Tam yüz yıl önce, Amerika’nın gazlaması ile topraklarımıza giren Yunan askeri, içeride Rum’un desteği ile Afyon’a kadar ilerledi.
Bozguna uğrayan düşman, geldiği yerden geri gönderildi.
Giderken verdiği tahribat, girerken verdiğinden kat kat fazlaydı.
Köyleri, kasabaları ve kentleri ateşe veriyor, kadın ve kızların ırzına geçiyor, maddi ve manevi yıkım oluşturuyordu.
Aradan geçen bir asır boyunca düşman hiç boş durmadı.
Amerika, Yunan askeri yerine bu sefer başka unsurları devreye koydu.
PKK ve FETÖ gibi yapılarla ülkeyi ele geçirmenin yollarını aradı.
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde konuşlanan PKK buralarda etki gücünü kaybetti.
Devletin en üst kademelerine kadar sinen FETÖ de Ankara’daki etkisini yitirdi.
Bugün, yüz yıl önce olduğu gibi bu iki güdümlü yapı ülkeyi Ege Bölgesi üzerinden terk etmekte ve aynı şekilde bölgede tahribatlar oluşturmakta.
Bunu nereden mi anlıyoruz?
Ege kıyılarından Yunanistan’a geçmeye çalışırken yakalanan iki örgütün de mensuplarının sayılarının oldukça fazla olmasından anlıyoruz.
Ege Bölgesindeki bazı belediyelerin bu yapılarla olan irtibat ve iltisaklarından, devlet kurumlarındaki bazı uygulamalarda bariz bir şekilde görüyoruz, yaşıyoruz.
Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan yolsuzluk, hırsızlık, görevi kötüye kullanmalar ile bunların üstünü örten diğer devlet kurumlarının uygulamaları incelense, ne demek istediğim anlaşılacaktır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Yunanistan’a ve dünya kamuoyuna Efes tatbikatından önemli mesajlar verdi.
Ben de devlet erkanımıza Ege’nin bağrından, Aydın’dan tespitlerimi paylaşmak istedim.
Ülkemizi Ege kıyılarından terk etmek üzere olan yapıların, toprağın insanına, malına, değer yargılarına ve kültürüne verdiği tahribatlar nedeniyle bıçak kemiğe dayanmak üzeredir.
O gün olduğu gibi bugün de efe yürekliler devletin ve milletin emrindedir.
Çalıkakıcı, eşkıya ruhlular ise efe görüntüsü ve efe mahlasıyla bizim olanı sömürüp, düşmanı beslemektedir.
Bu hainlerin ve hainliklerin güvencesi; bürokraside, yargıda, siyasette ve ticarette çanak tutucularla çanak yalayıcıların eylem, söylem ve uygulamalarıdır.
Yazdıklarımızı, konuştuklarımızı “abartıyorlar” diyerek hafifletip bu yapıların yol almasına katkı sunanlara da ayrıca selam olsun.
Tezgahınıza çomak sokma derdinde değiliz lakin tarihe not düşmek adına görevimizi yapıyoruz.
Yapmaya da devam edeceğiz.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.