CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Aydın ziyaretine ilişkin gözlem ve yorumlarımı soruyorsun. Neden geleceğine ilişkin yazdıklarımı okumuşsun. Aynı çerçeveden bakıyorum; görevini yaptı.
Sıra sende. Seçmen olarak Kılıçdaroğlu’nun sana sunduğu bu seçeneği mi tercih edeceksin yoksa gelecek diğer seçenekler arasında bir seçim mi yapacaksın? Karar senin.
Aydın Büyükşehir Belediyesini iki dönemdir yöneten ve öncesinde bir dönem şu anki Efeler ilçe sınırlarının sadece şehir merkezinde kalan kısmını kapsayan Aydın Belediyesinin başkanlığını yapan bir Çerçioğlu var ve yeniden aday.
Onu tanıyor, neler yapabildiğini biliyorsun. Aynı şeyi yapıp farklı sonuç da bekleyebilirsin ya da “farklı sonuç olmasa da aynı şekil devam etsin” diye de düşünebilirsin. Ya da yeni bir arayışa girersin. Karar senin.
Sana hizmete dönüşmesi için gelen paraların çok başka amaçlar için kullanılmasının hatta bu yaparken insanların suç işlemesinin de tüm müsebbibi sensin. Devlet kurumları böyle bakıyor.
Nedenini açıklayayım. İhaleye fesat, edimin ifasına fesat, nitelikli görevi kötüye kullanma, irtikap, rüşvet, mobbing vs. suçlarını işledikleri iddiasıyla Çerçioğlu, ekibi, danışmanları hakkında soruşturmalar, davalar var.
Bazı davalar 8-9 yıldır karara bağlanamıyor. FETÖ dosyası 39 ay sonra kapandı. Bu dosyanın kapanış şeklini kapsayan suç iddiaları barındıran FETÖ Borsası dosyasının akıbetini bilen yok.
Savcılıkta savsaklananlar, mahkemelerde karara bağlanamayanlar bir sürü dosya varken, bu dosyaların içi Çerçioğlu ve ekibinin işlediği haltları kapsarken, onlar elini konulu sallaya sallaya sana hizmet olsun diye gelen paraları çarçur etmeye devam ediyor.
Sana da bu konularda hiçbir izahatları, açıklamaları olmuyor. Sadece bunları sana anlatan benim gibi gazeteci ve siyasetçilere karşı Çerçioğlu’nun itibar suikastı timi devreye giriyor.
O yüzen seçim senin, karar senin. Biz doğru bildiğimizi söylemeye, bu minvalde mücadele etmeye devam ederiz. Sen inatla, ısrarla bu düzenin sürmesi yönünde karar verir, seçim yaparsan, biz de saygı duyarız.
Bir de bana, “Çok iyi şeyler yazıyorsun ama yargıyı harekete geçiremiyorsun” demişsin. Yargı, bizim yazdıklarımız, sana yapılan haksızlıklarla ilgili bu güne kadar harekete geçmedi. Tersi bize karşı tavır aldı.
Dünyada belki başka bir örneği yoktur. Suçlularla ilgili harekete geçmesini beklediğin yargı, seni uyandırmak için yazdığım ve konuştuğum şeyler hakkında bana bir fiilden birden fazla ceza vermeyi bile başardı.
Bütün bunlar AK Parti iktidarında yaşandı. AK Parti iktidarı döneminde yaşananlardan dolayı Anayasa Mahkemesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin “İfade Özgürlüğümün İhlal Edildiği” yönünde birer kararı da var.
Senin anlayacağın Türkiye’de iktidarın kim olduğunun bir önemi yok. Hem şehrin kaderinin değişmesi hem de yargının tavrının olması gereken seviyeye gelmesi için Aydın’da senin doğru seçim yapman gerekiyor.
Sana hizmet olsun diye gelen paraları önce iç eden, sonra da gerekli kişilerle paylaşanlara yargı da, devletin diğer kurumları da dokunmuyor. Bizim durum da fincancı katırlarını ürküten Nasrettin Hoca’nınkinden farklı değil.
Benim de umudum sensin. “Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar” denir ya; biz dokuz plaka numaralı kendi memleketimizde sırf sana doğruları yazıyoruz diye neler çekiyoruz bir bilsen.
“Umutsuzluk namussuzluktur” derler. Benim de umudum sensin. Sadece kendi adıma değil tüyü bitmemiş yetim hakkı için, senin doğacak çocukların ve torunların için. Çünkü bu şehir bize onların emaneti.
Kılıçdaroğlu senin kararını kendi ikballeri için yön vermek isteyenlere hizmet etmek için geldi. Yine gelir, sık sık gelir. Çünkü senin olan ama senin yiyemediğin pastayı götürenlerin payı azalmasın diye, daha seçime kadar neler olur neler. Bekle ve gör.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.