Sokrates hem düşüncelerine odaklanmak hem de yeni bir yer görmek için yaşadığı kentten ayrılır ve kırsalda köyün birine gider. Bu köyün içinde ve etrafında bir serseri gibi dolaşır, tabiatı, yıldızları inceler, yeni düşünceler geliştirir. Elbet köylülerle de iletişime geçer, onlarla sohbet eder. Böyle bir ortamda köylülerden biri lafa girer ve konuşmaya başlar.
-Siz, kentten gelmiş, büyük bir bilge ve alimsiniz, bu doğru mu?
-Doğru.
-Köleleriniz var mı?
-Yok.
-Benim 250 tane kölem var, tarlalarımda çalışıyorlar. Tarlalarınız toprağınız var mı?
-Hayır yok.
-Benim tarlalarımın topraklarımın üzerinde sabah at sürmeye başlasanız güneş batana kadar yine de topraklarımdan çıkamazsınız, o kadar büyüktür. Kaç tane binek atınız var?
-Hiç yok, her yere yürüyerek ya da kiralık arabayla giderim.
-Sadece benim değil, bu köyde yaşayan herkesin onlarca binek atı, hayvanları, evleri vardır. Sizin neyiniz var?
-Benim hiçbir şeyim yok. Sadece kitaplarım, kağıtlarım ve mürekkeplerim var.
-O halde siz nasıl oluyor da bilge oluyorsunuz, o kadar biliyorsunuz da neden bu kadar yoksulsunuz?
Bu sözlere çok içerlemişti Sokrates. Bu adamlara bir ders vermeyi düşünüyordu. Ne yapacağını düşünmeye çalışırken yine o köylünün farkında olmadan verdiği çok önemli bir bilgiyle ilgilenmeye başladı. Köylü, son iki yıldır yaşanan kuraklıktan şikayet etmişti. Bu yıl da kuraklık beklenmekteydi. Dikkatini bu konuya verir Sokrates. Köylünün hepsini dinler, işten anlayanlar da aynı şeyi söylemektedir. Bu yıl da yağmur gelmeyecek ve kuraklık yaşanacaktır. Herkes bu yönde kararlar almak zorundadır. Tedbirli olmaları gerekmektedir.
DEĞİRMENLERİ KİRALADI
Sokrates araştırmalara girişir, bilgisinden yararlanarak hava tahminleri yapar. Bir süre çalıştıktan sonra, köylünün düşündüğünün aksine bu yıl o bölgenin çok yağmur alacağını anlar. Köylü yanılmaktadır. Tedbirini yağmur yağmayacakmış gibi alan köylü, ürün ve hasat beklemez. Verimin çok düşük olacağını beklemektedir. Bundan dolayı değirmen sahipleri de kara kara düşünmektedir. Sokrates kentteki bir dostuna mektup yazar ve faizle borç para ister. Bu gelen para ile çevredeki tüm değirmenleri yok pahasına kiralar. Değirmenciler, birbirinden habersiz değirmenlerini çok kelepir fiyata Sokrates’e kiralar.
Bir zaman sonra Sokrates haklı çıkar. Çok büyük hasat alınır. Hasat değirmenlere yıkılır. Sokrates, bir mevsim içinde çok paralar kazanır. Sonra o köylüyü yanına çağırır ve servetini gösterir. “Sen bu kadar serveti o kadar toprağın, adamın, kölen olmasına rağmen kaç yılda kazanırdın?” diye sorar. Köylü, “En az on yılda” diye karşılık verir. Sokrates, “İşte bilginin gücü budur, bu da senden üstün olduğumu gösterir, senin on yılda kazanacağını ben bilgimi sadece kendi çıkarıma bir kez kullanmak ile bir mevsimde kazandım. Eğer derdim servet olsaydı, senden de zengin olurdum” der ve köylüyü utandırır. Köylü, hayatta herkesin amacının kendisinin yaptığı gibi servet sahibi olmadığını anlar.
***
Bu yaşanmış hikayeden ders çıkarmamız gerekmez mi?
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.