyeti yüksek ekibi ile birlikte halen görevinin başındaysa; kimse kabağı mesleğimizin ve sektörümüzün başında patlatmasın.
Yerel Medyanın sorunları ile yakından ilgilendiği için kocaman bir teşekkürü hak eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li diğer belediyelerde durum nedir bilmem ama Aydın’da Çerçioğlu’nun yerel basına uyguladığı baskıyı, ambargoyu, zulmü görmezden gelmesin. Geldiği sürece iktidara yaptığı eleştirilerin inandırıcı olmadığını lütfen fark etsin.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.