Genelde, sen bana bu tür sorular soruyorsun. Televizyonda doktorlar ile sık program yaptığım için gelişen sağlık okur yazarlığıma aldanıyorsun. Doktora sorman gerekeni bana yöneltiyorsun.
Ben sana bugün kişisel değil de zümresel bir karın ağrısından söz edeceğim. Siyasetle alakası yok ama siyasetçilerle olabilir. Basın sektöründe yaşanan bazı olayları anlatacağım.
Türkiye’de Basın İlan Kurumu diye bir otorite kuruluş var. Onu otorite yapan gazetelere basın ve ahlak ilkelerini ihlal ettiği durumlarda ceza verebiliyor olması. Asıl görevi, kamunun ilan ve reklamlarına aracılık etmek.
Verdiği ceza da ilan kesmeden ibaret oluyor. İşini ahlaksızca yapan gazete ve gazetecilere devletin ilanlarını bir süre yayımlatmıyor. Dolayısıyla yayın kuruluşları maddi kayıplar yaşıyor.
Biliyorsun biz geçtiğimiz günlerde kağıt gazete basmayı bıraktık. Basın İlan Kurumu internet haber sitelerine de ilan yayımlatmaya başladı. Dijital olarak haberciliğe devam ediyoruz.
Biz mesleki olarak kendimize güvendiğimiz ve istenen şartları karşılayabileceğimize inandığımız için kağıdı bırakıp dijitalle devam etmeyi seçtik. Çünkü işletmede patronumuz olan iktisat bilimi böyle buyuruyordu.
Devletin internet haber sitelerine ilan yayımlatacağı bilgisi; kısa yoldan para kazanmak, basın faaliyeti adı altında yapacağı kolpalığın finansını devlete yıkmak isteyenlerin iştahını kabarttı.
Nisan ayında başlayan ve Eylül sonunda son bulan “resmi ilan hakkı olanlardan her başvuran gazetenin sitesine ilan verme” süreci Ekim’in başında netleşti. Dijital altyapısı ve okur kitlesi oluşmadığı halde sırf süreci görmek için dahil olanlar düştü.
Bu süreçte sahte trafik sağlayan bazı kurnazlar bulundukları şehirde marka değeri oluşturmasa da, gerçek anlamda ziyaretçi almasa da kalmayı başardı. Ülkemizin her yerinde işi hakkıyla yapan meslektaşlarımız da bu duruma çok şaşkın.
Örneğin biz; başında 30 yılı aşkın mesleki deneyimi olan Mehmet Aydın’ın olduğu güçlü bir kadro ile yola çıktık. Medya şirketimizin 25 yıllık kurum hafızası da kuvvetli yanlarımızdan.
Daha Basın İlan Kurumu internet sitelerine ilan vermeden 3-5 yıl önce istenilen bazı kriterlerin on katına performans edinmeyi başarmış bir haber sitesiyiz. O halde bile biz bir kriteri sağlamakta çok zorlandık, zorlanıyoruz.
Diğer kriterlerde 2 katı, 3 katı hatta 5 katı fazla performans yaparken “Doğrudan Trafik” kısmında sınırı çok zor geçiyoruz. O yüzden sana arada WhatsApp’tan haber linkleri atıyorum.
Toplumumuzda arama çubuğuna direk internet sitesinin tam adını yazarak gelme alışkanlığı yok. O yüzden ya arama motorlarına “Aydın Denge” yazarak geliyor okurlarımız ya da sosyal mecralardan yönlenerek.
Şimdi sana bunları neden anlatıyorum. Bizim oralarda, “Ak mı, kara mı çayda belli olur” derler. Ekim’de de bizim sektörde internet haberciliği yapanların rengi de ortaya çıkmaya başladı.
Geçtiğimiz günlerde bir video yayımlandı. Video, sitelere sahte trafik hizmeti veren biriyle pazarlık yapan yayın temsilcisinin konuşma kaydını içeriyordu.
Konuya ilişkin Basın İlan Kurumundan yapılan uyarılarda, “Kurumun arama motorları sahte trafiği tespit ediyor. Tevessül eden yanar” minvalindeydi.
Anladığım o ki, bu tür hile yapanların arkasında sahtekarlığa prim veren siyasetçiler de var.
Peşinen söyleyeyim; Basın İlan Kurumu yöneticilerini baskı altına alıp sahtekarlığın sürmesini arzulayanlara prim verilmesi, işini düzgün yapan ve halkta büyük karşılığı olan yayın kuruluşlarının hakkına girmektir.
Bunu yapan gazeteci, yetkin bürokrat, aristokrat veya siyasetçiler; sahte trafik sağlayan gibi ifşa olursanız, yandınız demektir. İşini doğru yapan yayın kuruluşları, sizi ne unutur ne de unutturur.
Senin anlayacağın dostum, bizim camiada sahte yollarla trafik elde ederek devleti dolandırdığını sananların mideleri ekşimeye başladı. O yüzden karın ağrısına ne iyi geleceğini sana sordum.
Basın İlan Kurumunun Genel Müdürü Cavit Erkılınç, süreci bugüne kadar basiretli bir tacir edasıyla ve hakkıyla getirdi. Duruşu, tavrı ve kararlılığı ile Türk medyasında işini doğru ve iyi yapanların itibarını iade edeceği yönünde hepimize büyük umut aşıladı. Umarım yarı yolda bırakmaz, bıraktırılmaz.
Kurumun yöneticilerine de sektörden biri olarak, korsanla mücadelede minik bir tüyo vermek isterim. Bu işi organik yapan bir medya şirketi olarak biz doğrudan trafik kriterinde zorlanıyoruz. Çünkü robotlar doğrudan, okuyucu dolaylı yollardan geliyor.
Biliyorum, kendi meselelerimizle seni sıktım. Yarın, merakını cezbeden hususları da sana doğrudan anlatacağım.
Doğrudan trafiği artırmamız için aklına doğal bir yöntem gelirse, lütfen benimle paylaş olur mu? Teşekkür ederim.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.