Bayılıyorum senin siyasete olan ilgine. Kulislere hakim olmaya başlaman da hoşuma gidiyor. Senden gelen bilgilerin bir çoğu doğru çıkmaya başladı. Bana sorular sorandan, sufle veren konumuna doğru geçiş yapıyorsun. Soruların da devam ediyor. Suflelerin ve soruların üzerine konuşalım bakalım.
Özlem Çerçioğlu’nun adaylığının açıklanmıyor olması, merakını cezbetmeye devam ediyor. Bizim yok saçlılar meclisinden bir kaynağım da senin gibi düşünüyor, “CHP Çerçioğlu’nu kovmuyor ama ‘git’ diyor. Çünkü bundan önceki iki seçimde Aydın’ın en ücra ilçesinin belediye meclisinin son sıra üyesine müdahale eden Çerçioğlu’na, bu kez hiçbir ilçe adayını belirleme fırsatı verilmiyor” diyor.
O kaynağım bu durumu, Çerçioğlu’na verilen “Seni aslında istemiyoruz. Biz kovmuyoruz, sen kendin git” mesajı olarak yorumluyor. Bir başka kaynağımın aktardıkları da yok saçlılar meclisinden aktaran kaynağımı doğrular nitelikte; “CHP’de adayları belirleme komisyonunun başında Murat Karayalçın var. Karayalçın’a Çerçioğlu bazı ilçeler için isim söylemiş. Bunun üzerine Karayalçın, ‘Özlem hanım lütfen siz isim önermeyin. Daha önce kimi önerdiyseniz bir yıl içinde kavgalı hale geldiniz. Bu yüzden Aydın’da sancılar yaşıyoruz. Sizin önerdiğiniz isimleri dikkate almıyoruz’ diye herkesin içinde fırçalamış."
Hatırlarsın, Çerçioğlu Kurultay sürecinde topuyla, tüfeğiyle ve tüm ekibiyle Kılıçdaroğlu’nun saflarında yer almıştı. Aydın’daki kongrelerde değişimin şehirdeki önemli mihmandarı Aydın Milletvekil Süleyman Bülbül, başını Özlem Çerçioğlu’nun sekreteri Gökçen’in kocası Ozan Çavuşoğlu’nun çektiği ekip tarafından sürekli susturulmuştu. “Gençliğin umudu, Kılıçdaroğlu” diye slogan atan Çavuşoğlu ve tayfası, Süleyman Bülbül’ü sürekli sabote etmişti. O zamanlar Hikmet Saatçi ve Ozan Çavuşoğlu’nun her eyleminin Çerçioğlunun talimatıyla gerçekleştiğini herkes biliyor.
Yaz aylarının sonu ve sonbaharın başında yenen bu hurmalar, aday belirleme sürecinde Çerçioğlu’nun karşısına çıkmaya başladı. Aydın’da kontrolü kaybeden Çerçioğlu’nun, “Benim her yerde karşılığım var. İzmir’den aday yapın” dediği de kulislerde yoğun konuşuldu ama CHP İzmir de kazan kaldırdı. İzmirli CHP’lilerce çok kısa sürede istenmeyen konumuna düştü. Bakalım; bu hafta neler olacak?
KIVRAK İYİ NİYETLİDİR
CHP’li Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer’in vefatı sonrası Çine Belediye Meclisinden başkan seçilen Mehmet Kıvrak’ın yaptığı açıklamayı fazla kafaya mı taktın sen? Bana sürekli “Kıvrak, ilk açıklamasında ‘Osman Aydın’ın bayrağını indirmeyeceğiz’ dedi. Dinçer’den hiç bahsetmedi” diyorsun. İyi niyetli biridir Mehmet Kıvrak, kötü bir kastı olmadığını düşünüyorum. Acemiliğine ya da aceleciliğine gelmiş olmalı. Yoksa Osman Aydın’dan çok daha fazla hem de iki kez üst üste seçilmeyi başaran, merhum Enver Salih Dinçer’i yad etmemezlik yapmazdı. Sonraki açıklamalarında telafi edecektir.
CUMHUR İTTİFAKI
Biraz da Cumhur ittifakından merak ettiklerini konuşalım. Orada resmi açıklama yapılmasa da, harita şekillendi gibi duruyor. Son dakika hamleleri ve müdahaleleri olmazsa Söke, Germencik, Efeler, Sultanhisar ve Karacasu MHP’ye, Aydın Büyükşehir Belediyesi ile diğer ilçeler AK Parti’ye kaldı. Ortada adaylığı kesinleştiği yönünde adı geçenlerin bir kısmı aday olabilir. Bir kısmının ise beklenti gereği dillendirildiğini düşünüyorum.
ORTAYA İSİMLER ATMAK DOĞRU DEĞİL
Geçen hafta içinde İncirliova’nın MHP’ye bırakıldığı, Karpuzlu ile değiştirildiği bilgisi yayılmıştı. Dün, İncirliova’nın Sultanhisar ile değiştirildiği bilgisi geldi. AK Parti'ye genel seçimlerden sonra katılan Aytekin Kaya’nın harcanmayacağı kanaati oluştu. Bu durum Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce AK Parti’ye geçen Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özncan’ın akıbetiyle ilgili de önemli bir referans ortaya koydu. Süleyman Demirel’in, “Siyasette 24 saat uzun, bir gün kısadır” sözü, adaylıklar resmen açıklanana kadar geçerli. Şimdiden ortaya isimler atmayı doğru bulmuyorum.
KARA BİR LEKE
AK Parti Aydın İl Teşkilatının Medya ve Tanıtımdan sorumlu il başkan yardımcısı Yasin Gülpolat’ın güzellediği, kendini Çerçioğlu’nun manevi oğlu olarak tanıtan zatın yaptığı el kol hareketi, AK Parti’ye hakaret olarak algılandı. Bu rezaletin sebebi Gülpolat’tan başka biri değildi. FETÖ soruşturması geçirdiğini ve aklandığını iddia eden Gülpolat hakkında gazeteci Metin Can’ın yazdıkları ve henüz yanıt bulmayan sorduğu soruların muhtemel cevapları da gösteriyor ki, Gülpolat AK Parti’nin içinde kara bir leke. Medya ile AK Parti’nin arasını açtığını da, meslek camiamızın aktörleri iyi biliyor. Faydadan çok zarar ortaya koyan bu kara leke ile AK Parti Aydın İl Bakanlığı ne kadar süre devam edecek, o da ayrı bir merak ve gündem konusu.
AK Parti’de diğer bir sorun Koçarlı Belediye Başkanı Nedim Kaplan. Kendi seçmeni halkın içinde, “Züccaciye dükkanına girmiş fil gibi, kırıp dökmediği insan kalmadı” yakarışlarının giderek arttığı Kaplan’ın akıbeti de merak konusu. “Gönül belediyeciliği” sloganı ile seçilen ve beş yıllık görev süresince çok sayıda insanın gönlünü kıran, “kibir abidesi” imajı çizen Nedim Kaplan, şu sıralar istenmeyen adam. Sebeplerini sana daha sonra anlatacağım. Sağlıcakla kal.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.