Öncelikle sana ve senin gibi 24 Temmuz’da arayan, mesaj atan herkese teşekkür ederim. Açıkçası, bir yılda basın ve gazetecilikle ilgili 3-4 özel gün olmasına karşıyım. O yüzden, bu tür günleri önemsemiyorum. Değer verip kutlayanların da nezaketlerini yok saymak da hadsizlik olur. İyi ki varsın, iyi ki varlar…
Gelelim senin şu, Küskün P (prens) Fatih Akkentli meselesine ve 24 Temmuz’a ilişkin, Özlem Çerçioğlu’na doğru yanladığı ve yaladığı paylaşımına…
Bunlar, bizi hiçbir şey bilmiyor, içlerinden haber almıyoruz sanıyorlar. Orayı bugün Özlem Çerçioğlu yönetebilir ama orası Aydın halkının kurumu, vatandaş olarak senin de, benim de orayı gözleme ve denetleme hakkımız var. Eleştirebilir, şikayet edebilir, bildiklerimizi, duyduklarımızı ve düşündüklerimizi kamuoyu ile paylaşabiliriz.
Geçtiğimiz günlerde sarı binaya birinci katından giriş yapan Akkentli, herhalde yanlaya yanlaya yedinci kata kadar ulaşmayı hedefliyor.
Asansörü kullansa daha hızlı çıkabilirdi ama birinci katta oturup akıl verdiği abileri kendisine bu yolu önerdiler demek ki .
Akkentli, yerel basın üzerinden Çerçioğlu’nu öyle övmüş ki, insanlar gözyaşları içerisinde duygulanarak okumuş olmalı.
Kendisini tanımasam, arayıp bir yerel basın mensubu olarak teşekkür edecektim neredeyse…
“Çerçioğlu, yerel basına şöyle destek çıkmış böyle destek çıkmış, iyi günde yanında olmuş kötü günde yanında olmuş, sağlıkta yanında olmuş muş muş muş muş muş… Her telefona çıkmış, her mesaja cevap vermiş, bir de günün her saatinde vermiş… Peh peh peh…
Ben bunların içerisinde kısa bir dönem bulundum, baktım hepsi suç makinesi, beni de suça ortak etmek istiyor, teşvik üstüne teşvike boğuyorlar, terk ettim. Taktiklerinde, sistemlerinde bir değişiklik olduğunu düşünmüyorum . Tüm yerel basın mensuplarına bir şekilde ulaşıyorlar, aile bütçelerine katkı sağlanması amacıyla!!!!
Ailelerinden bazı bireyleri belediyede işe alıyorlar veya bankamatik memuru olarak belediyede işe alıyorlar, daha sonra o basın mensubu arkadaşlarımız bunlara ve sistemlerine göbekten bağlı oluyor.
Kendileri tarafından kaleme alınan köşe yazılarının, haberlerin, noktasına virgülüne dokunmadan yayınlanması isteniyor. Haber metinleri, otomatik olarak tek elden çıkıyor, bu yerel basın mensuplarına gidiyor.
Tüm siyasi parti liderleri hakkında, belediye başkanları, milletvekilleri hakkında, kendi belediye başkanları başta olmak üzere; herkes hakkında yazı, iftira, hakaret dolu linç kampanyaları yürütülüyor. Bunların en başında da şimdilerin küskün prensi Fatih Akkentli, bulunuyordu.
Fatih Akkentli, bu işleri Önder Yıldırımcan zamanında yapamıyordu. Çünkü Önder yerel basını tanıyor bu yönlendirmelere izin vermiyordu.
Akkentli, müthiş hemşericidir. Önder Yıldırımcan’a Germencik Yörük Derneği üzerinden bir kumpas hazırlayıp, kendi hemşerisi olan Denizli Çallı Onur Arazsu’nun basın daire başkanı olmasını sağladı.
Onur Arazsu üzerinden, besledikleri tüm basın mensuplarını Çerçioğlu’nun birer tetikçisi durumuna getirdiler. Onur Arazsu ise bu işler için ödemelere imza atan memur durumuna geldi.
Ama bir süre sonra açığa çıktı . Sahte siteler, boot hesaplar, sahte mailler, fake haber siteleri, hepsinin. kimler tarafından yapıldığı bilindi, görüldü.
Aydın şehrine ve basınına en büyük ihaneti yapmış olan Özlem Çerçioğlu’na, Fatih Akkentli’nin yapmış olduğu yanlama aslında bir itiraftır. “Biz Aydın’ın namuslu haysiyetli yerel basınını kendi ikbal, imkan ve geleceğimiz için kullandık. Onların eşlerini belediyede işe alarak bize itaat etmelerini istedik. Çocuklarını bankamatik yaparak bize itaat etmelerini sağladık. Yapmayanı ezdik, bitirmeye çalıştık” diyor ama şimdilerde herkes süreci çok iyi gördü. Nasıl kullanıldıklarını, kendi dediklerini yapmadıklarında çocuklarının, eşlerinin nasıl kapı önüne tazminatsız ve beş kuruşsuz konduğunu yaşıyorlar.
Yerel basın bu işlere uyanınca, aynı taktiği Ergün Poyraz üzerinden yaptılar. Çoluk çocuğunu işe aldılar. Kim muhalif ona çaktırdılar. Özellikle ulusalcı kanatta etkili olan Ergün Poyraz’ın bu yönünü kullandılar. Ergün Poyraz’ın nasıl bir karakter olduğunu, bunların nasıl bir zihniyette olduğunu, geçen gece Durmuş Tuna’ya yaptığı paylaşımdan gördünüz. Poyraz’a, “Vay çingene durmuş vay… Anan nerede çalışıyor” yazdırdılar. Roman vatandaşlardan ve annelerden gelen tepkiler üzerine bir süre sonra da paylaşımı kaldırttılar. Ne kadar ileriye gideceklerini ne kadar çirkinleşeceklerini gördünüz. Kendi ellerindeki troller, yandaş kalemler bir anda kendilerine sorun yaratan güçler oldu. Şimdi Ergün Poyraz’ı partiden atmak için girişimler başlamış. Poyraz, bazı basın mensuplarına “beni partiden atarlar ise CHP’yi kapattırırım, Aydın’da kimseyi dışarıya çıkarmam” diyormuş. Şu rezalete bakın!!!
Geldikleri nokta bu..
Bizler Çerçioğlu’na muhalif olduğumuz için sadece kendi iş yerimizle ilgili değil, bize reklam veren, bizimle çalışmak isteyen tüm esnaflara, iş insanlarına kadar gidip ekmeğimizle oynandı. Bize borç veren adam bir daha vermesin diye baskılarına, tehditlerine maruz kaldı. Bize maddi ve manevi destek olan insanlarla gidip tek tek tehdit eden, konuşan isim bugün Çerçioğlu’na yanlama yapan Fatih Akkentli idi. Bizimle yol yürüyen, ekmeğimizi paylaştığımız, uzun yıllar mesai yaptığımız çalışma arkadaşlarımıza, yakınlarımıza bize dava açmaları için verdikleri teşvikleri, yaptıkları tehditleri şimdilik detaylandırmıyorum. Şimdi tüm yerel basın sizin iç yüzünüzü biliyor, ne yapmak istediğinizi biliyor. Yanlamalarınızı, birbirinizi yalamalarınızı da görüyor. Fatih'in gördüğünden eksik kalmadan kaynaklı mutsuzluğunu ve bundan dolayı geri vites yaptığını da anlıyor. Bu kirli siyasetiniz de, siz de Aydın’da yok olmaya mahkumsunuz. Yoksa, Aydın yok olacak.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.