tvDEN’de Serhan Seyhan ile sohbet ettiğimiz programda konuştuklarımız hoşuna gitmiş. İzlediğin ve geri bildirimde bulunduğun için sana teşekkür ederim.
Aydın Milletvekillerinden 6’sının Aydınlı olmaması ile ilgili tespitlerimizin doğru olduğunu, kenara çekile çekile hiçbir aktif alanda neredeyse Aydınlının kalmadığını söylemişsin.
Aydın’da Aydınlılar dışında bir çok şehirden gelenlerin dayanışma içinde olduğunu, lobi yaptıklarını, Aydınlıdan fazla vekil çıkardıklarını, sadece siyaset değil bir çok alanın böyle olduğunu hatırlatmışsın.
AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş ile CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz dışındaki milletvekillerinin hep başka memleketlerden geldiği gerçeğini, benimle konuşmak istemişsin.
Aydın’ın istila edildiğini, kendi memleketinde Aydınlıların, başta siyasiler olmak üzere bir çok aktör tarafından istismar edildiğinden yakınıyorsun.
Camide her vakit boy gösterip tefecilik yapan, Kıbrıs, Ukrayna ve Tayvan seyahatlerini kaçırmayan, sana olumlu yanlarını gösterip tüm günahlarını dışarıda işleyenlerin yöntemini, yöneticiler de kullanıyor canım benim.
Sen yetki veriyorsun. Senin bütçeni yönetme hakkına sahip oluyor. Seninle, benimle suç işleyemiyor. Suç işlemek için bu sefer dışarı gitmiyor da, dışarıdan adam getiriyor. Çünkü sen de, ben de hırsızlığa ortak olmayız.
Utanırız, el gün içine çıkmaktan. Kendi memleketimizde rezil rüsva olmak gibi endişelerimiz olur. Dışarıdan gelenin böyle dertleri olmuyor. Şehrin insanının güvendiği, yetki verdiğine hem şehri nasıl soyacağını, bunu yaparken de nasıl başına iş almayacağını öğretiyor.
Şehri kurgulayan yapının bu durum hoşuna gidiyor. Dilediği gibi çalıyor, çaldırıyor, soyuyor soyduruyor, karşı çıkarsak sana bana eziyet ettiriyor. Yetki, makam ve mevkiler hep dışarıdan gelenlerin olsun istiyor.
Senin memleketinde sana gurbet hayatı yaşatıyor. Zengin toprakların fakir bekçisi olma rolünü, sana senin yetki verdiklerin biçiyor. Yakındığın durumu senin tercihin belirliyor. Yüzlerce kilometre uzaktan gelen bir hadsiz kolpalık yaparak elindeki ekmeği bile alıyor.
Sana müstahak!
Neden mi?
Çünkü korkaksın. Hakkını aramıyorsun.
Çünkü tembelsin. Konfor alanından çıkamıyorsun.
…
Üstüne üstlük sıcaklardan yakınıyorsun. Kusura bakma cancazığım; bu sıcaklar zeytine ve incire lazım. Bana Aydınlı olmaktan, kendi memleketinde başkalarının sana efelenmesinden yakınıyorsun ya; Unutma! Buraların asıl sahibi incir ve zeytindir.
Gerçek Aydınlı onlar. Tembelliğine, ilgisizliğine rağmen sana ekmek vermeye devam ediyorlar. Sana hak veriyorum lakin bu korkaklık ve tembellik bizdeyken, bizim de kendimize şunu sormamız gerekiyor: Biz ne kadar Aydınlıyız?
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.