Saçma bir soru, diye düşünmeyin. Şehirler de canlıdır ve insanlar gibi onların da olgunlaşması, gelişmesi ve adam olması gerekir.
Aydın’ımız, kağıt üzerinde büyükşehir olmuştur, ama henüz adam olamamıştır. Allah’ın bahşettiği doğal güzellikler ve zenginlikler dışında insanlığın ortaya koyabildiği somut emarelerin dikkati çeker seviyede olmayışı; bunun delilidir.
“Aydın ne zaman adam olur?”
Kendime sordum ve kabaca şu cevapları buldum;
- Aydınlılar, birbirlerini sevmeye başladığı zaman.
- Aydınlılar, siyasetçi geçinen bazı uyanıkların ve onların dümen suyunda hareket eden bürokratların tuzağından kurtulduğu zaman.
- Aydın milletvekillerinin Söke’de çırçırcıların birinci sınıf tarım arazilerine kondurduğu fabrikaları meşrulaştırmak için verdiği çabadan daha fazla, havaalanı, hızlı tren, bölge hastanesi vs. hizmetlerin Aydın’a gelmesi için çalıştığı zaman.
- Siyasette rakip göründükleri ile kapalı kapılar ardında şahsi menfaatleri için bir araya gelen ikiyüzlü seçilmişleri silkeleyip attığı zaman.
- Yapılan hizmetleri eleştirme üzerine kurgulu siyaset anlayışından kurtulup Aydın’ın hakkı olup da yapılmayan hizmet ve yatırımların siyasetçiler tarafından dile getirildiği ve yine siyasetçiler tarafından yapılması sağlandığı zaman.
- Jeotermal kuyularının Aydın’a ve Aydın halkına verdiği zararı konuşurken Çine’de insanları akciğer kanseri yapan madencileri görmezden gelenler kendini sorguladığı zaman.
- Milletvekilleri, incire jeotermalden daha çok zarar veren peroksit (kimyasal zehir) adlı kimyasalın kullanılmasının meşrulaştırılması için Ankara’da çalışma yapmadığı zaman.
- Siyasette, ticarette, kamuda, üniversitede, basında, STK’larda adeta kendi memleketinde gurbeti yaşayan Aydın’ın evlatları söz sahibi olduğu zaman.
- Didim’e cezaevi yapılması girişimleri, yerini serbest bölge yapımı çalışmalarına bıraktığı zaman.
- Seçilmiş ve atanmış yöneticiler dezenformasyondan kurtulup enformasyona tutunduğu zaman.
- Kapalı kapılar ardında birkaç kişinin kurguladığı siyaset oyunlarını Aydın halkı bozduğu zaman.
- İşini iyi yapanların ve kendi alanında başarılı olanların aşağı çekilme çabaları yerini desteğe bıraktığı zaman.
- Halkının, kazandığından az harcadığı ve daha çok çalışıp daha çok tasarruf ettiği zaman.
Uzar, gider...
Uzatalım da.
Şimdilik aklıma gelen bu kadar. Siz de lütfen aklınıza gelenleri yazın, konuşun, paylaşın, bana da gönderin. Olur mu?
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.