Takip Et

Siyaset yargı ilişkisi ve Aydın

Siyaset konuşalım, yerel seçim sürecindeki gelişmeleri değerlendirelim istiyorsun. Onu yapacağız. Rahatsız olduğum bazı durumlar var. Onları sana aktarmak istiyorum.

Aydın’da yargı çok imaj ve itibar kaybı yaşadı. Özlem Çerçioğlu Aydın Belediye Başkanı iken, dönemin Aydın Başsavcısı Ekrem Yiğit ile başlayan süreç bugünlere kadar geldi.

O zaman Aydın Belediyesinde başkanın iki yardımcısı tutuklandı, ceza aldı ama Savcı Ekrem Yiğit sayesinde Çerçioğlu hukuki bir sorun yaşamadan olayların dışında kalmayı başardı.

Daha sonra Aydın Büyükşehir Belediyesinden haksız yere milyonlar götüren Çerçioğlu’nun danışmanı ve Aydın Büyükşehir Belediyesinin yönetim kadrosunu kuran Erkan Karaaslan’ın şirketlerinden Ekrem Yiğit’e para aktarıldığı MASAK raporlarıyla ortaya çıktı.

Aydın’da görev alan Savcı Yılmaz Amil’in oğlu Furkan Amil’in İmar A.Ş.’de bankamatik memuru olarak çalıştığı iddiasını ne Çerçioğlu ne de Amil yalanladı.

Aydın’da görev alan kaç yargı mensubunun kaç yakını Aydın BŞB ve bağlı kuruluşlarında istihdam edilmiştir, araştırma konusu. Bilinmeyen kim bilir daha neler var.

Bilinen ise Çerçioğlu’nun savcılıktaki dosyalarının soruşturma sürelerinin olabildiğince uzadığı, dava açılsa da 8-9 yılda sonuçlanmadığı gerçeğidir.

Size tanık olduğum bir şeyi de anlatmak isterim. Aydın’da uzun yıllar Adalet Komisyonu Başkanlığı yapan Hakim Erhan Yıldırım var. Şimdi İzmir Bölge İdare Mahkemesinde görev yapıyor.

Kendisi ile bugüne kadar birkaç yerde karşılaştım. Biri zengin bir işadamını ziyaretimde, oraya elinde pasta ile geldi. İşadamının yakın geçmişteki doğum gününü kutlamak istemiş.

Birinde kendini külliyeye yakın biri olarak tanıtan, iş takipçisi olduğunu düşündüğüm biriyle bir kafede kahve içerken denk gelmişti.

Son kez de geçtiğimiz günlerde İncirliova Belediye Başkanına ziyarete gittiğimizde oraya geldi. Başkanla bizim randevumuz vardı, görüşürken hakim bey de geldi. Biraz birlikte oturduk. Sonra da bizi odadan kibarca çıkardılar.

Hakim Erhan Beyin Aydın’da makam, mevki ve para sahibi insanlarla yoğun temasları olduğunu da duyuyorum. İnsani ilişkilere itirazım yok. Lakin ilde 8 yıl Adalet Komisyonu Başkanlığı yapmış birinin bu kadar (zengin, makamlı, mevkili) kapı kapı gezmesini de çok etik bulmuyorum.

Tamamına yakını Özlem Çerçioğlu ve çevresinden oluşan hakkımda suç duyuruları ve açılmış davalar var. Ben, hakkımda yürütülen soruşturmalar ve kavuşturmalardan kaynaklı hassasiyet gösteriyorum.

Aydın’da hiçbir hakim ve savcı ile temas kurmuyorum. Ziyaret etmiyorum. Adliye’deki muhabirlerimi bile çektim. Şehirde hakim ve savcıların iş dünyası ve siyaset camiası ile ilişkilerini, samimiyetlerini görünce de “acaba ben mi yanlış yapıyorum?” diye soruyorum.

Sana bir şey daha söyleyeyim, bir gazeteciye bildiğini, duyduğunu ve düşündüğünü yazdığı için dava açılması ve açılan davadan ceza verilmesi yasalarımız, uluslararası sözleşmeler, AYM ve AİHM içtihatlarına göre çok kolay görünmüyor.

Aydın’da Özlem Çerçioğlu ve şürekasını eleştiren yazılar kaleme aldığı için kaç gazeteciye kaç dava açılmıştır. Kaçına çok basit cezalar yapıştırılmıştır; bakmak, araştırmak lazım. Hatta bilimsel çalışmalara konu bile yapılabilir.

Bir başka konuda rüşvetin, irtikabın, ihaleye fesadın, görevi nitelikli kötüye kullanmanın, mobbingin vb. konuların belgeleri, delilleri olmasına rağmen Özlem Çerçioğlu ve ekibine hukuki ve idari yaptırım uygulanmıyor olmasıdır.

Özet geçtim. FETÖ Borsası Dosyası, İzmir Başsavcı Vekili Okan Bato’nun Aydın Adliyesine 16 kez gelip gitmesi, Ahmet Kurtulmuş cinayeti, Atatürk Spor Komleksi vb. durumlarına hiç girmedim.

Söke, Kuşadası ve Didim adliyelerinden konulara bile değinmedim.

Anlayacağın, Aydın’da son yıllarda devletin büyük imaj kaybı oldu. En çok da yargı kurumu imaj ve itibar kaybı yaşadı. Hal böyle olunca, vatandaşın da, biz gazetecilerin de, Çerçioğlu’nun siyasi rakibi olma ihtimali olanların da devlete, kanunlara olan güveni azaldı.

Ben sorguluyorum. Aydın’da görev yapan bir yargı mensubu neden burada kalmak ister, neden yakınlarını belediyelere ve benzeri kuruluşlara işe yerleştirir? Neden akrabası serbest hukukçular bu bölgede şirketlerin vekili olur? Neden resmi görevi olan yargı mensupları sadece makam, mevki ve para sahipleri ile dost olur? Sen de sorgula, olur mu?

En çok da helal süt emmiş, ahlaklı, erdemli yargı mensupları sorgulasın. “Meslektaşlarımız neden böyle düşük iş yapar?” diye.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sadece Aydın’a baksa ülkede bakanlığına bağlı kurumun durumunu görür. Birileri de sayın bakana bunu göstersin.

Bunları yıllardır yazdık, söyledik ne mi oldu? “Bilgi doğruysa, kaynağı kirlet” siyasal iletişim aracıyla siyasetçi ve ortakları bize yürüdü.

Senin olan, sana hizmete dönüşen paraları birileri daha fazla yürütmemesi için biz doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye devam edeceğiz.

Kulislerden gelişmeleri sana yarın yazacağım.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.