Geçen hafta Salı günü Aydın’da taşımalı eğitim kapsamında öğrenim gören 200’e yakın öğrenci, devletin verdiği yemekten zehirlendi. Olayın ortaya çıkması ile birlikte oluşan bilgi kirliliğine dikkat çekmek için sosyal medya hesaplarımdan Aydın Valisi Sayın Hüseyin Aksoy’u doğru bilgiyi açıklaması çağrısında bulundum. Sağ olsun, Vali bey kısa bir süre sonra İl Milli Eğitim Müdürü, İl Sağlık Müdürü ve medya tarafından karmakarışık bir hal alan süreci netleştiren açıklamaları yaptı. Doğru bilgiye erişildi.
İlk paylaşımı yaptığım andan itibaren bilgi ve iddia içerikli malzemeler gelmeye başladı. Bizim süreçler böyle işler. Zehirlenme olayının tesadüfi olmadığını, aksine ucuz atlatıldığını bu sayede kavramış oldum. Gazetecilik mesleğimden önce profesyonel olarak aşçılık yapmış biri olarak gelen bilgiler; aşçı olarak midemi, gazeteci olarak da zihnimi bulandırdı. Bu bilgileri ve iddiaları sizinle paylaşamadan önce şunu net belirtmek isterim; bir yemeği yiyenleri zehirleyecek şekilde bozmanız için iki şeye ihtiyacınız vardır: Beceriksizliğe ya da art niyete!
Bu ikisi yoksa yemeği bozma şansınız da, insanları zehirleme riskiniz de yüzde sıfırdır.
Birazdan aktaracağım iddiaların da ortaya koyacağı gibi her iki unsuru da içeren ve yaklaşık 45 milyon liralık (45 trilyonluk) pasta için öğrencilerin kurban edildiği rant durumları var.
Sosyal medya hesaplarımda öğrencilere verilen yemeklerin listesini paylaştım. Görüştüğüm beslenme uzmanları bu listelerin bilimsel bir karşılığı olmadığını ifade etti. Bu işi profesyonel olarak yapan birkaç ustaya da danıştım. Onlar da listelerin uyduruk olduğunu, çocukların yemeği üzerinden birilerinin rant sağlamasına kılıf uydurulduğunu düşündüklerini söyledi.
İÇİNDE BİLGİ DE BARINDIRAN O İDDİALAR
Çine, Efeler ve Köşk ilçelerinde yaşayan bu öğrencileri zehirleyen yemek Efeler’de bulunan Aydın Öğretmenevi'nde yapıldı. Öğrencilere o gün içinde tavuk eti olan misket köfte verildi.
Aydın genelinde taşımalı eğitim gören ve devletin yemek verdiği 14 bini aşkın öğrenci var. Öğrenci başına ödenek 16 lira 60 kuruş ve bu fiyat piyasa koşullarına göre üç ayda bir güncelleniyor. İhale yapılmadan tavan tarifeden işi öğretmenevlerine verme yetkisi idarede bulunuyor. Toplam ödenek yıllık yaklaşık 45 milyon TL, eski parayla 45 trilyon TL’ye denk geliyor.
Aydın Öğretmenevi: Efeler, Umurlu, Köşk, Çine ve İncirliova’nın,
Nazilli Öğretmenevi: Nazilli, Buharkent, Sultanhisar, Kuyucak ve Bozdağan’ın,
Söke Öğretmenevi: Söke, Germencik, Kuşadası ve Didim’in,
Karacasu Aşçılık Okulu: Karacasu’nun,
Koçarlı Öğretmenevi: Koçarlı ve Karpuzlu’nun yemeğini yapıyor.
Öğretmenevi personeli çalıştığı için eleman maliyeti de yok denecek kadar az. Denetim sıfır hatta hiç yok. Ekmekler 30 gram özel imalat, köfteler misket köfte (tavuk) et yemeği hiç çıkmıyor, yemeklerde kırmızı et bulunmuyor. Şartname yok, gramaj uygulaması yok, yemek çıkarılan yerler merdiven altı tabir edilebilecek düzeyde yetersiz.
Aydın Öğretmenevi'nde yemekler akşam 20.30 -21.00 arasında çıkmış oluyor. Sabaha karşı çıkmasının önünde, komşuların şikayetine dayalı bir sorun yaşandığı belirtiliyor. Piştikten 14 saat sonra öğrenciye servis ediliyor.
Bu zehirlenme olayı ilk değil, geçen sene Karacasu’da, daha önce de Karpuzlu’da yaşandı.
İşin rant kısmı ile ilgili de vahim iddialar var; satın almaları kimlerin organize ettiğinden tutun da bu ranta ortak olan irili ufaklı mevki sahibi kişilerden de bahsediliyor. Oraları aydınlatma işini devlet yapsın diye, konuyu burada kapatıyorum.
Bütün bunları sadece çocuklarımız bir daha zehirlenmesin diye yazmıyorum.
Çocuklarımızın hakkı olan yemek için gelen paralar bazı haramzadelerin kursağına azık, bireysel zenginliğine sermaye olmasın diye kaleme alıyorum.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan eğitime aktarılan kaynaklardan bahsederken, yemek işini de gururlu bir şekilde ifade ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı; Üzgünüm. Ne yazık ki öğrenciye yansıyan kısmı en azından bizim şehrimizde utanılacak seviyelerde geziyor.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer’in, bu durumları denetleme konusunda ekibinin yetersiz olduğunu da acilen görmesi gerekiyor.
Yazının tümü kişisel görüşlerimin yanı sıra kaynaklarımın aktardığı bilgilerden oluşuyor. Detaylardaki kaynaklarımı gizleme sözü verdim. Aydın’daki yapının gücünden korktukları için deşifre olmak istemediler.
Başlık gazeteci Mehmet Aydın’a ait. Olaylar sonrası attığı bir twitte:
“Aydın’da zehirlenen sadece öğrenciler değil, zihniyettir. Allah şifa versin” diyor.
Haksız mı?
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.