Takip Et

Sen, Anıl Yetişkin ve ben

Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin hakkında sürekli beni dolduruşa getiriyorsun. Şekerim, ben senin söylediklerini kabul etmek zorunda değilim. Her duyguyu ve düşünceyi satın alıp, bunu hemen pazara çıkaran olmaktan kaçınırım.

 

Diyorsun ki;

“31 Mart Yerel seçimleri üzerinden tam olarak 120 gün geçti, çok uzun bir süre olmasa da geleceğe yönelik neler olabileceğini, neler ile karşılaşacağımızı göstermeye son derece yeterli bir süre.”

Evet, bence de öyle haklısın.

 

Diyorsun ki;

“Sayın Yetişkin’in, ‘siyasetten uzak bir başkan profil olması, performansını tamamen Efeler ilçesinin ihtiyaçlarına vereceği’ düşüncesi 120 günde yok olmuş durumda.”

Dur bakalım, daha acele etme.

 

Diyorsun ki;

“Hafta içini misafir ağırlayıp sosyal medyada yayınlamaya ayıran Yetişkin, hafta sonlarını genelde düğün ve sünnet törenlerinde zeybek oynayarak geçiriyor. Mevsimin düğün mevsimi olmasını fırsata çeviren çiçeği burnunda başkanın hakkını yememek lazım. Cenaze namazlarını da ihmal ettiğini söyleyemeyiz.”

Halkın içinde olması güzel bir şey.

 

Diyorsun ki;

“120 gün boyunca ağustos böceği misali çalıp oynayan çiçeği burnunda belediye başkanımız, seçim zamanı yayınlamış olduğu projelerinden hiç birini bugüne kadar yerine getirmiş değil, iddia ediyorum ki projelerin neler olduğunu dahi hatırlamıyordur. Emekli evi, otopark, yeşil alan, yatırımlar, istihdamlar, hayvan hakları seçim zamanı dilinden düşürmediği bu projeler hepsi birden yok oldu uçtu.”

Aydın’da böyle olmayan kaç belediye başkanı var? Bence balık, baştan kokuyor. İlçe girişlerine de kendi fotoğrafını astırandan kaynaklanıyor.

 

Diyorsun ki;

“Sokakta, yolda, kahvehanelerde sohbet ettiğimiz Efeler halkı hayal kırıklıklarını gizleyemiyorlar. Hiç olmaz ise hukukçu olan ve Aydın barosu eski başkanı olan Yetişkin’in Efeler Halkının hakkını savunmasını bekliyor ama 120 günde La Perla ile alakalı ne bir somut adım atılmış durumda, nede Efeler Belediyesini sarmış bankamatik memurları hakkında bir tane savcılığa suç duyurusunda bulunduğuna dair bir açıklama var.”

Laperla konusunda bir sıkıntı olmadığını düşünüyorum biliyorsun. Oradan kişisel çıkar elde etme peşinde olanların, kendi emelleri için kamu zararı oluşturmalarına müsaade etmemeliyiz. Bankamatik memurları konusunda haklı olabilirsin. Bütün belediyeler ve tüm kurumlar bunlardan arınmalı. Bunlara ADÜ Genel Sekreteri Baki Arslantaş dahil.

 

Diyorsun ki;

“Efeler halkı sivri sinekten, budanmadığı için tehlike yaratan ağaçlardan bıkmış durumda. Tek işi park ve bahçeler ile ilgilenmek olan bir Barış Altıntaş gibi belediyeciliğin içinde gelmiş bir başkan yardımcısı olmasına rağmen Efeler'in park bahçe sorunu var ise bu işin altında bir bit yeniği var demektir. Ya hayali belediye başkanlığı olan Altıntaş başkan Yetişkin’i zor durumda bırakmak için işini yapmıyor, ya da başkan Yetişkin alın size başkan olmak isteyen Altıntaş'ın vizyonu diyerek halkın önüne atıyor. Ama ne oluyor ise hizmet bekleyen Efeler halkına oluyor.”

Barış bana göre Aydın’ın en gereksiz siyasi aktörü.

 

Diyorsun ki;

“120 günde olmayanları konuştuk kimsenin hakkını yemek bize yakışmaz biraz da olanlardan bahsedelim.”

Seve seve canımın içi, sen istersin de ben seni kırar mıyım?

 

Diyorsun ki;

“Mesela, Efeler halkına Evrim Karakoz'un armağanı olan başkan yardımcısı Muttalip Özsemerci'nin odasında saatler süren, Süha Bayırlı ve Ozan Çavuşoğlu'nun da katıldığı börekli, ballı kaymaklı kahvaltılar oluyor. İlçe başkanın ve bir ASKİ çalışanın Efeler Belediye Başkan yardımcısının odasında nerede ise her gün buluşması çok pis kokulara sebep oluyor.”

ASKİ çalışanı derken galiba Ozan Çavuşoğlu’nu kast ediyorsun, çift karakter ortaya koyuyorsun. Çünkü, benzer mevzular benim de kulağıma geliyor.

 

Diyorsun ki;

“Evrim Karakoz'un danışmanının haftada bir kaç gün başkanın makam odasında olması, ‘Acaba belediyeyi Karakoz mu yönetiyor?’ dedikodularına sebep oluyor.”

Karakoz’u kim yönetiyor, ona bak sen.

 

Diyorsun ki;

“Efeler Belediyesine personel alımı sorumlusu olarak kabul gören ve işe alımları ilçe başkanı kuzeni Süha Bayırlı üzerinden yürüten, AKP eski Milletvekili Rıza Posacı belediye içinde ve parti içinde rahatsızlıklara sebep oluyor.”

AKP değil AK Parti, ayrıca akrabacılığın partisi olmaz canım benim.

 

Diyorsun ki;

“Her akşam ailesi ve meclis üyesi arkadaşları ile Doğa Otelde en ön masada, başında garson bekleterek yemek yiyen komşu kontejanından meclis üyesi seçilmiş Efebel şirketinin genel müdürü Abdullah Candemir fazla oluyor.”

Tanımıyorum bile, fazla mı oluyor, eksik mi kalıyor bilemeyeceğim. Bu arada biz de komşuyuz Anıl Yetişkin ile. Demek ki, komşu var, komşucuk var. Aramıza nifak sokmayı galiba başarıyorsun.

 

Diyorsun ki;

“İmarda kapıları kaldıran başkan Yetişkin'in, meclis üyesinin sahibi olduğu palet fabrikası ile müteahhitler arasındaki ilişkileri 'gelen gideni aratır' sözlerine neden oluyor.”

Bank yapımı için kereste aldırdıklarını ben de duydum. Çöp konteynırı alan müteahhitler de var. Bugüne kadar görülmemiş talepler olduğunu işitiyoruz. Ertuğrul Yamen’in arkadaşı olan başkan yardımcısının yaptığı iddia ediliyor.

 

Diyorsun ki;

“Kontrolü 120 günde eline alamayan sayın Yetişkin, Efeler halkının heba olan 10 yılının üstüne bir 5 yıl daha eklemeye son derece kararlı gözüküyor. Sayın Başkana haddim olmayarak bir tavsiyem ‘bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp’ kendisine bir siyasi danışman atamalı, halka hizmet edemeyeceği belli, en azından ekmek ile su borusu ile kendini halka güldürmesin.”

Bu son sözlerin bana, ‘dost acı söyler’ deyimini hatırlattı.

 

Şekerim sen baya dolmuşsun, son zamanların en uzun yazısı oldu, farkında mısın?

Bir süre görüşmeyelim olur mu? 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.