Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aralarında Aydın’ın da bulunduğu birkaç CHP’li belediyeyi vizyonsuzlukta örnek gösterdi. Bu konuşmayı geçen hafta il başkanları toplantısında yaptı.
Dur. Hemen umuma yazıyorum diye düşünme. Sana anlatıyorum. Seninle dertleşiyorum. Sence Erdoğan’ın şehircilik açısından Aydın’ı vizyonsuzluk örneği göstermesi doğru değil mi?
Olayı sadece Erdoğan karşıtlığı ile değerlendirmeni istemem. Bence “Adam kazandı” ibaresi ne kadar doğruysa; bu konuda da “Adam haklı” demek o kadar yerinde olur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı, Aydın’da büyük sıkıntılar var. En başta kendi partisinin siyasetçileri, bu vizyonsuzluktan şehri kurtarmak için bir çaba içine girmiyor.
Adam bunu konuşalı bir haftadan fazla zaman oldu. Bir tane bile AK Partili duyduğu utancı kamuoyu ile paylaşmadı. Şehrin, liderlerinin gözündeki imajından mahcubiyetini dile getirmedi.
Cumhurbaşkanı'nın Aydın’a atadığı bürokratlar, yönettiği hükümete bağlı kurumlarda gerçekleşen atamalarla Aydın’a gelen devlet görevlileri de başını kuma gömmüş durumda.
Aydın’ın vizyonsuzluğunu ben şöyle özetleyeyim. Şehre vizyon katsın diye genel bütçeden gelen ve belediye birimlerince üretilen paraların büyük bölümü ya çalınmış ya da çaldırılmış durumda.
Davaya dönüşen durumlarda, devam eden soruşturmalarda, müfettiş raporlarında net bir şekilde görünüyor. Aydın’ın geçmiş yılları hunharca çalınmış durumda.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve HSK Başkanı buraları iyi okusun isterim. Aydın’da tam bir hukuk garabeti ve devlet ciddiyetsizliği yaşanıyor.
Neden mi? Rüşvetin MASAK raporlarıyla belgesi var. Ne kolluk, ne de adliye üzerine düşeni yapıyor. İstanbul Avcılar'da sorumluları tutuklu yargılanan durumun aynısı, kamu zararı onlarca kat daha büyük, faillerinin bir kısmı aynı kişiler olan durumlar var. Buradakiler kamu bütçelerinden usulsüzlük yapmaya devam ediyor.
Bu konuları konuşan gazeteciler hakkında resen soruşturma başlatıp 8 ayda cezasını onayacak kadar hızlı çalışan yargı, 9 yıldır Çerçioğlu ve ekibinin yolsuzluk, ihaleye fesat, edimin ifası, görevi kötüye kullanma gibi davalarında bir türlü karar veremiyor.
Dosyanın içine dosya soka soka Aristoteles’in binlerce yıl önce yazdığı Retorik kitabında kimlerin ceza almayacağı ve alsa bile infazı olmayacağını Aydın’a canlı canlı gösteriyorlar.
Yargı, kolluk, devlet kurumları halkın ve şehrin mağduriyetini giderecek şekilde görevini yapmazken, siyaset ne yapıyor? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin aktif siyasetçileri bile konuşamıyor.
Kulağımıza gelen kötü laflar var. Burnumuzu sızlatan iğrenç kokular mevcut. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aydın için dertlendiğinin onda biri kadar kendi teşkilatları ve aktif siyaset yapan elemanları Aydın için dertlenmiyor.
Çünkü herkes bireysel olarak halinden memnun. Kendilerini şehre ve şehrin insanına karşı sorumlu hissetmiyorlar. Aydın’da sadece halk kandırılmıyor. Aynı zamanda birileri Cumhurbaşkanı'nı ve devleti de kandırıyor.
Yakında darbenin yıldönümü yaşanacak. 15 Temmuz sonrası devlete yardım ediyoruz ayağına bazı imtiyazlar elde edenlerin şehri soyup soğana çevirdiği bilgileri doğru ise, vay halimize…
Şehri bu hale getiren Özlem Çerçioğlu'ysa, 'Cumhurbaşkanı ile arası iyi' algısı yaratıp, hem bürokrasideki hem de AK Parti içindeki işbirlikçilerine cesaret verip, şehri uçurumdan aşağı sürüklemeye devam ediyor.
Bundan sonrasını kıymetli büyüğe yazıyorum;
Teşekkür ederiz Sayın Cumhurbaşkanı. Vizyonsuz tanımlamanız sayesinde belki biraz Aydın’lanırız. İnşallah bu yazı sayesinde gereken herkes gibi siz de Aydın’lanırsınız.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.