Dün bana güzel bir mesaj döşenmiş, 24 Temmuz Basın Bayramımı kutlamışsın. Hep söylüyorum. İnanılmaz nazik ve naif birisin. Bu tür konuları hiç atlamıyorsun.
Benden aynı duyarlılığı bekleme ne olur. Doğum gününü ve senin için özel olan zamanları atlayabilirim. Sosyal medya paylaşımlarına beğeni koymaya, alkış atmaya ve nazar boncuğu bırakmaya devam edeceğim. Selamsız bırakmayacağım.
Basından sansürün kaldırıldığı tarih olan 24 Temmuz 1908’den itibaren gazeteler ve gazeteciler otosansüre dönmüştür. Sansür kalksa da otosansüre sürükleyen unsurlar devam etmektedir.
Gazetecilik düşünce ve ifade özgürlüğü açısından geniş haklara sahip olsa da uygulama ne yazık ki öyle değil. Türkiye’de savcılar ve hakimlerle ilişikte olanlar yargı üzerinden gazetecileri sıkıştırabiliyorlar.
Aynı savcının şikayetçisine ve şikayet edilene göre farklı yaklaşım gösterdiği durumlar oluyor. Sıradan birini daha ağır ve sert eleştirdiğinde ‘kavuşturmaya yer yoktur’ kararı veren savcı, imtiyazlı bir siyasetçiyi ya da kendi dostunu eleştirdiğinde davayı patlatıyor.
Senin yaptığının on katı sana yapıldığında şikayet etmeye dur. Sana daha basit konulardan onlarca dava açan savcı, ifade ve basın özgürlüğü dersi vererek şikayetinin kavuşturulmasına gerek olmadığını yazıp gönderiyor.
Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç, Hakim Savcılar Kurulu Teftiş Kurulu Başkanı Osman Nuri Yiğit yukarıda bahsettiğim konuları bulmak isterlerse; Aydın Adliyesine bakmaları yeterli. Basınla ilgili yürütülen soruşturma ve kovuşturmaların safahatları incelendiğinde gazeteciyi baskılayan, bezdirmeye yönelik uygulama ve kararlarla karşılaşmazlarsa, dileyin benden ne dilerseniz.
Basın Kanunu, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihatları, Uluslararası Sözleşmelerden kaynaklı haklarımızın nasıl gasp edildiğini incelemeye ve görmeye davet ediyorum sayın yetkilileri.
Sansürün kalkması nedeniyle kutlanan günümüzü tebrik ettiğin için sana teşekkür ederken, haklarımızı gasp edenlere bir kez daha teessüf ediyorum.
Her şey ve herkese rağmen sansürsüz yazmaya, otosansürü de minnacık seviyede tutmaya devam. Çünkü senin haklarını o şekilde koruyabilir, refahın ve huzuruna ancak böyle katkı koyabilirim.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.