Sana, “beni hiç malzemesiz bırakma” dedim diye suyunu çıkarmak zorunda mısın? Laperla da nereden çıktı kardeşim? O konuyu, yeni yetme yetki sahiplerine etki sahibi olanlardan, proje üzerinden nemalanmak isteyen birkaç kişinin köpürttüğü basit bir iş olarak görüyorum. İlla ki, “araştıralım, soruşturalım, mevzunun özü, öznesi ne öğrenelim” diyorsan, mini bir mesai yaparım, yapacağım.
Şehrin gündemi ne olmalı biliyor musun; ASKİ Genel Müdürü Hakan Olgaç’ın aldığı cezalar nedeniyle görevinden alınması gerektiği halde koltuğunu nasıl koruduğu ve CHP Aydın İl Başkan Yardımcısı Aytaç Toker’in hükümlü olduğu halde nasıl siyasi görev aldığı konuları bana göre. Çünkü bu iki isimle ilgili de “Aydın’daki çürük yapının, kritik tuğlaları” deniyor. Onların görevlerinden olması durumunda; yapacakları ifşahat ve itiraflar nedeniyle bir çok kimsenin başının derde girebileceği söyleniyor.
Bu iki konuda yetki sahibi olan devlet mercilerinin sorumlularını buradan görev davet etmekte yarar görüyorum.
Bir başka gündem daha var. CHP’nin, dolayısıyla şehrin gündemi;
ERGÜN POYRAZ MESELESİ
Biliyorsun tvDEN’de canlı yayında yazar Sara Gül Turan, Ergün Poyraz’ı anlattı. Yayına bağlanan kardeşi Ercan Poyraz da benzer şeyler söyledi. Yani, Ergün Poyraz’ın ülkemize ve şehrimize zarar veren biri olduğu kanaatimiz güçlendi. Kendisini canlı yayına davet ettik ve bu konuları halkın huzurunda tartışmaya çağırdık, gelmedi, gelemedi.
Çünkü, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile organik bağı var, ondan habersiz ve izinsiz hiçbir şey yapmıyor, yapamıyor.
Son işi de, Özlem Çerçioğlu adına Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e ayar vermekti. Ömer Günel’in trol ekibi baskın çıkınca bir suskunluk haline geçildi. “CHP’li başkanlar acaba, anlaştı mı, barıştı mı, bu kavga sayesinde öğrenmeye başladığımız bazı gerçeklerden yoksun mu kalacağız?” diye düşünürken; Ergün Poyraz bir sürelik suskunluğun ardından Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel hakkında paylaşımlar yapmaya devam ediyor. Kendisi bu arayı şöyle açıklıyor. Küçük bir operasyon geçirmiş, bu yüzden yazmamış. Özlem Çerçioğlu, makamda belediye başkanları ile yaptığı toplantıda bu tip saldırmalar için “tek yürek olmamız lazım” demişti. Bakalım Ergün Poyraz’a ne gibi bir yaptırım uygulayacak.
Ben yaptırımdan yana değil ifade özgürlüğünden yanayım. Herkes istediğini doğru bir şekilde yazsın çizsin; aydınlanalım. Aydın, aydınlansın...
CHP’nin ve CHP’li belediye başkanlarının gözünden bakınca durum farklı.
Çünkü Çerçioğlu’nun verdiği sözler varmış.
Özlem hanım, bu anlaşmaya sadık kalmaz.
Yıllar önce kendisi ile sıkı bir dostluğumuz vardı.
Aynen şu kelimeleri kullandı bana “benimle çalışan basın, ilçe belediye başkanlarını eleştirebilir, hakkında yazı kaleme alabilir, ancak ilçe belediye başkanları ile çalışan basın benim hakkımda yazı yazamaz, personeli yazamaz. Bu benim kırmızı çizgim” gazetecileri, basına böyle baktığı ve tamamen kişisel emelleri için kullanmak istediğini anlayınca biz de mesleğin kırmızı çizgilerini ortaya koyduk. Koptu, koptuk.
Çerçioğlu’nun kolay kolay bu mantıktan vazgeçeceğini düşünmüyorum. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığı hakimdir Çerçioğlu’nun siyasetinde.
Ona dokunmayan yılanlar, şehrin milyar milyar paralarını, onlarca geçmiş ve gelecek yıllarını dokunmaya devam ediyor.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.