Şekerim, Aydın’daki tüm gelişmelerin sebeplerini benden öğrenmeye çalışıyorsun. Bazen teyit amaçlı sorduğunun da farkındayım. Mehmet Erdem’in Türkiye gündemine oturan sözleri hakkında yorum yapmayacağım, çünkü henüz görevinde yeni ve eleştirmek için erken. ASKİ Genel Müdürüne taktığın “Dt.” unvanının “Dentist” yani “diş hekimi” olmadığını ise önümüzdeki günlerde yazacağım. Şırnak seyahatime dair gözlem ve deneyimlerimi de bir sonraki yazıda anlatacağım. Bugün, Efeler Belediyesi’nde yaşanan grev ve bazı olaylara ilişkin düşüncelerimi paylaşacağım.
Bizim ekibe ilk bilgiler geldiğinde, "Bir süre izleyelim, gözlemleyelim." dedim. Çünkü Efeler Belediyesi’nde yaşanan hiçbir olaya sadece o olayın kendisi olarak bakamıyoruz. Halk, Anıl Yetişkin’i başkan seçse de orada çok başlı bir yönetim hüküm sürüyor.
Resmi olana hiç bakma sen, fiili olarak yönetim şeması sırasıyla şöyle:
1. Başkan Özlem Çerçioğlu
2. Başkan Ertuğrul Yamen
3. Başkan Ozan Çavuşoğlu
4. Başkan İbrahim Metin Başer
5. Başkan Müttalip Semerci
6. Başkan Barış Altıntaş
7. Başkan Süha Bayırlı
8. Başkan Anıl Yetişkin
9. Başkan Hakan Apaydın
10. Başkan Tamer Toyran
Yanlış değil, kurumun tam 10 tane başı var. Anıl Yetişkin’den önceki 7 başkan olmasa, ondan sonraki iki başkan da olmayacak. Anıl Yetişkin’in fiilen tek başkan olacağı güne kadar, yaşanan her olayın arkasında farklı gelişmeler olduğunu düşüneceğim. Hafızam, duyduklarım ve bildiklerim bunu gerektiriyor.
İşçi kardeşlerimizin eninde sonunda haklarını alacağını biliyorum. Şehrimizin birkaç gün kirli kalmasıyla da ilgilenmiyorum. Benim asıl meşgul olduğum şey, yıllardır hüküm süren kirli zihniyetin, rüşvet, hırsızlık ve yolsuzluk düzeninin bu şehirden temizlenmesidir.
Bu arada yaşanan krizle ilgili eski başkan Fatih Atay’ı suçlayanlar var. Oysa Fatih Atay, belediyenin bu dönemde hiçbir ekonomik sorun yaşamayacağı kazanımlar ve potansiyeller bırakarak görevinden ayrıldı. Bu imkanları çalıştırmadan, kullanmadan Atay’ı suçlayanların kimin çıkarlarını koruduğunu ve şehrin, halkın menfaatine hareket etmediklerini biliyorum, biliyoruz.
İşçi kardeşlerimizin durumunu fırsata çevirmeye çalışanların kullandığı mecralara, o mecraların yayın politikalarına baktığında sen de benim gördüklerimi ve çok daha fazlasını görürsün. Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde, kitap kafeler ve hanımevlerinde çalışan personel "Takım elbise ve topuklu ayakkabılarla Tepecik'te olun destek ekibine katılın ve yaşananları protesto edin." diye kışkırtılıyordu.
"Kimler tarafından ve neden?" dediğini duyar gibiyim. Fiili başkanlar şemasına baktığında sorunun cevabını bulursun, şekerim.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.