Serhan Seyhan ile tvDEN’de program yapmışız. Aydın Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşlarındaki yolsuzluk, usulsüzlük, ihaleye fesat, edimin ifası gibi bilgili belgeli konulara değinmişiz. Aydın halkına hizmet olması gereken paraların çalınmasından, çaldırılmasından heba edilmesinden dem vurmuşuz. Genel bütçeden gelen paraları hizmete değil imajı parlatmaya, suça ve suçu örtmeye harcayan idarenin su faturaları üzerinden Aydın halkının sırtına ekstra yükler bindirdiğine değinmişiz. Böyle onlarca içerik üretmiş, halkı aydınlatmışız. Ne hikmetse yargıyı ve siyaset kurumunu yeterince harekete geçirememişiz.
Bu programlardan birinde de ASKİ Hukuk Müşavirliğinde yaşanan zimmet olayını konuşmuşuz. Orada bir yerde ASKİ Hukuk Müşaviri Avukat Tolga Tanrıverdi’nin de adı geçmiş. Hiç kimse “Tolga Tanrıverdi zimmetine para geçirdi” demese de o durumu zorlamış, kendisine iftira attığımız iddiası ile şikayetçi olmuş. Savcı iddianame yazmış, basit yargılama ile mahkeme bize ceza vermiş. İtiraz etmişiz açık yargılamaya geçilmiş.
Geçtiğimiz Salı günü de ikinci duruşması görüldü. Şikayetçi Tolga Tanrıverdi’nin, mahkemeyi yanıltıcı yalan beyanları Serhan’ı kızdırdı. Aralarında sözlü atışma oldu. Hakime hanım uyardı ve sustular. Duruşma çıkışı koridorda yine diyalog kurdular.
Serhan Tolga’ya, “Maniple ediyorsunuz. Ayıp ediyorsunuz” dedi.
Ben de, “Avukat bey siz bu davayı kaybedeceksiniz, çünkü haksızsınız” dedim.
Tolga bana, “Kazanacağınızdan eminseniz niye geriliyorsunuz?” dedi.
O’na, “Bir hukukçu olarak şikayetçi olduğunuz konuda gazeteciye karşı dava kaybetmek sizi üzecek, rezil olacaksınız” dedim.
O da bize, “Siz kendiniz zaten rezilsiniz” dedi.
Ben de, ASKİ’de yaşananları kastederek, “Sizin rezilliklerinizi ve pisliklerinizi tüm Aydın biliyor, Biz de anlatmaya ve söylemeye devam edeceğiz” dedim.
Üç aşağı beş yukarı tüm konu bundan ibaret.
Sonra bir baktık Aydın BARO’su açıklama yapmış. Biz avukata sözlü saldırıda bulunmuşuz. Kınanmışız. Hiç üstüme alınmadım. Bir kere Tolga oraya avukat olarak değil şahsi şikayeti için gelmişti. Asıl görevini yaptığı için yargılanan, kamu adına orada olan bizlerdik. Tolga’nın tepkileri, BARO’nun açıklaması filan bizim aşırı alışık olduğumuz ve bu şehirde yakından tanıdığımız durumlar. Hareket bize değil Aydın halkına. Çerçioğlu ve saz arkadaşlarından alışığız, atasözüyle tanımı da şu; Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
ASKİ içinden bir kaynağım aktardı. Tolga, Hukuk Müşaviri Vekili imiş. Asalet alabilmesinin yolu da Özlem Çerçioğlu’na yaranmaktan geçiyormuş. Bunun için de bizimle hasım olmayı seçmesinden daha mantıklı da bir yöntemi olmayabilirmiş. Kağıt üstündeki asaletin şimdiden hayırlı olsun avukat bey. Bize göre biraz daha büyümen ve olgunlaşmanda yarar var.
Aydın BARO’suna gelince, yeterince büyük, saygın ve onurlu bir kurumumuz. Üyelerinin kişisel problemleri ve yöneticilerinin basit uygulamaları ile asla yıpratılmamalı ve yıpratılamaz. Yanlış kararlar ve tercihler dönemin yöneticilerini bağlar. BARO’nun onuru ve haysiyeti, üyesi saygın avukatlar ve bunun için kendini sorumlu hisseden biz gazetecilere emanet.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.