Dedikoduna ortak olmamı istiyorsun. Neymiş, “Özlem Çerçioğlu’nun bir hastalığı varmış, zayıflayacağım umuduyla hep küçük beden kıyafetler alıyormuş. Gardırobu bunlarla doluymuş…”
Beni bu muhabbetin içine çekemezsin. Sana bir itirafta bulunayım eğer bu durum bir hastalıksa, aynı hastalık bende de var. Ayak numaram 42 olmasına rağmen 41 numara ayakkabılarım var.
Lütfen daha ciddi meseleleri konuşalım. Özlem Çerçioğlu’nun Aydın’a verdiği zararları, onun yönetimindeki kayıp yılları değerlendirelim. Küçük beden kıyafet takıntısı bizlik bir durum değil.
Çerçioğlu ekibinin hesaplarına yüklenici firmadan yatan paraları “rüşvet” olarak değerlendirmeyenlerin gerekçelerini tartışalım. Asfalt ihalesi ile ilgili geçenlerde yazdıklarımı kovalayalım.
Aydın Büyükşehir Belediyesinde çalışan yüzlerce zabıta görevde yükselmeyi beklerken, yapılan sınavdan sadece altı kişi haberdar olduğu için mağdur olan zabıtaların mağduriyetini gündeme taşıyalım.
Sözleşmeden kaynaklı haklarını alamadığı için hak arayışına giren ve türlü baskılara maruz kalan işçiler için ne yapabilir konularını değerlendirelim. Buna benzer dedikodudan daha mühim yüzlerce konu var.
Bunları sadece senle ben değil, Çerçioğlu’na muhalefet etmesi gereken partilerdeki etkin aktörlerin de gündemlerine alması gerekir. Onların gündeminde neden bu konular yok, sebeplerine bakalım.
Savaş kazanmadan ganimet toplamaya çıkan parti yetkililer varken, Aydın’a ve halkına zarar veren Çerçioğlu’nun uygulamaları siyasetin gündeminde nasıl gelecek ki?
Biri çıkmış kızına avukat vekaleti, şirketine sigorta poliçesi topluyor. Diğeri kendisine ve saz arkadaşlarına hukuk danışmanlıkları, birlikte ganimet avladıklarına iş sağlığı ve güvenliği ile sertifika işi devşiriyor.
Aydın’a zarar verenlerle mücadele etmek de, sana ve bana kalıyor. Bu tiplerin Çerçioğlu tarafından rakip partilerin içine sızdırılmış Truva atları olduğunu düşünsek, yanılmayız.
Neyse canım benim. Çok yoğun bir anımda gelen dedikodu talebine ortak olamayacağım. Yanıtsız bırakmamak için bunları karaladım. Rahat zamanda detaylandırır, uzun uzun tartışırız. Olur mu?
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.