Takip Et

Tezcan kim vurdurduya mı gitti?

Aydın'da 29 Ekim akşamı bir restoranda bacağından tek kurşunla vurulan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, taburcu oldu. Taburcu olurken, "Tetikçilerle meşgul değiliz" diyen Tezcan, saldırının arkasında kimler olduğunu merak ettiklerini söylemişti. Bu ve benzeri hadiselerin 1980 öncesinde olduğu gibi toplumu ayrıştırmaması ve germemesi gerektirdiği mesajı da veren Tezcan, açıklamaları ile büyük bir takdir toplamıştı.

Bülent Tezcan'ın kurşunlanması olayının yankıları bitmedi, biteceğe de benzemiyor. Olayın arkasında kimler olduğu yönünde çok çeşitli iddialar ve senaryolar var. Bunları dillendirenleri beşe ayıracak olursak, her katmanın kendine göre bir değerlendirmesi var. Katmanları büyükten küçüğe sıralayacak olursak da büyük katmanda gerçekleşen öngörüler ve söylentiler, "İçinde 40 yıllık dostluk ve samimiyete dayalı güven ve vefa yoksa, Aydın'da böyle bir şeyi organize etmeye cesaret edecek kimse yok" türünden... Dördüncü katmanda büyük rant kavgalarının sonucu olabileceği konuşuluyor. Üçüncü katmanda bunun reklam kokan bir hareket olduğu değerlendirmesi hakim. İkinci katmandakiler küçük rantların büyük bedeli olduğu yönünde düşünüyor. Birinci katmandakiler de ulusal ya da uluslararası bir organizasyonun ürünü olduğunu düşünüyor.

Şahsi görüşüm bu FBI, CIA, MİT gibi istihbarat kuruluşlarının işi değildir diye düşünüyorum. PKK, İŞİD veya DHKP/C gibi örgütlerin eli olmadığı da aşikar. Bu olayın yerel bir hesaplaşmanın ya da mesajlaşmanın bir ürünü olduğu şüphesi bende daha ağır basıyor. Vuranı belli olan hadisenin vurduranının henüz ortaya çıkmamış olması da, "Tezcan, kim vurdurduya mı gitti?" sorusunu doğuruyor.

MOTO DEĞİL FETÖ OPERASYONU BEKLİYORLAR

Hafta sonu Çine'deydim. Halk, emniyetten dert yanıyor. Yollarda yakalananlar çok sayıda, kahvelerin, statların, evlerin önünden bile motosikletler toplanıyormuş. Bir motosiklet için sahibinden 120 lira çekici parası, günlük 12 lira da yediemin parası alınıyormuş. Sadece bir maçta stadın önünden aynı anda 17 motosikletin götürüldüğünü, çekicinin yarım saat içinde 2 bin TL'nin üzerinde para kazandığını söylüyorlar. Kendi kask takmayan motosikletli polis memurunun, vatandaşa kask cezası yazdığından dem vuranları rastlamak zor değil. Çinelilerin yakınması bununla sınırlı değil. İlçede bugüne kadar FETÖ ile etkin bir mücadele yürütülmediğini düşünüyorlar. FETÖ'nün enerji yatırımı olan çok büyük şirketi bulunduğunu, ilçede bazı vakıf ve derneklerin yönetici kadrolarına dair her hangi bir çalışma yürütülmediğini söylüyor, gelişmeleri şaşkınlıkla, kaygıyla karşılıyor Çineliler. İlçede bu yapının yılmaz savunucusu olarak bilinen onlarca kişinin hala çok rahat bir şekilde faaliyet yürütüyor olmasına inanamıyorlar. "Ya televizyonlarda izlediklerimiz doğru değil ya da bizim tanıklık ettiklerimiz" diyorlar. Sözün özü Çine halkı garibanların ulaşım aracı motosikletlerle bu denli uğraşılmasından sıkılmışlar. İlçede emniyetin ve adaletin hep moto ile değil biraz da FETÖ ile mücadele etmesini bekliyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun FETÖ ile mücadele konusundaki eforunun Çine'de hissedilmemiş olmasını, hayretler içinde karşılıyorlar.

NUMARASI DEŞİFRE OLMUŞ SİHİRBAZIN GÖSTERİSİNE GİTMEK APTALLIKTIR

Söz FETÖ'den açılmışken bir kaç duyumumu da paylaşmak isterim. Örgütün üyelerine "Hükümet darbeyi halk sayesinde önledi, biz de halkın desteğini alırsak bu durumdan daha kolay kurtuluruz, herkese çok iyi davranın, bir kişi en az 5 kişi kazansın" talimatı gelmiş. Vatandaşımız uyanık olsun, örgütlerinin çıkarı olmadan hiç bir hamle yapmayacak bu zümrenin ilgisinin cazibesine sakın kapılmasın.

Bir de bu örgütün cezaevindeki üyelerine ve bunların yakınlarına "Sabredin, her şey çok güzel olacak. Dünyayı biz hükmedeceğiz. Biz ve bizim çocuklarımız altın nesildir..." deniyormuş. Bana göre FETÖ, tüm numaraları çözülmüş bir sihirbaz gösterisidir. Numaraları çözülen sihirbazın gösterisine gitmek, o numaraları bilmiyormuş gibi davranıp gösteride heyecanlanmak, aptallıktır. Bu yapının içinde devlet ve millet aleyhine neler yaptığınızı ve kimlerle yaptığınızı söylemeleri, etkin bir şekilde pişman olduklarını göstermeleri gerekir. Yoksa kimse inanmaz, inanmayız...

KÜFÜR MÜ BU?

Kuşadası'nda hafta sonu düzenlenen hayvancılık fuarında bir bardak ayran 5 TL'ye satılmış. Sütünü 1 liraya satmakta zorlanan hayvan üreticilerinin ziyaretçisi olduğu fuarda bir bardak ayrana biçilen bu değer o insanlara küfretmek değil de nedir? 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.