Kaleme aldığım son yazılarla ilgili soru yağmuruna tutuyorsun. Bütün sorularına yanıtım var. Hepsinin altı çok dolu.
Sen Necati Ülker’i tanır mısın?
Necati ağabey, çok bilge bir insandır. Hazır cevaptır. “Haziran’da yılandan, Ramazan’da imamdan korkacaksın. Ramazan Haziran’a denk geldiği dönemlerde ne yapmalıyız?” sorusu dışında fikrinin, beyanatının olmadığı hiçbir konuya tanık değilim.
Hatırlar mısın; bir ara Maya Takvimine göre kıyamet kopuyor yaygaraları çıkmış, Şirince’nin dünya üzerindeki iki güvenli yerden biri olduğu ortaya atılmıştı. Aydın Ağzı ve Sözlüğü kitabı başta olmak üzere bir çok eseri kaleme alan Arif Ali Uyguç, Necati Ülker’in bu konuda ne düşündüğünü merak etmiş. Sorusuna yanıtı, “Doğruysa yapacak bir şey yok. Değilse de söyleyecek bir şey yok” olmuş.
Necati ağabey böyle cevaplar veren çok zeki bir adam. Tanımanın ötesinde çok zaman geçirdiğim için kendimi şanslı sayarım. İnşallah sen de bir gün tanışırsın.
Bir gün Necati ağabey, çok sevdiğim dostum Taner Bozkurt ile yemek eşliğinde derin konular konuşuyoruz. Bir an sohbetin dışında kalan Necati abinin bu durumdan rahatsız olduğunu fark eden Taner, “Necati abi be, bu dünya neden dönüyor?” diye sordu. Yanıtı, “Bilinmeyenler, bilinenlerden çok olduğu için” oldu.
Hani bana demişsin ya;
“Bunca şey yazıp çiziyorsun da, neden açık açık belgelerini ortaya koyduğun insanlara suç tanımlı eylemlerinden dolayı bir şey olmuyor?”
Necati abiye sorsan; “Yazılmayanlar, yazılanlardan çok olduğu için. Birileri devleti kandırdığını sandığı için” derdi.
Bildiklerimiz, yazdıklarımızdan çok olmasa, iletişimimize engel olurlar. Olmaya da çalışıyorlar. Müsterih ol. Biz hep beraberiz.
Lakin, Pazartesi’ye kadar sana yazamayacağım. Özel işlerim var. İşlerimin ne olduğunu da merak edersin. Onu da vakti gelince söylerim.
Sıcaklara karşı tedbiri elden bırakma. Terli terli soğuk su içme. Şu dört gün kendine çok iyi bak.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.