Nazilli’de, bir pastanede Yahya Arkan ile sohbet ediyoruz. Yahya Arkan, Aydın’ın bir çok bölgesinde Denge’nin gazete ve reklam pazarlamasını yürüten İncir Ajans’ın sahibi. Eşi, hamile ve Aydın Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Hastanesi ile ilgili şikayetleri var.
Yahya Arkan, “Odada birlikte kaldığı kadın rahatsız olmasın diye, refakatçi olarak yanında kalmadım. Eşime, yemek vermemişler. Koridordan, ‘Yemek’ diye bağırmışlar ama o başı döndüğü için kalkıp alamamış. Hemşire düğmesine basmış ama düğme çalışmadığı için aç kalmak zorunda kalmış. Sağlık alanında devletin açtığı bu güzel işletmeler neden böyle kötü hizmet vermek zorunda bırakılır, anlamıyorum” diye derdini anlattığı sırada, servis elemanı masamıza geldi.
Gülen yüzü, sempatik tavırları, kendisi ile iletişim kurmamızı sağladı. Adı Emir Güder. Pastanenin sahibinin kardeşi imiş. Fransa’da hemşirelik okumuş, Türkiye’de garsonluk yapıyor. Denklik için belgelerini göndermiş, bir yıldır bekliyormuş. Yakınları, onun Türkiye’de hemşirelik yapamayacağını, çalışma şartlarının ağır olduğunu söylüyorlarmış. Emir Hemşire, çok başarılı olacağını düşünüyor.
Emir Hemşire, “Bize, Fransa’da iğne yapmak, serum takmaktan önce insanlara nasıl davranacağımızı öğretiyorlar. Hastayı, uygulanan yöntemler, verilen ilaçlar kadar hemşirenin tutum ve tavırlarının iyileştireceğini öğrettiler. Fransa’da hemşireler hastaların altını temizler, banyosunu yaptırır, yemeğini yedirir, iğnesini yapar, serumunu takar, ilaçlarını da takip eder” dedi.
Emir Güder, Türkiye’de hemşirelik yapabilir mi, başarılı olur mu; bilmiyorum. Bildiğim tek şey, sağlık hizmetleri konusunda çok sağlıklı uygulamalara sahip olmadığımız.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.