Takip Et

Salih Dinçer'i yad ediyoruz

Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer’in bugün, Çine’de vefatının birinci sene-i devriyesi nedeniyle yemekli bir mevlit okutulacak. Vefatının ardından sana “On Dört Dakikalık Konuşma” başlıklı bir yazıyla Salih Dinçer’i, onunla olan ilişkimizi ve iletişimimizi anlatmıştım. O yazı, meslek yaşamımda en çok okunan birkaç yazımdan biri oldu. Salih Dinçer’in ne kadar sevildiğini buradan anlayabilirsin. Bugün o, dualarla anılacak. Biz de seninle o sohbetimizi tekrar yad edelim, olur mu?

ON DÖRT DAKİKALIK SON KONUŞMA

Dün toprağa verilen Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer’i merak ediyorsun. Onun siyasi yaşamının tamamına tanıklık etmiş bir gazeteci olarak hakkındaki düşüncelerimi ve ilişkimizi soruyorsun.

Kendisini tanıdığımda siyasetçi değildi. İnanılmaz naif, sakin, dingin ve huzurlu bir adamdı. Son derece mutlu bir yaşam sürüyordu. Çine’de belli sebepler onu siyasete yöneltti, ama huzuru kaçtı.

Altyapısı olmamasına rağmen, tamamen kendi sevgisi, sempatisi ve saygınlığı ile siyasette hızla yükseldi. Parti yönetimine girdi, meclis üyesi oldu ve ardından meclis içinden başkan seçildi.

Başkanlık koltuğuna oturduğu günlerde beni çağırdı. “Askerdeyken senin haberlerinle Çine’de ne olup bittiğini okuyordum. İlçeye çok hakimsin, işini iyi yapıyorsun. Bana yardımcı olmanı istiyorum” dedi.

Bana verdiği ilk röportaj arşivlerimizde var, bulamazsan sana yardımcı olurum. Ancak ben sana kayıtta olmayan sohbetlerimizi ve tespitlerimi anlatacağım. Röportaj bittiğinde, “Ne yapacağım ben?” diye sordu.

En büyük derdi, yüzde 48 oyla seçilen Osman Aydın’ın yerini doldurabilmekti. “Belediyenin borcu var mı?” diye sordum. “Yok” dedi.

Kendisine borçlanmasını, pazar yerini yapmasını, Şeyhler Düğün Salonu’nu hayata geçirmesini ve Kalabak Çayı çevresini düzenlemesini önerdim. O da bunları yaptı ve yüzde 55 oy alarak rüştünü ispatladı.

Artık Osman Aydın’ın lütfu ile belediye başkanı olan Enver Salih Dinçer değil, Çine halkının oyları ile seçilmiş bir reis olmuştu. Onun seçildiği yıllarda ben Çine’den taşınmıştım. Aydın Denge’nin başına geçmiş, ilin tamamına hitap eden bir gazeteciydim.

Çine meramımdı ama merakım değildi. Orada bir ekibimiz vardı, kurumsal olarak takip ediyorduk ama bireysel olarak nadiren görüşüyorduk. Ben ona siyasetçi gibi yaklaşmıyordum, o da bana gazeteci muamelesi yapmıyordu.

2019 yerel seçimleri öncesi Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu bizden taraf olmamızı istedi. Reddettik. Bu nedenle bize ambargo uyguladı. Millet İttifakı’ndan hiçbir siyasetçi bizimle iletişim kuramıyordu.

Bu durumdan en çok rahatsız olan kişi Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer’di. Her karşılaştığımızda, “Seni çok seviyorum ama durumları biliyorsun” derdi. Ben de, “Sorun yok abi, benim yüzümden sıkıntı yaşama” derdim.

Zaman bizi haklı çıkardı. Çerçioğlu’nun gerçek yüzünü herkes gibi o da gördü. Bizimle ilişkisini yeniden kurdu.

Son ameliyatından birkaç gün önce telefonla konuştuk. 14 dakika süren konuşmamızda siyaset, ilçenin durumu ve geleceği üzerine konuştuk. O gün, Osman Aydın’ın olası adaylığı gündemdeydi. Çerçioğlu’nun tavırlarını eleştirmiş, biraz da dalga geçmiştik.

Son sözleri hâlâ aklımda: “Bu seçimde kazanacağım, ustalık dönemime hazırlanıyorum.” Ancak kader planı bambaşkaydı.

Cenazesinde Çine İlçe Başkanı Tayfun Şahin’in dediği gibi, “Okyanusları aştı ama derede boğuldu.” Babasının duası kabul olmuştu: “Allah bana Salih’imin acısını göstermesin.”

Enver Salih Dinçer’in ruhu şad, mekânı cennet olsun. Manevi mirası bizlere emanet.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.