Ben birilerini eleştirdikçe sen de beni eleştirme çabasına giriyorsun ya; büyük keyif alıyorum. Yazım hatalarımı hiç affetmiyorsun. Üslubumu da diline doluyorsun.
Tüm eleştirilerin ve geri bildirimlerin çok yararlı oluyor. Bugünkü eleştirine ise bayıldım: “Ankara’dan CHP’li milletvekilleri ile görüşmeden geldin” diye söze başlamışsın.
Bana gazetecinin objektif ve tarafsız olması gerektiğinden filan dem vurmuşsun. CHP’lilerle görüşmememin bu özellikleri taşımadığım anlamına geldiğini belirtmişsin.
Senin gibi düşünen herkesin sözcüsü olmuşsun, beni yerden yere vurmuşsun. Linç etmişsin adeta. Derhal bu işleri bırakmam gerektiğine kadar vardırmışsın işi….
Hani bir sorsaydın, neden görüşmediğimi merak etseydin. Amacın yargılamadan infaz etmek senin. Şükür ki iletişim kurgumuz sormasan da söylememe imkan veriyor.
CHP’li Aydın Milletvekillerinin benimle konuşması yasak. Eğer onlar benimle görüşürlerse, benimle televizyonda program yaparlarsa, ne olur biliyor musun?
Siyasi hayatları büyük sıkıntıya girer. Benim gazeteciliğim açısından hiç bir sıkıntı olmaz. Onların başına gelmedik iş kalmayacağı gibi, arenadan silinip giderler.
Senin daha demokratik ve özgürlükçü olarak tercih ettiğin CHP’de, işleyiş sandığın gibi değil. Tek adamdan kaçıyorsun biliyorum, orada da tek tek adamlar ve kadınlar var.
Mesela Aydın’da tek kadın var. O, Aydın Büyükşehir Belediyesinin, yani senin imkanlarınla beni satın almak istedi. Teklifi etik değildi. Sana ihanet edemezdim.
Sonra ne mi oldu? Bana ve yayın kuruluşlarıma ambargo uyguladı. Sadece CHP’li milletvekilleri değil millet ittifakı belediye başkanları da benimle görüşemezler.
CHP’nin Aydın İl Başkanı, ilçe başkanları her hangi bir Aydın Büyükşehir Belediyesi yöneticisi ve çalışanı benimle arkadaş, dost olamaz, konuşamaz. Yasak!
Hatta Özlem Çerçioğlu medyasının elinde şantaj malzemesi açığı olan Cumhur İttifakı Belediye Başkanlarından, siyasetçilerinden bile benimle iletişim engeli olanlar var.
Ben hepsiyle görüşürüm. Canlı yayınlara katılırım. Röportjlar yaparım. Çünkü kendime güveniyorum. Yaptığımın sana karşı yanlış değil aksine doğru olduğunu biliyorum.
Bazı istisnalar var. Onlar da bizim ekranlarda, sayfalarda ve sana yazdıklarımda iletişimde olduğumu gördüklerin. Beni eleştirmek yerine onları kutlasan iyi olur.
Korkmadıkları için. Yılmadıkları için. Kişisel siyasi ikbal için Aydın’da kurulan Çerçioğlu sistemine uyum sağlayıp senin haklarını yiyip içenlerle ortak olmadıkları için.
Ben de çok isterim CHP’li Aydın Milletvekilleri ile konuşup senin adına onlara da sorular yöneltmek. Hatta her partiden bir vekille aynı yayında Aydın’ı konuşmak.
Onlar bizden köşe bucak kaçıyorlar. Kaçacaklar da. Çünkü cevabını veremedikleri sana ve yaşadığın şehre büyük yanlışı olan otoritenin kanatları altında yaşıyorlar.
Medyaya ve mahkemelere egemen oldukları sürece hüküm süreceklerini biliyorlar. Medyayı homajenleştirdiler. Mahkameler konusunu sana ayrıca izah edeceğim.
Benim senin adına soracaklarıma cevabı olan herkes bizimle görüşüyor. Sen bana değil de bizimle görüşemeyen, tercihinin sonucu siyasetçilere sor. Onlara söylen.
Eğer Özlem Çerçioğlu’nun değil de senin vekillerin iseler, buyursunlar gelsinler. Hatta çağırsınlar gidelim. Bir de sen sor bakalım. Belki ben yanlış biliyorumdur. Olamaz mı?
Bülent Arınç’ın Çerçioğlu’nu ziyaretini nasıl yorumladığım soruna da daha sonra cevap vereceğim. tvDEN’de Pazartesi Haşmet Aysan, Salı Serhan Seyhan’ı dinleyelim.
Sonra seninle konuyu enine boyuna değerlendirelim. Sık sık çatışıyor, didişiyor olsak da iyi ki varsın. Dün babalar günümü kutlamayı da ihmal etmedin. Teşekkür ederim.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.