İş yerimizin önünde park halindeki canlı yayın aracımıza gerçekleşen saldırının sıradan bir mala zarar verme olayı olmadığını, tehdit içerdiğini ve korku salmayı amaçladığını kamuoyu ile paylaşmıştık.
Olayın failleri yakalanınca, bu düşüncemizin doğruluğunu teyit etmiş olduk ve ek ifade vererek konunun azmettirenlerinden de şikayetçi olduk.
Olayı gerçekleştiren Mehmet Kerim, 00.02’de facebook Messenger üzerinden beni aramış, cevap alamayınca “Abi, önemli” diye mesaj atmış. 00.30 gibi de canlı yayın aracımızın yanına gelmiş, komşu iş yerinin otopark görevlisinden çekinerek kaçmış. 02.30’da tekrar gelmiş ve fiili gerçekleştirmiş.
Öyle anlaşılıyor ki, şahsımla temas kurabilse, “abi” ifadesiyle sıcak yaklaşım gösterip benimle buluşmayı ve bana zarar vermeyi amaçlıyordu. Ulaşamayınca geldi, araca zarar verdi.
Bu kişi, kiralık bir müptezel. Emniyette verdiği ifadelerinin de yalan ve kurmaca olduğu ispatlandı.
Olayda kullanılan taksi, olay gününün gecesinde beni takip ediyordu ve evimin önüne arabamı park edip indiğimde, yavaşça yanımdan geçti gitti. Polis hemen az ileride taksiyi aldı.
Mehmet Kerim’in kimin adamı olduğunu biz çok iyi biliyoruz. Onunla birlikte takıldığı kişiler, bize daha önce Özlem Çerçioğlu’ndan teklif getirmiş, biz de reddetmiştik. Şimdi de tehdit taşıyorlar, onu da reddediyoruz.
Sayın Çerçioğlu biz senin tekliflerine yokuz, tehditlerine de tokuz. Biz senin endişelerini biliyor, kaygılarını anlıyoruz. Çok sevdiğin koltuğunu, o koltuğun sana sağladığı nüfuzu ve parasal gücü kaybetmek istemiyorsun. Unutmamalısın ki, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı şahsına ait değil, Aydın halkının bir emaneti. Bu emaneti doğru kullanmanı denetleme görevi de basın mensupları olarak bizlere ait. Biz sana çalma, çaldırma, çarçur etme, çarçur ettirme, Aydın’ın kaynaklarını da, zamanını da boşa götürme deme hakkına sahibiz. Aksi durumlarda da görünen gerçekliklerle haber yapma, eleştiriler yorumlar ve değerlendirmelerde bulunma ve uyarma görevimiz var. Eleştirilerimize, sorularımıza yanıtların olmalı, yoksa da sen suç işliyorsun demektir. Aydın halkını kandırıyorsun demektir. Aydın’ın kaynaklarını ve zamanını boşa götürüyorsun demektir.
Eleştirilere ve sorulara cevabın bizleri susturmak için ballı teklifler, ağır tehditler olursa; sen büyük bir gaflete düşmüş ve memleketi de felakete sürüklüyorsun demektir.
Tekrar söylüyorum; kendine gel Çerçioğlu! Bu şehrin insanının sana verdiği göreve yaraşır davranışlar sergile ve hizmetler üret. Aydın’ın ihtiyacı olan bundan başka bir şey değil.
Bizleri susturmak için senin çıkıp konuşman gerekiyor. İddiaları çürütmen, soruları yanıtlaman gerekiyor. Aksi halde, o koltuğu korumak için “rüşvet toplamak” ve “rüşvet dağıtmak” zorunda kalırsın, “çalmak” ve “çaldırmak” durumuna düşersin. Belki de öylesindir.
Yoksa neden susasın, neden tekliflere ve tehditlere tevessül edesin?
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.