Siz hiç, “62 yıldır 18 yaşındayım” diyen birine rastladınız mı?
Yoğun bakımda, ölümle burun buruna geldiğinde bile hayatla dalga geçebilen birini tanıdınız mı?
Çok sevdikleri için, “Allah cebini parasız, koynunu karısız” bırakmasın diye dua edenle karşılaştınız mı?
Yıllardır el yazısı ile her gün sayfalarca yazı yazarak alzheimer hastalığından korunmayı beceren birini biliyor musunuz?
Aydın Marangozlar Odası Başkanı Süleyman Algün sayesinde tanıdım ben de. “Bizim odanın eski başkanlarından, hastanede yatıyor, ziyaret edeceğim, senin de tanışmanı istiyorum” dedi. Çok yoğun olmama rağmen, “Tamam geliyorum” demiş bulundum. İyi ki de gitmişim.
Yanında geçen yarım saat bir dakikadan daha kısa bir zaman gibi geldi. “Beni buraya Pazartesi günü yatırdılar. O gece 45 dakika içinde sağ tarafımdaki hasta ile sol tarafımdaki hasta öldü. Pikeyi başıma örttüm beklemeye başladım. Hemşire geldi, ‘Siz ne yapıyorsunuz böyle?’ diye sordu. ‘Azrail’den saklanıyorum, görmüyor musun bir saattir buralarda dolanıyor’ dedim” diyerek ölümle dalga geçiyordu.
Alzheimer’dan korunmak için kaleme aldığı yazıların kitaplaştırıyormuş, bunu odada bulunan gelini söyledi. “Kitap mı yazıyorsunuz?” diye sordum. “Yazsam ne olacak; kitap yazanın lehine çalışır” gibi ilginç bir yanıt verdi.
Süleyman Algün, beni tanıtırken “Emin Aydın sıra dışı bir gazetecidir. Doğru bildiğinin arkasında dimdik durur, savcı, emniyet müdürü bile dava açtı. Yerel mahkemeyi kaybetti, ama Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları tek tek bozuyor” şeklinde bir cümle kurdu.
"Hep doğru yaparak yanıldığını düşünen, bir gün yanılmadığını bariz bir şekilde görecektir" diyerek teselli etti. Süleyman Algün’e ve beraberindeki yönetim kurulu üyesi Mehmet Uzan’a sıra dışı yaklaşımı ile öğütler verdi. Onları yakından takip ettiğini söyledi.
Güzel sohbetti. Onunla röportaj yapmak istediğimi, hastaneden çıktıktan sonra uygun bir zamanda kendisinden haber beklediğimi söyledim. “Oğlum gel. Gelirken aklını da yanında getir” dedi.
Allah uzun ömür versin. Daha çok tanımak ve daha çok aktarmak istiyorum. İnşallah olacak.
Çünkü hayata bu kadar farklı bakan birini ıskalamak büyük kayıp olur.
DOSTLUK
Özel dostluklar çok önemli. Hepimiz buna çok muhtacız. Benim de Fethiye’de Adem Kazan adında böyle bir dostum var. Hafta sonu onlara misafirdik. Bu sayede aylar sonra eşim ve kızımla birlikte iki gün geçirmiş olduk. Eşi Gülnihal Hanım, kızı Zeynep ve oğlu Çınar Efe ile bizi çok iyi ağırladılar. Bu yazıyı da Fethiye sahilinden kaleme aldım. Adem, benim asker arkadaşımdır. Ankara Mamak’ta, Barış Gücü Tugayı’nın Gazinosu’nda ifa ettik vatani görevimizi. O elinde sazı, ben de kevgirimle vatanı savunduk.
BEDELLİ ASKERLİK
Konu askerlikten açılmışken; bedelliye karşı değilim. Aylık bin 500 TL karşılığında vatani görevinin yerine getirilmesi çok olumlu bir karar. Askere gidenlere de en az asgari ücret tutarında maaş verilmesi gerektiğini düşünüyorum. O zaman çok adil bir uygulama olacaktır, kanısındayım. Hatta yaş sınırlamasına bile gerek olmadığı kanısındayım. Parayı veren gitmesin, gidene de devlet maaşsız bırakmasın.
ÖZEL GÜN
Bugün bencilliğin üst sınırındayım. Hayatın her günü çok özeldir. Bu günün özel olmasına neden olan insanlara da selam ve sevgilerimi iletiyorum.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.