Dağ köylerinde, komşusu yük için eşek/at/katır istediğinde söylenir. “İyiymiş ama bugün çok yorduk, bizim hayvan terli” derler.
Telefonun diğer ucunda Çine’den, çok tanıdık bir ses var. Konuşma da aynen şöyle;
-Emin Bey kardeşim, bir bilsen neler oldu?
-Hayırdır ağabey?
-Senin bu Hakan Hilmi Yaman (Eski Çine İlçe Emniyet Müdür Vekili), Sabuncuların Kamil’in (Kamil Tuncer) düğününde, yanında Çine İlçe Emniyet Müdürü de varken havaya silahıyla ateş açtı. Düğün yerinde magandalık yaptı.
-İyi de ağabey, bana ne bundan?
-Kardeş, imam yellerse, cemaat... Sen gazeteci değil misin, yazarsın diye düşündüm. Eğer yazarsan da benden duyduğunu sakın söyleme...
-Söylemem ağabey için rahat olsun.
-Geldiğinde beklerim, gözlerinden öpüyorum.
-Muhakkak uğrarım ağabey, ellerinden öpüyorum.
BUNLARI BANA NEDEN SÖYLÜYOR?
Çine’de uzun yıllar çalıştım. Orada kamunun kaynakları ile iş yürüten, halka da duman attıran bazı varlık ve nüfuz sahibi kişiler ile oluşturdukları lobinin devlet kurumları, kurum yöneticileri, hatta yargı üzerindeki hakimiyetini bizzat yaşadım. İma bile etmediğim halde yazılarımdan kendilerine göre mana çıkartıp dava açtılar, kısa sürede davaları sonuçlandırıp ceza verdiler. Çok yüksek tutarlarda tazminatlar ödettiler. Birini Anayasa Mahkemesi bozdu, birini Yargıtay. (Çine’de çok başarılılar ama Ankara ayakları eksik. Biraz daha çalışmaları lazım) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bile dosyamız var. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’da sonuçlanmayı bekleyen başka itirazlarımız da... Bu arada Anayasa Mahkemesinin, İfade Özgürlüğü kapsamında aldığı ilk karar benimle ilgili. O karar, Twetter ve Youtube gibi sitelerin açılmasına emsal oldu. Daha sonra alınan bir çok kararda da bizim karara atıfta bulunuluyor...
Bizim Ağabey, bunları biliyor. Çine’de, bazı zengin züppelerince kurulan gayri meşru çarkın dümen suyuna girmediğim için neler çektirdiklerinin en yakın tanıklarından biri.
Örnek veriyorum; Hakan Hilmi Yaman, konsomatris çalıştırılan barda kavga çıkarıp mahkemelik de olsa, Çine’de işletme sahiplerine köpek satmaya da çalışsa, Çine sokaklarında çılgınca ve tehlikeli şekilde motosiklet turları da atsa bunları yazacak, üzerine gidecek değilim.
Yazmadığım halde onca bedel ödemiş biri olarak, toplumun değişik kesimlerinden ve değişik değişik bireylerden gelen ihbarları değerlendirmeyeceğim. Çine’de çok ağır yükler taşıdım, yorgunum. Sizin anlayacağınız HAYVAN TERLİ...
TAZİYE
Çine’de evine ilk Denge Gazetesi alan, uzun yıllar Denge’nin abonesi kalan, gazetesi gecikse ya da gitmese hemen telefonla arayıp bildiren ve her seferinde, “Yavrum biz bu gazeteyi çok seviyoruz. Okumadan yapamıyoruz. Gelmemesinden değil de okuyamamaktan dolayı dert ediyoruz seni o yüzden arıyoruz” diyen Melahat Atay teyzemizi dün son yolculuğuna uğurladık. Fatih ve Eralp Atay ağabeylerimin de annesi olan Melahat Teyzeme Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine de sabır ve başsağlığı diliyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
KUTLAMA
Son yıllarda bir kaç gün kala çıkan münferit hadiseler nedeniyle coşkuyla kutlamamız engellenmeye çalışılıyor. Bu yıl da öyle oldu. 3 fidanımıza kıydılar... Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.