Sana bugün ortaya karışık, bir çok meseleyi kısa kısa özetleyeceğim. Bazısı yeni, bazısı öncekilerin devamı ve bazısı da eksiği tamamlama türünden konular olacak.
Çine Kaymakamı Turan Erdoğan ile başlayayım; Vatandaş bizim muhabire açıklama yapmış, “Kaymakam ilçeden gittiği gün kurban keseceğim” demiş.
Kaymakamın gidişine adak adatacak kadar şahsı kızdıran mesele de, kaymakam beyin tutumu olmuş, “Sen kimsin benim yanıma gelebiliyorsun?” dediğini iddia ediyor.
“Söz özüyle ağırdır, söyleyene bakılmaz” lafını Arif Ali Uyguç’tan duymuş ve çok sevmiştim. Bu açıklamayı yapan vatandaş hakkında söyleneceklere böylelikle ön alayım.
Çineliyim, 12 yıl ilçemde aktif gazetecilik yaptım. Aydın ilinde en hakim olduğum ilçedir Çine. Bu olay üzerine bir çalışma yaptım. Kaynaklarım, vatandaşa hak veriyor.
Kaymakam beyin genel olarak kaba bir üslup takındığını, halkla ilişkisi ve iletişimin kötü olduğunu söyleyen kaynaklarım, bunca sene ilçede kalabilmesine de şaşkınlar.
Söylenecek çok şey var ama “devlet nezaketine ne oldu?” şeklinde sormakla yetineceğim.
Kaymakam bey ve ekibine bana artarak gelen, giderek yoğunlaşan uyuşturucu kullanımı ve ticareti ile ilgili yakınmaları da bu vesileyle iletmiş olayım.
Daha vahim iddialar da var. Onların bir kısmı araştırma gerektiriyor, bir kısmı da teyide muhtaç.
ARINÇ
Sana dün Arınç’ın Çerçioğlu ile fotoğrafını anlatmıştım. Serhan Seyhan, tvDEN’de yaptığımız programda konuştu, çok önemli bir bilgi aktardı ziyarete ilişkin.
Arınç’ın yakınları Didim’de Vakıflar’a ait büyük bir alanı kiralamış. Turizm faaliyeti yürütebilmeleri ve bekledikleri ticareti yapabilmeleri için imar tadilatı gerekiyormuş.
Bunun için önce Didim Belediye Meclisinin, daha sonra da Aydan Büyükşehir Belediye Meclisinin karar alması lazımmış. Arınç’ın ağlamaları geldi dimi aklına? Bu olay da tıpkı onun gibi duygusal.
Çerçioğlu cephesi bu konuyu nasıl yayıyormuş biliyor musun? “Bülent Arınç Erdoğan’ın haberi olmadan adım atmaz!” diye söyletiyorlarmış fısıltı gazetelerine.
“Çerçioğlu’nun Cumhurbaşkanı ile arası bu denli iyiyken bırak BŞB’deki yolsuzluk, usulsüzlük, ihaleye fesat, edimin ifası, görevi kötüye kullanma iddialarını, Aydın’ı Londra’ya taşısa yine de bir şey olmaz!” algısını yayma çabaları bunlar.
NAZİLLİ
Nazilli’nin il olmasına ilişkin yazdıklarımı anlamamışsın. Haluk Alıcık’a mı yükleniyorum, Kürşat Engin Özcan’a mı yoksa Nazilli’ye mi kavrayamadığını söylüyorsun.
Alıcık ve Özcan Nazilli’ye yükleniyorlar. Ben de onlara. Nazilli’nin yükünü hafifletmek istiyorum ben aslında. Şuan güzel ilçenin üstündeki en büyük iki yük bu isimler ve onları kumanda eden yapı. Şimdi anlamış olmalısın.
‘Ş’ YOKSA
Nazilli konulu yazıda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den bahsederken “Genel Bakanı” yazmışım. ‘Ş’yi eksik bırakmışım.
Sen de, “Ş harfini atlamışsın diyeceğim ama sonra bana; ‘Ş harfi önemlidir’ diye yazı yazma” demişsin.
Canım benim çok tatlısın. Ayrıca hata yaptığım için düzeltmekte çok haklısın. ‘Ş’ yoksa ne yok üzerine sana destan yazarım.
Özetleyeyim; ‘Ş’ yoksa ‘Aşk’ yok. Aşk olmasaydı sen de olmazdın.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.