Nazilli Ticaret Borsası’nın daveti üzerine katıldığımız kahvaltıda çok şeyler öğrendik.
Kısmen işimiz olan reklamcılık konusunda inanılmaz vizyon kazandık.
Önce o toplantı;
Toplantının konusu borsanın akreditasyon süreciydi. Paydaşlarına ve bizim aracılığımızla kamuoyuna işe yarar kurum olduklarını tescilletme sürecini anlatmak istiyorlardı.
İncir, ticaretinden öte yaşam biçimi olan Nazilli Ticaret Borsası Başkanı Ziya Aksüt’ün, hayallerini de dinleme fırsatı bulduk. “Bana 400 dönüm arazi versinler, Dünya İncir Borsasını Nazilli’de kurayım” diyen Aksüt’ün, ürüne ve sektöre hakimiyetini içten içe takdir ettik.
Nazilli Sol Sahil Sulama Birliği Başkanı Sabri Topuçar’ın, jeotermal kaynaklı ortaya koyduğu kötümser tabloya da çok üzüldük. Nazilli Kaymakamı Mehmet Okur’un “İncir festivali bundan 100 yıl sonra da yapılıyor olacak” inancına da sevindik.
Akreditasyon sürecinde hayata geçirilecek projelerden, Nazilli Garantisi Markası fikrine bayıldım. İncir paketinin üzerinde bu onay yoksa o inciri almamam gerektiği bilinçaltıma duyar duymaz yerleşti.
Şimdi reklamcılık vizyonu;
Her ortamda ve toplantıda olduğu gibi, Nazilli’nin uzun yaşam şehri olma konusundaki başarısını burada da dinledim.
Nazillilerin reklam yapma, algı oluşturma konusunda çok üstün yetenekleri olduğu hakkında da kesin kanıya vardım.
Sektörün sorunlarından bahseden Nazilli Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Salih Öztürk’ün saydığı maddelerin içinde, “İncir üreticisi yaşlı” diye bir ibare bulunuyordu.
Şikayet ederken bile reklam yapmak, bu olsa gerek.
Anlatılanlar çok güzeldi, giriş ise harika.
Umarım, bir sürecin kağıt üzerindeki şartlarının yerine gelmesinden ibaret bir buluşma olarak kalmaz.
O toplantıya katılan paydaşların misyonu da prosedürü yerine getirilen bir faktörün, aktörü olmanın da ötesine geçer.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.